Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/594 E. 2022/599 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2018
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/01/2018 tarih ve 2015/508 E. – 2018/53 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkili arasında 19.10.2007 tarihli Konya ili Beyşehir ilçesi arıza bakım ve onarım hizmet alım sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme gereğince davalının hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahada alçak gerilim ve yüksek gerilim ile orta gerilim tesislerinin arıza bakım onarım işlerinin tamamının yapımı yönünde anlaşmaya varıldığını, yüklenici tarafından bu hizmetlerin yerine getirilmesi karşılığı olarak da davalı idarenin bedel ödemesi hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşmenin ifasına devam ederken davalı şirketin hisselerinin özelleştirilerek işletme hakkının devredildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince yüklenici personelinin alacağı eğitimlerin özel şartnamede tanımlandığını, müvekkilinin belirtilen eğitimleri … … Daire Başkanlığının eğitim bölgelerinde aldırdığını ve ücretlerini kendisinin ödediğini, ancak söz konusu personellerin müvekkilinden izin ve onay alınmaksızın davalı idare tarafından kendi alt firmasına transfer edildiğini ileri sürerek, personel eğitim ücreti olarak şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, yapılan bu transferin müvekkilinin ticari itibarını zedelemesi dolayısıyla da 1.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının icra takibini … aleyhine yapması gerekirken müvekkili şirket aleyhine yaptığını, müvekkili şirketin 30.10.2009 tarihinde hisse devir sözleşmesi ile özelleştiğini, 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi ile bu tarihten önceki işlemlerin mesulünün …, sonraki işlemlerin mesulünün ise müvekkili olduğunun belirtildiğini, davacının sözleşme hükümlerini kendi lehine yorumlamak suretiyle hak edişleri ödenmiş ve sona ermiş bir ihaleden dolayı, aradan yıllar geçtikten sonra haksız kazanç elde etmek amacıyla bu davayı açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının davalı şirket ile Konya ili Beyşehir ilçesi arıza bakım ve onarım işine ait arıza bakım onarım hizmet alım sözleşmesi imzaladıkları, 01.01.2008 tarihinde işe başlayarak sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı şirketin kendi izni ve onayı olmadan personelini kendi alt firmasına transfer ettiğini belirterek yetiştirme ve personel eğitim ücretlerinin tahsili ile ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunduğu, 6102 sayılı TTK’nın 60 (6762 sayılı TTK’nın 62) maddesi gereğince haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat davasının hakların doğumunu öğrendiği günden itibaren 1 yıl ve her halde bunların doğumundan itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 31.05.2010 tarihinde sona erdiği, davacının işçilerinin bu tarihte işten çıkarak davalıya ait işte çalışmaya başladığını iddia ettiği, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle 30.01.2018 tarihli kararı ile davanın zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş, 13.06.2018 tarihli ek kararla mahkemenin 30.01.2018 tarihli kararının miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin 12.06.2018 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesinin, 6100 sayılı HMK’nun 346. maddesine göre miktar itibariyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini, sözleşme hükümlerini ve söz konusu personelin kendi bünyesinde istihdam edildiğini kabul edip, öncelikle husumet itirazında bulunduğunu, diğer bir deyişle davanın niteliğinin haksız rekabet olduğu yönünde bir savunmasının bulunmadığını, mahkemece olayı sözleşme hukukundan çıkarıp, haksız rekabet hükümlerini uygulamasının doğru olmadığını, hizmet alım sözleşmelerinde ise zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, nitekim müvekkilince personel eğitimlerinin de sözleşmenin 7, 11.2.4, Özel Şartnamenin 17. maddesi hükümleri uyarınca yaptırıldığını ve sözleşme bedeline dahil olan eğitim masraflarının ödendiğini, eğitimin süresinin ve şartlarının anılan maddelerde ayrıntılı şekilde düzenlendiğini, bu eğitim sonucu alınan sertifikaların 5 yıl süreli olduğunu, davalının da eğitim masrafı müvekkilince ödenmiş, hazır personeli kendi şirketine transfer ettiğini, bir an için davanın konusunun haksız rekabet olduğunun kabulü halinde dahi TTK’nın 60, 62, TCK’nın 66/1-e maddeleri uyarınca olaya tatbiki gereken uzamış ceza zamanaşımı nedeniyle zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğunu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi dolayısıyla ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin 30.01.2018 tarihli kararının kaldırılmasını, davalarının kısmi ve belirsiz alacak davası ile manevi tazminat davası olduğunu, HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca manevi tazminat davalarında verilen karara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabileceğini ileri sürerek, yerel mahkemenin 13.06.2018 tarihli ek kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, haksız rekabete dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın tahsili istenmiş, mahkemece 30.01.2018 tarihli karar ile davanın zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş, 13.06.2018 tarihli ek kararla da mahkemenin 30.01.2018 tarihli kararının miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin 12.06.2018 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesinin, 6100 sayılı HMK’nun 346. maddesine göre miktar itibariyle reddine hükmedilmiştir.
Oysa dava tarihi itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca, manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktara bakılmaksızın istinaf kanun yoluna başvurulması mümkündür. Kaldı ki davacının maddi tazminat olarak harcadığı toplam eğitim giderinin miktarının 99.905,80 TL olduğuna dair 01.11.2017 tarihli bilirkişi raporu ile yapılan tespit de bulunmaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece verilen 30/01/2018 tarihli karar miktar itibariyle kesin olmadığından, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 346/2. maddesi gereğince kabulü ile mahkemenin 13/06/2018 tarihli istinaf edilmemiş sayılmasına dair ek kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2- HMK’nın 346/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin mahkemece verilen 30.01.2018 tarihli karara karşı sunduğu 12.06.2018 tarihli istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve mahkemece 6102 sayılı TTK’nın 60. (6762 sayılı TTK’nın 62) maddesi gereğince, haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat davasının, hakların doğumunun öğrenildiği günden itibaren 1 yıl ve her halde bunların doğumundan itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, somut uyuşmazlıkta da taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 31.05.2010 tarihinde sona erdiği, davacının işçilerinin 01.06.2010 tarihinde işten çıkarak davalıya ait işte çalışmaya başladığı, dolayısıyla 3 yıllık zamanaşımı süresinin 30.04.2015 dava tarihi itibariyle dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı, aynı taraflar arasında aynı tarihli sözleşme kapsamındaki aynı iş için çalışan başka işçiler yönünden emsal davalarda verilen Yargıtay 23. H.D.’nin 12.12.2019 gün ve 2016/7677 E.- 2019/5311 K., 12.12.2019 gün ve 2016/7678 E.- 2019/5312 K., 10.06.2020 gün ve 2017/848 E.- 2020/1984 K. sayılı ilamlarının da aynı yönde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin 03.07.2018 tarihli istinaf başvurusunun HMK’nın 346/2. maddesi gereğince KABULÜ ile, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/06/2018 gün ve 2015/508 E. – 2018/53 K. sayılı istinaf edilmemiş sayılmasına dair ek kararının KALDIRILMASINA;
2-Davacı vekilinin mahkemece verilen 30.01.2018 tarihli karara karşı sunduğu 12.06.2018 tarihli istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 35,90 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 44,80 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.