Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/01/2017 tarih ve 2014/64 E. – 2017/32 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin hemen hemen her gün müvekkilini karalamaya yönelik haberler yayınladığını, ilgili gazeteler ve internet hesaplarından müvekkilinin ve dolayısı ile yetkili ve çalışanlarının ticari ve iktisadi itibarının zedelendiğini, yanıltıcı, gereksiz, incitici açıklamalarla marka değerinin küçültümeye çalışıldığını ileri sürerek, davalının haksız rekabete sebep olan fiillerden men edilmesini, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesini, bunun mümkün olmaması halinde ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazmittan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinde hangi haberin haksız rekabet teşkil ettiğinin bildirilmediğini, davacının iddiasının somut verilere dayandırılmadığını, bu haberlerin müvekkili şirkete ait internet sitesinde yayınlanmadığını, haberin … Gazetesinde yayınlandığını, … … ise müvekkili şirket ile bağlantısının bulunmadığını, müvekkili şirketin sadece internetteki sitenin sahibi olduğunu, haber içeriğinde de davacı ile ilgili hiç bir ifadenin yer almadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, haberin yayınlandığı internet sitesinin sahibinin davalı şirket olarak tespit edildiği, haberin yayınlandığı … … sahibinin ise … … A.Ş., imtiyaz sahibinin … olduğu, her iki yayın organının reklam, rezervasyon, iletişim bilgilerinin ve e-posta adreslerinin aynı olduğunun görüldüğü, gerek davalı şirketin gerekse haberin kaynağının alındığı internet sitelerinin yöneticilerinin aynı kişiler olduğu, ancak her iki şirketin de farklı tüzel kişiliklerinin bulunduğu, sadece eylemi gerçekleştiren tüzel kişiliğin aleyhinde dava açılabileceği, haksız rekabet için haksız ticari kullanımın olmasının gerektiği, somut olayda dosyaya yansıdığı kadarıyla haksız bir kullanımın bulunmadığı, TTK.’nın 58. maddesi anlamında maddi tazminat için davalının kusuru ile davacının zarara uğramasının gerektiği, davacının bu haber nedeniyle dolaylı ya da doğrudan zarara uğradığını ispatlayamadığı gibi, davaya konu gazetede ve internet sitesinde çıkan haberlerin, basın özgürlüğü içerisinde kalan haber verme ve kamuyu bilgilendirme sınırları içerisinde kalan haberlerden olduğu gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının müvekkili şirketin adını haksız ve hukuka aykırı olarak kullandığını, yapılan maksatlı habere müvekkilin adını dahil ettiğini, … Gazetesi üzerinden müvekkilinin ve dolayısıyla çalışanlarının ticari ve iktisadi itibarını zedelediğini, yanıltıcı, gereksiz yere incitici açıklamalarla marka değerini küçültmeye …, haksız rekabete sebep olacak şekilde çeşitli isnatlarda bulunduğunu, müvekkili şirket ile ilgili olarak “.,,, başlıklı yazısında “… Ajansı şu haberi geçti…” şeklinde ifadelerde bulunduğunu, müvekkili tarafından yapılmayan bir haberin, müvekkili tarafından yapılmış gibi gösterildiğini, bu fiilin TTK’nın 54/2, 55/a.1. maddesi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi zararın tazmini istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, “davalının Ek-2’de sunulan ifade ve içerikleri kullanmak suretiyle müvekkilinin markasını hedef aldığını ve kamuoyunda marka değerini küçültücü asılsız iddialarla hemen hemen her gün asılsız haberler yaptığını” bildirmek suretiyle işbu dava açılmıştır. Dava dilekçesinin ekindeki anılan belgenin, “…” isimli internet sitesinden alınan ve “… Gazetesinde” yayımlandığı izlenimi yaratan dava konusu haberi içerdiği anlaşılmaktadır. Yine aynı belgede, “…” isimli internet sitesinin, bir medya takip merkezi olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili ise gerek “…” isimli internet sitesinin, gerekse … … müvekkili ile bir ilgisinin olmadığını, müvekkilinin “…….” isimli internet sitesinin sahibi olduğunu, müvekkiline ait internet sitesinde dava konusu haberin yayımlanmadığını, müvekkili ile … … sahibi … A.Ş.’nin farklı tüzel kişiliklerinin bulunduğunu, müvekkilinin 18.02.2014 olay tarihinde “…….” isimli internet sitesinin sahibi iken, işbu dava tarihinden sonra anılan siteyi … A.Ş.’ye devrettiğini bildirmiştir.
Mahkemece görüşüne başvurulan 12.10.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise hiçbir teknik inceleme yapılmadan, davalının “…” isimli internet sitesinin sahibi olduğu ve bu sitede anılan haberin yayımlandığı bildirilmiş, davalı ile haberin yayımlandığı … … sahibinin farklı tüzel kişiliklerinin bulunduğu, davanın sadece eylemi gerçekleştiren tüzel kişiye karşı açılmasının gerektiği, dolayısıyla yanlış kişiye yöneltildiği belirtilmiş, “…….” isimli internet sitesi üzerinde ise hiçbir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece de bu bilirkişi raporundaki tespitlere dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Oysa anılan bilirkişi raporu eksik incelemeye dayandığı gibi kendi içinde de çelişkiler içermektedir. Zira dava konusu haberi yayımlayan site gerçekten “…” isimli internet sitesi ise ve bu site davalıya ait ise, dava doğru tüzel kişiye yöneltilmiş demektir. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere “…” isimli internet sitesi, bir medya takip merkezi olup, sunulan belgelerden ve taraf beyanlarından, davacının dava konusu haberi, kendisinin takip ettiği “…” isimli internet sitesinden aldığı ve davalı ile … Gazetesi arasında organik bağ bulunduğu iddiasıyla, işbu davayı davalıya karşı açtığı izlenimi doğmaktadır. Bu denli yetersiz ve çelişkili bir bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu durum karşısında mahkemece, gerekirse öncelikle HMK’nın 31. maddesi uyarınca davacıdan davasını açıklamasının istenmesi, sonrasında mutlaka bir bilgisayar mühendisi aracılığıyla inceleme yaptırılması suretiyle, 18.02.2014 olay tarihi itibariyle … Gazetesi ile “…” ve “…….” isimli internet sitelerinin sahiplerinin kimler olduğunun, dava konusu haberin bunlardan hangisinde yayımlandığının, buna göre davanın doğru hasıma yöneltilmiş olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözden kaçırılarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/01/2017 tarih ve 2014/64 E. – 2017/32 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022
….