Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/538 E. 2022/576 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/12/2021 tarih ve 2021/531 E. – 2021/759 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalılar aleyhine kargo hizmetlerinden doğan ve bugüne kadar ödenmeyen dağıtım hizmet bedeli bakiye alacağına istinaden İstanbul 31. İcra Müdürlüğü’nün 2021/5887 Esas sayılı dosyasından ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalılara gönderilen ödeme emrinin taraflara tebliğ edildiğini, borçlularca söz konusu ödeme emrine yetki ve borç yönünden itirazda bulunulduğunu, yetki itirazlarının taraflarınca kabul görülüp dosya işlemlerinin yetkili Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2021/4909 Esas sayılı dosya üzerinden yürütüldüğünü, davalıların bu dosyaya da itirazda bulunarak takibi durdurduklarını, akabinde yapılan arabuluculuk görüşmelerinden netice alınamadığını ve bu davayı açma gereği duyduklarını ileri sürerek davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve resmi ücreti vekalet ile davalıdan tahsili ile taraflarına ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili, davalıların pasif husumet ehliyeti olmadığını, davada davalı olarak gösterilenlerin dava konusu taşıma sözleşmesinin tarafı olmadığını, 18/06/2020 tarihli sözleşmenin, davacı ile … arasında yapıldığını, … İktisadi İşletmesinin söz konusu sözleşmede, adına fatura kesilecek kuruluş olarak tanımlandığını, ancak sözleşmenin tarafı olmadığını, diğer yandan davalı olarak gösterilen … … Şirketi’nin ise bu sözleşmenin herhangi bir yerinde olmadığını savunarak pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve haksız icra takibi nedeniyle %20′ den az olmayan tazminatın davacıya yükletilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 18.06.2020 tarihli Dağıtım Sözleşmesi ile … … Birliği tarafından teslim edilen emtianın … … Dağıtım ve … Hizm. Tic. Ltd. Şti. tarafından genel taşıma şartları ve sözleşmede belirtilen şartlara uygun olarak taşınıp ilgili muhataplara teslim edilmesi yükümlülüğü üstlenildiği, sözleşmenin taraflarının davacı ve dava dışı … … Birliği olduğu, dava konusu sözleşmeye ilişkin alacağın ancak akiti olan … … Birliğinden isteyebileceği, davalıların sözleşmeye taraf olmadığı ve pasif husumet ehliyetlerinin olmadığı gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğunda dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dosyada da mevcut olan sözleşme ile Nisan İletişim adına kesilen 25.12.2020 tarihli faturadan da görüleceği üzere Nisan İletişimin dosya borcunun muhatabı olduğunu, zira kesilen fatura alacağı 45.691,20 TL olup ödenmeyen bakiye tutar için icra takibi yapıldığını, şayet Nisan İletişim ile yapılan iş nedeni ile bir ilişki yoksa ise, takibe konmayan bakiye ödeme ödeme neye istinaden yapıldığını, ayrıca … Diş Hekimleri Birliğinin yine dosyada mevcut olan 17.02.2021 tarih ve 011.152 sayılı yazısında iş bu dağıtıma ilişikin olarak ödemenin niye eksik yapıldığı Nisan İletişim yetkilisi Hakan SÜRMEN’e hitaben izah edilmiş olup, hem Nisan İletişim hem de müvekkilini ilgi tutulduğunu, iş bu durum da Nisan İletişimin borcun tarafı olduğuna dair somut bir delili olduğunu, nitekim taraflar arasında yazılı bir sözleşme olması dahi şart olmayan bir durumda, aradaki ticari defter ve kayıtlar incelenmeden doğrudan husumet yönünden ret kararı verilmesinin Yargıtay kararlarına da aykırılık teşkil ettiğini, … İktisadi İşletmesinin, … Birliğinin ekonomik yönünü temsil eden ve doğrudan oraya bağlı organı olduğunu, nitekim … Birliği vakıf veya dernek gibi tüzel kişiliği olmadığı için bu organ vasıtası ile ekonomik faaliyetlerini yürüttüğünü, zira dava ikame ederken veya icra takibi açarken … Birliği diye bir kurum veya kuruluş çıkmadığını, iş bu sebeple taraflar arasında da imzalanan sözleşmenin 7. Maddesinde de yer aldığı üzere söz konusu vergi numarası kullanılmakta ve taraf olarak çıkan davalı yan sisteme eklendiğini, … Birliği, akdedilen sözleşmenin 7. maddesinde iş bu durumu da kabul ettiğini, nitekim taraflar arasında yazılı bir sözleşme olması dahi şart olmayan bir durumda, aradaki ticari defter ve kayıtlar incelenmeden doğrudan husumet yönünden ret kararı verilmesinin Yargıtay kararlarına da aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça davalılar ile arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, davalıların kargo hizmeti almalarına rağmen bunun bedelini eksik ödediği ileri sürülmüş olup, davada bir de yazılı sözleşme sunmuştur. Mahkemece yukarıda gerekçelendirildiği şekilde, davalıların dava konusu sözleşmenin tarafı olmamaları nedeniyle, başkaca hiçbir inceleme yapılmaksızın, pasif husumet yokluğunu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak az önce de ifade edildiği üzere davacı, … İktisadi İşletmesinin, … Birliğinin ekonomik yönünü temsil eden ve doğrudan oraya bağlı organı olduğunu, vakıf veya dernek olmadığından tüzel kişiliğinin bulunmadığını, bu organ vasıtası ile ekonomik faaliyetlerini yürüttüğünü bildirmiştir. Yani davacı da sözleşmeyi şeklen imzalayanın … İktisadi İşletmesi olmadığını bilmekte ancak sözleşmeyi imzalayan … Diş Hekimleri Birliğinin tüzel kişiliği bulunmadığı için davayı bu iktisadi işletmeye açtığını ileri sürmektedir.
