Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/600 E. 2022/563 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2021
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ,Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/10/2021 tarih ve 2021/210 E.- 2021/344 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “… “ibareli tescilli , tanınmış markların sahibi olduğunu, 2016/65414 sayılı “…” ibaresini önceki markalarının tescil kapsamlarında yer alan aynı mal ve hizmet ile 35. sınıfta aynı ve benzer ürünler için yaptığı marka başvurusunun, 1.,2.,9. ve 35 sınıfta yer alan bazı mal ve hizmetler yönünden YİDK’ın 2017-M-9959 sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 7/1-b, 7/1-a-c maddeleri uyarına nihai olarak reddine karar verildiğini, oysa redde mesnet markalar ile müvekkilinin başvurusu arasında 556 Sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığı gibi müvekkilinin önceki tescilli markaları nedeniyle müktesep hakkının olduğunu, başvurunun hangi mal ve hizmetler bakımından cins, vasıf, çeşit belirttiğinin ve tanımlayıcı olduğunun belirtilmediğini ileri sürerek YİDK’ın 2017-M-9959 sayılı kararının iptalini ve başvurularının reddedilen mal ve hizmetler bakımından da tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markaların 556 sayılı KHK’nın 7/1-b anlamında ayırt edilemeyecek düzeyde benzer bulunduğunu, aynı ve aynı tür mal/hizmetleri kapsadığını, başvuruya konu “…” ibaresinin başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler yönünden ayırt edicilik vasfına haiz olmadığını, davacının, başvurunun reddedilen mal ve hizmetler bakımından tescili talebinin, tescil işlemlerinin mahkemenin yetkisinde olmadığından reddi gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacıya ait marka başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca reddine dair Kurum kararının iptaline ilişkin bu davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “…” markası ile redde gerekçe gösterilen “…” ibareli markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, dava konusu “…” markasının reddedilen 01. sınıfta yer alan “Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar.” 02. Sınıfta yer alan” İşlenmemiş doğal reçineler”. 09. Sınıfta yer alan” Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil).” 35. Sınıfta yer alan “Reklamcılık, … ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. Yangın söndürücü maddeler. İşlenmemiş doğal reçineler. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar., Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal/hizmetleri ile redde gerekçe “…” ibareli markaların koruma kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı / aynı tür olduğu, dava konusu “…” marka başvurusu bakımından mülga 556 sayılı KHK m. 7/1-a’dan kaynaklı tescil engelinin bulunmadığı dava konusu “…” markasının mülga KHK’nın 7/1-c bendi kapsamında tescil talebi reddedilen 02.01. sınıf “Boyalar, vernikler, laklar, pas önleyiciler, boyalar için bağlayıcı ve inceltici maddeler, boya pigmentleri, metali koruyucu maddeler” ve 02.03 sınıf “Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller.” malları yönünden tanımlayıcı olduğu ve ayırt edicilik vasfını haiz bulunmadığından tescil engeli taşıdığı, davacı dava konusu “…” markası üzerinde 09.10 sınıf “aküler” malında müktesep hak sahibi olduğu davacı tarafça her ne kadar … … A.Ş davalı olarak gösterilmiş ise de bu davalı tarafından yayına itiraz edilmediği, davanın mutlak ret nedenlerine dayalı iptal davası olduğu ve davalı tarafın sadece … Kurumu olması gerektiği, dolayısıyla davada taraf olarak gösterilemeyeceği anlaşıldığından davalının husumet itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile … YİDK’nın 2017/M-9959 sayılı kararının davacının itirazlarının reddi yönünden “9.10 Aküler” emtiası bakımından iptaline, diğer davalı … … A.Ş.’ye karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu “…” ibaresi üzerinde akü ürünü için müktesep hakkı olduğunun tespit edilmesine rağmen 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, redde mesnet markaların tescil kapsamlarında 9.10 sınıfta yer alan emtia ve bu emtianın satışına ilişkin olan 35.05 sınıftaki mağazacılık hizmetinin bulunmadığını, aynı KHK’nın 7/1-c maddesi uyarınca yapılan değerlendirmenin de eksik olduğunu, tarafları ve dava konusu aynı olan Ankara 4. FSHHM’nin 2017/483 Esas ve 2018/450 Karar sayılı dosyasında müvekkilinin başvurusu ile redde mesnet markaların mal ve hizmetleri arasında tescil engeli bulunacak derecede benzerlik olmadığının tespit edildiğini, anılan mahkemece buna göre verilen karara karşı yapılan istinaf itirazlarının da reddine karar verildiğini, bahsi geçen dava dosyasında … ibaresinin 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi uyarınca tanımlayıcı olduğu iddiasının da tartışıldığını, Ankara 4. FSHHM’nin 2017/483 Esas ve 2018/450 Karar sayılı dosyasında verilen kararın ve bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasına rağmen dikkate alınmadığını, mahkemece verilen kararın anılan dava dosyasında verilen kararla uyumsuz bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının davanın reddedilen kısmı yönünden kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Kurumu vekili, başvuruya konu “…” ibaresinin başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 7/1-a-b ve c hükümleri bakımından tescil edilebilir nitelikte bulunmadığını, davacının müktesep hakkı bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun reddedilen mal ve hizmetler bakımından da tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK.’nın 298/2. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması gerekir. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyetine ve kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa’nın 141. maddesine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun, mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın, kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta da ilk derece mahkemesince 19/09/2019 tarihinde verilen ilk karar, tarafların istinaf istemi üzerine Dairemizin 10.07.2021 tarihli 2019/1655 E-2021/935 K sayılı ilamında açıklanan nedenlerle gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının çelişkili olduğu gerekçesiyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılarak, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmiştir.
