Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/414 E. 2022/767 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/12/2019 tarih ve 2015/165 E. – 2019/1103 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı …Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, davacının 27/09/2014 tarihinde davalı… … Ltd. Şti. firmasından Antalya – Eskişehir yönüne gitmek üzere bilet aldığını, … logolu otobüs ile yolcu olarak seyir halindeyken otobüs sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüje çıktığını ve sonrasında karşı şeride geçerek otobüsün yol üzerine devrilmesi sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağı uyarınca sürücü – davalı …’in tam kusurlu olduğunu, otobüsün tescil malikinin davalı diğer şahıslar olup aracın davalı … şirketine ZMSS, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ve Kasko Sigortası ile sigortalı bulunduğunu, kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalı … şirketine teminat limitleri içinde ödeme yapması isteğini içerir ihtarın 04/12/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının kaza sebebiyle geçici ve kalıcı iş gücü kaybı olacak şekilde yaralandığını ve yine geçici süre bakıma muhtaç hale geldiğini, tedavi süresince araçla ulaşım sağlamış olup akaryakıt gideri bulunduğunu, tedavi için ilaç ve tıbbi malzeme gideri ile cep telefonunun kırılması sonucu yeni cep telefonuna yönelik masrafı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı … şirketi yönünden poliçe teminat limiti dahilinde sorumlu olmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi zararın 27/09/2014 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000,00 TL manevi zararın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 06/11/2019 tarihli dilekçesi ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına konu 1.000,00 TL maddi tazminat talebinin 636.000,00 TL’ye, tedavi ve bakıcı giderine konu 1.000,00 TL’lik talebini 16.464,55 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar …, … ve… … Ltd. Şti. vekili, dava dilekçesi içeriğinden davacının maddi tazminat talebinin geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat, bakıcı gideri, tedavi giderleri, cep telefonu, akaryakıt, ulaşım giderleri, kaza sebebiyle yapılan belgesiz diğer harcamalar için toplam 2.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunduğunu, bu alacak kalemlerinin ayrı ayrı belirlenebilir durumda olduğunu, davacının belirsiz alacak davası veya kısmi dava açmasının HMK 109. maddesine aykırı bulunduğunu, davacının müterafik kusurunun da belirlenmesinin gerektiğini, davacının iş göremezliği ile ilgili dosya kapsamında taraflarına tebliğ edilmiş, değerlendirme yapmaya yetecek yeterli bilgi ve belge bulunmadığından bu iddiaları kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili, … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 07/04/2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu karayolu taşımacılık mali mesuliyet sigortası, yine aynı tarihler itibariyle sorumlu olmak üzere İMSS ile sigortalandığını, poliçe teminatının ancak araçta yolcu olarak taşınan biletli yolcuları kapsadığını, davacı tarafça dosyaya yolcu biletinin sunulmadığını, bu nedenle teminat kapsamı dışında olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti dahilinde ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı bulunduğunu, yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespiti gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, olay tarihinde davalı … şirketine Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi, ZMSS ve kasko poliçesi sigortalı davalı …’in sürücüsü ve diğer davalı şahısların kayıt maliki, davalı şirketin otobüs işleteni olduğu, … plakalı yolcu otobüsünde davacının yolcu olarak seyri sırasında meydana gelen kazada davacının yaralandığı….. Bilim Dalı Başkanlığı raporuna göre kaza tarihindeki yönetmelik nazara alınarak geçici iş göremezlik süresinin 12 aya kadar uzayabileceği, sürekli iş göremezlik oranının %40 olduğu, bakıcı ihtiyaç süresinin 3 ay olduğu, davacı araçta yolcu olup, müterafik kusurunun bulunmadığı, olay tarihinde … Üniversitesi İletişim Fakültesinde Radyo Sinema ve Televizyon bölümünde 3. Sınıf öğrencisi olduğu, mezuniyeti halinde, muhabir, prodüktör, spiker, yönetmen, kameraman olarak çalışabileceği, dosyaya gelen yazı cevapları kapsamında asgari ücretin 3,65 katı oranında kazanç elde edeceğinin belirlendiği ve yine okuduğu okul da nazara alındığında gelirinin en az asgari ücretin 2 katı olabileceği, bilirkişi