Yine dosya kapsamına göre, davacı davalılara taşıma hizmeti verdiğini, davalıların bu hizmet bedellerinin bir kısmını ödediğini bir kısmını ise ödemediğini ileri sürmüştür.
Dosyaya sunulan sözleşme incelendiğinde de, sözleşmenin davacı ile … arasında imzalandığı, ancak sözleşmenin 7. maddesinde, “… Diş Hekimleri Birliğinin davacı Şirketin yaptığı hizmet karşılığında bu sözleşmeye uygun olarak … İktisadi İşletmesi adına kesilecek fatura bedelini eksiksiz ve zamanında ödemeyi taahhüt eder” hükmünün bulunduğu görülmektedir. Diğer yandan, sözleşmede imzası olmamasına rağmen “Nisan İletişim” firmasına da sözleşme kapsamında edim yüklendiği görülmektedir.
Ayrıca davacı tarafça davalılara kesilen fatura bedellerinin bir kısmının ödendiği bir kısmının ödenmediği de belirtilmiş olup, … Ticaret Kanunu’nun 850. ve devamındaki maddelerde düzenlenen taşıma sözleşmesi için yazılı şekil şartının da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu hususlar dikkate alındığında, sırf şekli olarak sözleşme altında imzası bulunmaması nedeniyle davada davalılara husumet düşmeyeceği yönündeki çıkarım doğru olmayacaktır. Davalı tarafa husumet düşmeyeceğinin belirlenmesi dahi esasa ilişkin bir araştırma yapılmasını gerekli kıldığından, yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen hususlar karşısında, davacının iddiaları yönünde bir araştırma yapılması gerekirken, davacının iddialarına yönelik hiçbir araştırma yapılmadan, sunulan faturalar ve ticari kayıtlar irdelenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
HMK’nın 341. vd. maddelerinde bir kanun yolu olarak düzenlenen istinafın amacı, ilk derece mahkemesince verilen kararın denetlenmesi ve kararın yerinde görülmemesi halinde yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulmasıdır. Burada, temyizden farklı olarak ilk derece mahkemesi kararı yalnızca hukuka uygunluk yönünden değil maddi yönden de denetlenmektedir. İlk derece mahkemesi kararı yerinde değilse kural olarak istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırması ve ilk derece mahkemesi yerine gerekirse yeniden yargılama da yaparak karar vermesi gerekir. Ancak, HMK’nın 353/1-a. maddesinde düzenlenen yargılamaya ilişkin bazı temel usul hatalarının bulunması halinde ise istinaf incelemesi sonunda yeniden karar verilmesi söz konusu olmayıp, kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması hali de düzenlenmiştir. Gerçekten de ilk derece mahkemesince, taraflarca gösterilen delillerin hiç değerlendirilmeden karar verilmesi ve delillerin ilk defa istinaf aşamasında değerlendirilmesi halinde taraflar, maddi vakıa denetimi yönünden iki dereceli incelemeden mahrum kalacak ve adil yargılanma hakkının unsurlarından olan hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilecektir.
Somut olaya bu açıdan bakıldığında, davacı tarafın, yukarıda belirtilen iddialarına ilişkin hiçbir delil toplanmamış ve değerlendirilmemiştir. Bu itibarla, yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece, davacının iddiaları ve dayandığı delillerinin incelenmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
2-Kaldırma kararının niteliğine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/12/2021 tarih ve 2021/531 E. – 2021/759 K.. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4- Davacı tarafından yatırılan 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/05/2022