Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/4 E. 2022/135 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2021
NUMARASI : …..

DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüz Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/10/2021 tarih ve 2021/239 E. – 2021/849 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, asıl ve birleşen davada müvekkiline ait tescilli markaya yönelik tecavüz nedeniyle müvekkili Şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi, 250.000 TL manevi tazminatın taraflarına ödenmesini, verilecek hükmün Türkiye çapında en yüksek 3 gazetede 2’şer hafta ara ile iki defa yayınlanmasını ve taklit ürünlerin toplatılarak taraflarına iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın taleplerini kabul etmediklerini, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve reddi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında görülüp sonuçlandırılan, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/69 Esas nolu dava dosyasında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi sıfatıyla verilen 2019/69 E, 2020/394 K nolu 03/12/2020 tarihli kararda, davacının tescilli “…” markasına benzerlik gösteren “… …” markasını aynı faaliyet alanında kullanarak markaya haksız tecavüzde bulunduğu, bu suretle haksız rekabet oluşturduğunun tespitine karar verildiği, verilen kararın taraflarca istinaf yoluna başvurulmaması sebebiyle kesinleşmiş bulunduğu, verilen bu karar ile dosyada davacı tarafça gündeme getirilen maddi-manevi tazminat talebinin bu dosyadan tefrik edilerek yukarıda belirtilen 2020/549 E numarasına kaydedilerek verilen görevsizlik kararı ile gönderilmiş olduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun, hüküm vermeye yeterli ve elverişli olduğu, davacıya ait marka kullanımına tecavüz suretiyle haksız rekabet oluşturduğu iddiası kesinleşen mahkeme kararıyla sabit bulunduğu, davacı tarafça talep konusu yapılan 5.000 TL maddi tazminatın yerinde olduğu, davalının, haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ise davacının ticari itibarında bir zarar ve eksilmeye yol açtığı hususu ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 5.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yerinde görülmeyen manevi tazminata ilişkin davacı talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin “…” “… …” markalarının 2017/97309 numarası ile tescilli sahibi olmakla, davalı şirketin kullandığı “… …” ibaresi ve ticari logosunda kullanılan “…” logosu Müvekkil Şirket’in markası ve logosu ile son derece benzer olduğundan, müşteri çevresi nezdinde ciddi bir iltibas yarattığını, müvekkili Şirket’in marka haklarına ve ticari itibarına tecavüz edildiğini, iş bu tecavüz sonucunda davalı tarafça haksız kazançlar elde edildiğinden bahisle müvekkili lehine maddi tazminata hükmedilmişken, manevi yönden zarara uğramamış olmasının hayatın olağan akışına ve markaların kullanım amacına aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin manevi tazminat talebinin reddine dair kararının kaldırılmasını, manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, marka tecavüzünden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı tarafça 01/02/2019 tarihinde dava açıltığı, davada ileri sürülen iddiaların davalının davacının tescilli markasına tecavüz ettiği olgularına dayandığı, talebinin ise markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile durdurulması, ayrıca maddi ve manevi tazminat hususlarını içerdiği, bu davanın Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019/69 esas sayılı dosyada görüldüğü, sonrasında ise davacının aynı sebeplere dayalı bir ek dava açtığı, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/535 Esas sayılı dosyasındaki bu davanın da asıl dava olan 2019/69 esas sayılı dosya ile birleştiği, bu iki dosyayı birlikte gören Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesince davanın esası hakkında, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespit ve meni yönünde hüküm kurulmasına rağmen bu taleplere bağlı olarak talep edilen tazminat talepleri için dosyanın yine karar duruşmasında kararla birlikte tefrik edildiği, tefrik edilen yeni esas numarası olan 2020/549 esas üzerinden de asıl ve birleşen dava içerisinde talep edilen tazminat talepleri için Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, bu kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin Dairemize istinafa gelen kararı ile de bu dava hakkında hüküm kurularak maddi tazminet yönünden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK’nın 156. maddesi uyarınca, “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye ceza mahkemesince bakılır.”
Somut olayda da, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere, dava 6769 sayılı SMK’da düzenlenen marka tecavüzü hukuki nedenine dayalıdır. Davacı tescilli markasına davalı tarafça tecavüz edildiğini ileri sürmektedir. Bu duruma göre de bu konudaki delillerin takdirinin ihtisas mahkemesine ait olacağı kuşkusuzdur. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/5599 Esas ve 2017/3243 sayılı ilamı da aynı yöndendir. Kaldı ki, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın esası hakkında hüküm de kurulmuştur.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup görev kuralları kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır. İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Yine somut uyuşmazlıkta, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın esası hakkında hüküm kurulmasına rağmen, aynı nedenlere bağlı olarak talep edilen tazminat talepleri için, yerinde olmayan bir usul ile, karar duruşmasında görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilip sonrasında da görevsizlik kararı verilmiş ise de, verilen görevsizlik kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, gönderilen mahkeme için bağlayıcı değildir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesine girişilerek yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu durumda, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş, anılan maddenin (a) bendinde açıkça, bölge adliye mahkemesince dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan karar verilebileceği düzenlendiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile aynı Kanunun 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın dosyanın görevli Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Eskişehir Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
2-İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekillinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/10/2021 tarih ve 2021/239 E. – 2021/849 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosyanın görevli Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Eskişehir Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Kararın bir örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinaf kararının neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-Davacıdan peşin olarak alınan 85,33 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/02/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2022