Dairemiz kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen esasına kaydolunan dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda, dava konusu başvuru ile başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca reddine mesnet marka işaretleri arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu ve başvurunun anılan madde kapsamında reddedildiği 01. sınıfta yer alan “Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar.” 02. Sınıfta yer alan” İşlenmemiş doğal reçineler”. 09. Sınıfta yer alan” Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil).” 35. Sınıfta yer alan “Reklamcılık, … ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. Yangın söndürücü maddeler. İşlenmemiş doğal reçineler. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar., Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal/hizmetlerinin redde mesnet “…” ibareli markaların koruma kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı / aynı tür olduğu, dava konusu başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-c bendi kapsamında tescil talebi reddedilen 2. Sınıfın 1. alt grubunda yer alan “Boyalar, vernikler, laklar, pas önleyiciler, boyalar için bağlayıcı ve inceltici maddeler, boya pigmentleri, metali koruyucu maddeler” ve 2. Sınıfın 3. alt grubunda bulunan “Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller” malları yönünden tanımlayıcı olduğu ayırt edicilik vasfını haiz bulunmadığı, davacının dava konusu marka üzerinde 9. sınıfın 10. alt grubunda yer alan “aküler” emtiası bakımından müktesep hak sahibi olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde dava konusu YİDK kararının 9. Sınıfın 10. alt grubunda yer alan “aküler” mallar bakımından kısmen iptaline karar verilmişse de mahkemece verilen bu kararda gerekçe ve hüküm çelişkisi bulunmaktadır.
Zira Dairemizin bahsi geçen kaldırma kararında da açıkça belirtildiği üzere; davacının, 1/1-5, 2/1-3, 9/1-16, 35/1-5 (1-34 sınıfta yer alan tüm mallara özgülenmiş satış hizmetleri) sınıflarda yaptığı marka tescil başvurusu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından, 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca 1/1-2-4-5, 2/2, 9/3-8-13 ve 35/1-2-3-5 sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden, aynı KHK’nın 7/1-a ve c maddeleri uyarınca da 2/3 ve 9/1-16 sınıfta yer alan mallar bakımından reddedilmiş, davacının bu karara yaptığı itiraz ise dava konusu YİDK kararıyla kısmen kabul edilerek davacının bir çeşit kimyasal olan “mürdesenk” malı üzerinde müktesep hak sahibi olduğu gerekçesiyle başvuru kapsamından çıkarılan 1. sınıfın ilk alt grubunun “mürdesenk hariç sanayide, bilim sahasında , fotoğrafçılıkta , tarım , bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar” olarak değiştirilmesine ve başvurunun “mürdesenk” malı için ilanına, aynı kararla davacının başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve c maddeleri uyarınca 2/1 sınıfta yer alan “Boyalar, vernikler, laklar, pas önleyiciler, boyalar için bağlayıcı ve inceltici maddeler, boya pigmentleri, metali koruyucu maddeler” malları bakımından da reddine karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere dava konusu başvuru, kapsamında yer alan 1/1-2-4-5, 2/2, 9/3-8-13 ve 35/1-2-3-5 (1-34 sınıfta yer alan tüm mallara özgülenmiş satış hizmetleri) sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca reddedilmiştir. İlk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu kararında da dava konusu başvurunun 1/1-2-4-5, 2/2, 9/3-8-13 ve 35/1-2-3 sınıflar ile 1/1-2-4-5, 2/2, 9/3-8-13 sınıf malların satışına özgü 35/5 mağazacılık hizmeti yönünden 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi koşullarının oluştuğu belirtilmiştir.
Yine, dava konusu başvuru, tescili istenen 2/1 sınıfta yer alan ” Boyalar, vernikler, laklar, pas önleyiciler, boyalar için bağlayıcı ve inceltici maddeler, boya pigmentleri, metali koruyucu maddeler” malları ile 2/3 ve 9/1-16 snıfta yer alan mallar bakımından da 556 sayılı KHK’nın 7/1-a-c maddesi uyarınca reddedilmiştir. İlk derece mahkemesince de karar gerekçesinde başvurunun, 556 sayılı KHK’nın 7/1/a-c maddesi uyarınca reddedilen 2/1 ve 2/3 sınıfta yer alan mallar bakımından ayırt ediciliği bulunmadığı ve başvuru konusu ibarenin anılan mallar bakımından tanımlayıcı olduğu açıklanmıştır.
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararındaki bu açıklamalarından hareketle, dava konusu YİDK kararının, başvurunun, 35/5 sınıfta, 1/1-2-4-5, 2/2, 9/3-8-13 sınıf mallar dışındaki diğer malların satışına özgü mağazacılık hizmetleri yönünden 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca reddi bakımından, 9/1-16 sınıfta yer alan mallar yönünden de aynı KHK’nın 7/1-a ve c maddeleri uyarınca reddi bakımından ilk derece mahkemesince yerinde bulunmadığının anlaşılmasına rağmen dava konusu YİDK kararının sadece davacının müktesep hakkı olduğu kabul edilen 9/10 sınıfta yer alan “akü” emtiası bakımından dava konusu YİDK kararının iptaline karar verilmesi gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olmuştur.
O halde 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilmesi zorunlu olduğundan, usul ve yasaya aykırı olan hükmün kaldırılması gereklidir.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, mahkeme kararının gerekçesi ve hüküm fıkrası çelişkili olduğundan, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile kararın gerekçesi ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde, HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekili ve davalı … Kurumu vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı … Kurumu vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 21/10/2021 gün ve 2021/210 E. – 2021/344 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı ve davalı … Kurumu vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı ve davalı … Kurumu tarafından ayrı ayrı yatırılan 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacı ve davalı … Kurumuna ayrı ayrı iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/05/2022

…..
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.