raporunda hem asgari ücret hem de asgari ücretin 3,65 katı esas alınarak hesaplamaların yapıldığı, ıslah dilekçesi ile bu miktarın (asgari ücretin 2 katına göre oluşan miktar) altında geçici ve sürekli iş göremezlik toplamının 636.000,00 TL’ye yükseltildiği, bu miktarın aynı zamanda her üç poliçenin toplam limiti dahilinde olduğu, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına konu davanın artırılan miktar da nazara alınarak 636.000,00 TL üzerinden kabulüne, alacağa davalı … şirketi yönünden ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge bulunmadığı, bu haliyle dava tarihi öncesi itibariyle temerrüt belgelendirilemediğinden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, cep telefon bedeline konu maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacının bakıcı ve tedavi giderine konu maddi tazminat davasının 3.402,00 TL’si bakıcı giderine ilişkin olup, kanıtlanan SGK’ce karşılanamayan gider de nazara alınarak 500,00 TL’si tedavi gideri olmak üzere 3.902,00 TL üzerinden maddi tazminat davasının bu kısmının kabulüne, alacağa davalı … şirketi yönünden dava tarihi öncesi itibariyle temerrüt belgelendirilemediğinden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerektiği, davacının manevi tazminat davasına yönelik olarak, mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; olayın oluş şekli, tarafların kusur durumları, yaralanmanın boyutu, sosyal ve ekonomik durumlar da nazara alınarak taktiren 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… … Ltd. Şti., …, …, …’ten alınarak davacıya verilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davacının tüm davalılara yönelik maddi tazminat davasının; cep telefonu bedeline konu maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararına konu maddi tazminat davasının artırılan talep de nazara alınarak 636.000,00 TL üzerinden kabulü ile; bu miktarın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa davalı … şirketi yönünden 11/02/2015 dava tarihinden diğer davalılar yönünden 27/09/2014 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacının bakıcı ve tedavi giderine konu maddi tazminat davasının artırılan talep de nazara alınarak kısmen kabulü ile; 3.902,00 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa davalı … şirketi yönünden 11/02/2015 dava tarihinden diğer davalılar yönünden 27/09/2014 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının davalı … şirketi dışında diğer davalılar …, …, … . Şti.’ne yönelik manevi tazminat davasının; kısmen kabulü ile 20.000,00 TL’nin 27/09/2014 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … AŞ vekili, mahkemece hesaba ve dolayısıyla hükme esas alınan davacı gelirinin, konuya ilişkin Yargıtay kararlarına aykırı olacak biçimde afaki ve gerçek tespitlerden uzak değerlendirmeler ile belirlendiğini, davacının gelir durumunun somut belgelerle ispatlanmadığını, fiili durum varken varsayımsal verilere göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK.’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 11/02/2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, işleten, malik ve sürücü olan davalılara birlikte açılan dava yönünden yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu açıktır.
Davalı … şirketi yönünden ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır. Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinde hangi davaların birlikte görüleceği ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta ise davalı … şirketi ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişkisi yoktur. Dolayısıyla anılan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan ve sürücü olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı … şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş, anılan maddenin (a) bendinde açıkça, bölge adliye mahkemesince dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan karar verilebileceği düzenlendiğinden, HMK’nın 360. maddesinin atfı ile aynı Kanun’un 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalı … şirketi vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/12/2019 gün ve 2015/165 E. – 2019/1103 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Kararın bir örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinaf kararının neden ve şekline göre davalı … şirketi vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-Davalı …Ş.’den peşin olarak alınan 11.270,00.TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/06/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022