Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/579 E. 2022/543 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2021
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada … 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/11/2021 tarih ve 2021/69 E. – 2021/69 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkilinin 2004/00439 sayılı “… & … …” ibareli “… salonu hizmetleri ve bir kısım kozmetik ürünler” bakımından tescilli markasının bulunduğunu, müvekkili Şirket yetkilisi, … ve … arasında imzalanan 01.04.2008 tarihli sözleşme uyarınca, müvekkiline ait 2004/00439 sayılı markanın, karşı yanca kullanılmasına 22.06.2020 tarihine kadar izin verildiğini, 22.06.2020 tarihinde müvekkilince görülen lüzum üzerine 01.04.2008 tarihli sözleşme ile karşı yana verilen kullanım haklarının feshedildiğini ve bu feshin, … Barosu Başkanlığı’nın 22/06/2020 tarih 2020/E1506 ile 22/06/2020 tarih 2020/E1510 sayılı ihtarnameleri ile karşı yana bildirildiğini, fesih ihbarı sonrasında karşı yanın, müvekkili markasının kullanılmadığı iddasıyla … 5. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/189 E. Sayılı dava dosyasında iptal davası açtığını, anılan davada karşı yanın kullanımlarının müvekkilince 01.04.2008 tarihli sözleşme ile verilmiş olan kullanım izni kapsamında bulunduğundan bu kullanımların müvekkili kullanımları ve ihtarlarından sonraki tarihteki karşı yanın kullanımlarının da müvekkilinin muvafakati dışında kullanımlar olduğunun kabul edilerek davanın markanın tescil kapsamında yer alan 44. sınıf “…, … salonları hizmetleri” bakımından reddedildiğini, anılan mahkeme kararı ile karşı yanın müvekkili markası üzerinde, müvekkilinin vermiş olduğu kullanım izni dışında bir hakkı bulunmadığı ve bu kullanım izninin de ihtarname ile ortadan kalkmış olduğu, dolayısıyla ihtarlarından sonraki karşı yanın kullanımlarının müvekkili adına tescilli markaya tecavüz oluşturacağının ortaya çıktığını, karşı yanın, müvekkili markasını halen “…, … salonları hizmetleri”ni kapsayacak şekilde gerek fiziki adreslerinde gerekse de internet üzerinden ve sosyal medya hesaplarında kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek karşı yanca müvekkilinin 2004/00439 nolu “… & … …” ibareli markasının kullanılarak … ve kuaförlük hizmeti sunulduğunun, bu ibareyle tanıtım faaliyetlerinin gerçekleştirildiğinin tespiti, karşı yanınm fiziki ve elektronik ortamlarda gerçekleşen anılan eylemlerinin, müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, önlenmesini, durdurulmasını ve ref’ini talep ettiği davada karşı yanın fiziki adreslerinde ………kullanımının önlenmesi, anılan internet sitelerine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf vekili, müvekkillerinin kullanımları ile ihtiyati tedbir talep eden adına tescilli marka arasında benzerlik bulunmadığını, “… & … …” markasının ilk olarak 1985 yılında … Caddesi’nde müvekkili … ile dava dışı … ve … tarafından kullanıldığını, “… & …” markasının bu 3 kişiye ait olduğunun göz ardı edildiğini, anılan ibarenin gerek kurumsallaşmasının gerekse bir marka haline gelmesinin bu üç kişinin emekleri ile gerçekleştiğini, markanın kullanılmaya başladığı 1985 yılından itibaren 2010 yılına kadar tüm tescil ücretleri, reklam, vergi vb. ödemelerin bu üç ortak tarafından birlikte yapılmasına rağmen 2010 yılından itibaren tüm tescil ücretleri, reklam, tabela vergisi, billboard bedelleri ve ilgili diğer ücret ve vergi ödemelerinin sadece müvekkil şirketlerin yetkilisi … ve …’nın yetkilisi olduğu diğer şirketler tarafından karşılandığını, bu üç kişi arasında imzalanan 01 Nisan 2008 tarihli sözleşmeye göre, talebe konu markanın müvekkili tarafından çeşitli ortaklıklar oluşturmak suretiyle kullanılabileceğini, talep edenin tescilli markayı son on yıldır kullanmadığını, müvekkilinin uzun yıllardır kullanımına sessiz kaldığını, kötüniyetli olarak tedbir isteminde bulunduğunu savunarak, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, her ne kadar karşı taraf işyerlerinde “… & …” ibaresinin … ve … bakımından markasal olarak kullanıldığı bilirkişi incelemesi ile tespit edilmişse de, talep edene ait 2004/00439 sayılı “… & … …” ibareli markanın 08/01/2007 tarihinde 44.sınıfta bulunan hizmetler bakımından tescil edildiği, mahkemenin 16/06/2021 tarih 2020/189 Esas 2021/232 Karar sayılı karar ile anılan markanın “Parfümler, losyonlar, kolonyalar, deodorant, gül suyu, traş losyonlar, ter önleyici deodorantlar. Oje, ruj, rimel, krem, saç boyası, şampuan, kozmetik amaçlı aseton, traş kremi.” emtiası bakımından iptaline ve sicilden terkinine, karar verildiği, verilen kararın kesinleşmediği, dosyanın istinaf aşamasında olduğu, markanın kapsamındaki tüm mal ve hizmetler bakımından iptali gerektiğinin istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürüldüğü, dolayısıyla söz konusu markanın hali hazırda tescil kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından iptal tehdidi altında bulunduğu, adı geçen markanın tüm mal ve hizmetler bakımından iptaline karar verilmesi halinde, talep eden tarafın marka hakkı ihlalinden kaynaklı olarak karşı tarafa karşı hukuki takibatta bulunamayacağı, dolayısıyla marka hakkı ihlaline ilişkin ileri sürülen iddianın yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, karşı tarafça müvekkili markasının iptali için açılan davanın “kuaförlük ve …” yönünden kısmen reddedildiğini, müvekkilinin rızasının kalktığı tarihten sonra karşı tarafın “…&…” ibareli marksal kullanımlarının müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, karşı tarafça … 5 FSHHM’nin 2020/189 esas sayılı dava dosyasında verilen kararda karşı tarafça müvekkili markasnın izni dışında kullanıldığının tespit edildiğini, 01/04/2008 tarihli sözleşmenin feshinden sonra gerçekleşen kullanımların müvekkili markasına tecavüz oluşturduğunu, ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilmesi nedeniyle karşı yandan uygun bir teminat alınması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak öncelikle teminatsız olarak tedbir taleplerinin kabulüne aksi halde uygun bir teminat karşılığı tebdir kararı verilmesini, talebin reddi halinde de karşı taraftan uygun bir teminat alınmasına karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir talep eden tarafın, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesinin gerektiği, somut olayda yaklaşık ispatın sağlanamadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyenden alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, istinaf başvurusunda peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/04/2022 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2022
…….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.