Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/391 E. 2022/1054 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/391
KARAR NO : 2022/1054
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2021
NUMARASI : 2021/267 E. – 2021/369 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/11/2021 tarih ve 2021/267 E. – 2021/369 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, “…” seri ve “…” markaları üzerinde üstün ve öncelikli hakkın müvekkili şirkete ait olduğunu, davalı yanın “…” ibareli markasının asli esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğunu, davalı markasının görsel olarak müvekkilinin markaları ile birebir aynı bulunduğunu, aynı sınıflarda tescilinin talep edildiğini, müvekkilinin markalarını davalıdan çok önce tescil ettirdiğini, davalının … markasının müvekkili firmaya ait “…” ve “…” ibareleri kullanılarak aynı yazı karakteri ile görsel, işitsel, fonetik bakımdan neredeyse birebir aynı olacak şekilde oluşturduğunu, davalı tarafın “…” markasının tescili halinde müvekkili şirketin kazandığı tanınmışlıktan yararlanacağını, müvekkili şirketin seri markalarından biri olduğu izlenimini yaratarak tüketiciyi yanıltacağını, haksız kazanç edineceğini, davaya konu markanın kötü niyetli bir tescil olduğunu ileri sürerek 2016-M-3037 sayılı YİDK kararının iptaline, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili firma markasında belirleyici ve asli unsurun … ibaresi olduğunu, uzun yıllardır gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında … adı ile faaliyette bulunduğunu, … markasının tanınmış marka olduğunu, markalar arasında karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimali bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, … NO/… markası ile davacının … markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan herhangi bir benzerlik bulunmadığı, … NO/… ve … markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı gören ortalama bir tüketicinin bu markaların farklı markalar olduğunu anlayacağı, … ve … ibareli davacı markaları ile 2015/02459 sayılı … NO/… ibareli davalı marka başvurusu arasında arasında 556 s. KHK’nın 8/1-b bendi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, davalı marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dosyada bulunan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, ikinci rapora göre verilen kararın maddi gerçeklere tamamen aykırı bulunduğunu, müvekkilinin markasının davalı markasında da esas unsur olarak kullanıldığını, verilen kararın Yargıtay kararlarına uygun olmadığını, müvekkilinin seri markasının ihlal edildiğini, kararın maddi gerçeklere uygun olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre başvuru konusu marka ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, işaretler arasında benzerlik görülmediğinden davacı markalarının tanınmış olduklarının kabulü halinde dahi bunun başvurunun tesciline engel olmayacağı, yine başvurunun kötü niyetli olduğunun da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 100,00 TL’den mahsubu ile bakiye 19,30 TL’nin isteği halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip