Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/620 E. 2022/616 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2021
NUMARASI .

DAVANIN KONUSU : Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/11/2021 tarih ve 2015/825 E. – 2021/904 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin tescilli ticaret unvanının … . biçiminde olduğunu, iştigal mevzuunun laboratuvar cihazlarının hastanelere ve benzer müesseselere kurulması ve ihtiyaçlarının giderilmesine ilişkin bulunduğunu, … ibaresinin ticaret unvanının ayırt edici eki olduğunu, aynı zamanda … ibaresini ticari faaliyetlerinde tescilsiz marka olarak da kullandığını, işareti maruf ve meşhur hale getirdiğini, bu başarıdan haksız olarak faydalanmak isteyen davalı Şirketin müvekkilinin tescilsiz markasını haksız olarak kullanmakla kalmayıp tescil ettirmeye de çalıştığını, marka tescil başvurusunun Ankra 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 22.01.2014 gün ve E.2013/26 K.2014/12 sayılı kararla reddedilldiğini, davalının buna rağmen… ibaresini markasal olarak kullanmayı sürdürdüğünü, ticaret ünvanını da değiştirmediğini, bu şekilde haksız rekabete neden olduğunu ileri sürerek davalının ticaret ünvanındaki … ibaresinin ticaret sicilinden terkinine ve eylemleri sebebi ile fazlaya ilişkin hakları sakklı kalmak kaydı ile 1.000,00.-TL maddi ve 50.000,00.-TL manevi tazminatın 24.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ve davalı teşebbüslerin aynı ilgili pazarda faaliyet gösteren rakip durumunda teşebbüsler olduğu, davalının mevcut durumu, ticari unvanı ve ilgili piyasada gerçekleştirdiği faaliyetlerin davacı ticari unvanı ve bununla ilişkili kullanımlar ve ticaretini gerçekleştirdiği ürünler ile iltibas teşkil edebilecek nitelikte olmadığı, davacının itibar, şöhret ve tanınmışlığından yararlanma gibi bir durumunun olmadığı ya da onun itibar ve ürünlerinin imajını düşürme gibi bir durumun da olmadığı, dolayısıyla kendine haksız bir rekabet avantajı elde etmediği gibi, davacının da rekabet edebilirliği üzerinde olumsuz hiçbir etkisinin olmadığı, bu haliyle dava konusu durum ve fiillerin davacı aleyhine haksız rekabet olarak değerlendirilebilecek nitelikte durum ve fiiller olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili Şirketin tescilli ticaret unvanı ve markası olan “…” işaretinin davalı tarafından hukuka aykırı şekilde kullanılmasından kaynaklı olarak meydana gelen markaya tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi, davalı tarafından iş bu işaretin ticaret unvanının normal kullanımını aşacak şekilde markasal olarak öne çıkartılıp kullanılmasına son verilmesi ve davalı tarafından hukuka aykırı bir şekilde müvekkili Şirketin markasının kullanımından kaynaklı uğramış olduğu zararların giderilmesi talebiyle dava ikame edildiğini, davalı Şirketin “…” ibaresini kullanmasının haksız rekabet teşkil ettiğine dair kesinleşmiş mahkeme kararı olmasına rağmen, ilk derece mahkemesinin bu hususu göz ardı ettiğini, davalı tarafın faaliyetlerin haksız rekabet teşkil etmediğine dair hukuka aykırı bir hüküm tesis ettiğini, oysa ki davalı tarafın “…” ibaresine ilişkin marka tescil başvurusu yapması üzerine bu başvuruya karşı dava açıldığını, mahkemece davalının marka başvurusunun reddi ile davalının “…” markasını kullanmasının haksız rekabet teşkil ettiğini hüküm altına aldığını, bu kararın onanarak 09.09.2014 tarihinde de kesinleştiğini, davalının eylemlerinin haksız rekabet niteliğinde olduğuna ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme hükmü bulunduğunu, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin bu konuda değerlendirme yapması üstelik de dava konusu olayda haksız rekabetin bulunmadığı tespiti yapmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzden kaynaklanan tazminat ve ticaret unvanı terkini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta Ankara 2. Fikri ve Sınai haklar Mahkemesince 01.10.2015 tarih ve 2015/367 E.-2015/308 K. sayılı karar ile görevsizlik kararı verilmiş, karar temyiz edilmeden kesinleşmiş, dosyanın gönderildiği Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesince de yukarıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
04/02/2015 dava tarihi itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nin 71. maddesi uyarınca “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hakimli olarak görev yaparlar. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler.”
Somut olayda da uyuşmazlık, tescilsiz markaya tecavüz iddiasına dayalı olup, taraflar arasında davalının tescil başvurusu yaptığı aynı ibareli markasına yönelik olarak benzer iddialara dayalı daha önce açılan davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülüp karara bağlandığı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/4582 Esas, 2014/11171 Karar ve 11/06/2014 Tarihli kararı ile onandığı anlaşılmıştır. Bu davanın daha önce Ankara 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/26 Esas ve 2014/12 Karar sayılı dosyasındaki tespit ve belirlemelere dayalı olarak, bu davanın devamı niteliğinde açılmış bulunması ve o davada da davalının tescilli markaya dayanmış olması nedeniyle, bu konudaki delillerin takdirinin ihtisas mahkemesine ait olacağı kuşkusuzdur. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup görev kuralları kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır. İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Yine somut uyuşmazlıkta, Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmişse de anılan karar, temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, gönderilen mahkeme için bağlayıcı değildir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesine girişilerek yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu durumda, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş, anılan maddenin (a) bendinde açıkça, bölge adliye mahkemesince dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan karar verilebileceği düzenlendiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile aynı Kanunun 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın dosyanın görevli Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
2-İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/11/2021 tarih ve 2015/825 E. – 2021/904 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Kararın bir örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinaf kararının neden ve şekline göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-Davacıdan peşin olarak alınan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/05/2022