Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/370 E. 2022/453 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/370 – 2022/453
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/370
KARAR NO : 2022/453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2021
NUMARASI : 2021/260 E. – 2021/364 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/11/2021 tarih ve 2021/260 E. – 2021/364 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, anılan markalarının serisi niteliğinde olan “… …” ibareli başvurusuna davalı Şirketin “…” ibareli markalarına dayanarak yaptığı itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilerek başvuru kapsamından 8. ve 21. sınıfta yer alan emtia ile bu mal sınıfının satışına özgülenmiş 35.06 sınıfta yer alan mağazacılık hizmetlerinin çıkarıldığını, bu karara karşı yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, müvekkilin tanınmış markalarının serisi niteliğinde olan dava konusu markayı, başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetlerde gören ortalama tüketicinin markanın müvekkiline ait olduğunu bileceğini, zira başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetlerin, müvekkilinin “… “ibareli markalarının tanınmış olduğu sektörle ilişkili bulunduğunu, diğer taraftan başvuru kapsamında çıkarılan 35. sınıf yönünden müvekkilinin 2004/12877 ,2006/64177 ve 2011/29814 sayılı markaları nedeniyle müktesep hakkı olduğunu ileri sürerek 2017-M-5110 sayılı YİDK kararının iptali ile 2016/35275 sayılı ‘… …’ ibareli marka başvurularının reddedilen mal ve hizmetler yönünden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, taraf markaları arasında uyuşmazlık konusu mal ve hizmetler bakımından iltibas tehlikesi bulunduğunu, davacının dava konusu markanın seri marka olarak oluşturulduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini zira markaların seri marka olarak kabulü için markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdindeki imajı korunmak suretiyle önceki markanın kapsadığı mal ve hizmetler için başvurulması gerektiğini ancak dava konusu başvurudan çıkarılan mal ve hizmetlerin davacının iddiasına dayanak markalarının tescil kapsamında yer almadığını, bu nedenle seri marka ve müktesep hak iddialarının yerinde olmadığını , YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markalar arasında iltibasa neden olabilecek derecede benzerlik bulunduğunu, dava konusu markada “…” ibaresinin büyük harflerle ön plana çıkacak şekilde yazılması ile asli unsur olarak yer aldığını, bu ibarenin ise züccaciye sektöründe davalıya ait olduğunu, davacının 08. ve 21. sınıflarda” …” ibareli marka tescilinin bulunmadığını, bu sebeple bu sınıflarda seri marka yaratmasının söz konusu olamayacağını, önceki tarihli markanın sonraki tarihli markaya kazanılmış hak tesis edebilmesi için markaların asli unsurlarının muhafaza edilmesi ve aynı sınıflarda bulunması gerektiğini, somut olayda ise davacıya ait önceki markaların 08 ve 21. Sınıftaki emtiaları kapsamamasından dolayı kazanılmış haktan söz edilemeyeceğini, bu hususlarda kesinlemiş mahkeme kararları bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece taraf markaları arasında, uyuşmazlık konusu mal ve hizmet sınıfı bakımından iltibas ihtimalinin bulunduğu, davacının dava konusu başvurusu bakımından, önceki tarihli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin önceki markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunduğunu, müktesep hak iddialarına konu “…” markalarının hepsinin incelenmeden, emtia dökümü dahi yapılmadan, müktesep hak olmadığının kabul edildiğini, dava konusu başvuru kapsamından çıkarılan “heykeller, biblolar, süs ve dekorasyon eşyaları..” emtiasının, 2005/32261 sayılı, “Akvaryumlar, terraryumlar ve vivaryumlar.” emtiasının 2006/23061 sayılı “elbise askıları,ev hayvanları için kafesler, süs ve dekorasyon eşyaları ,heykeller,biblolar ” mallarının 2006/03814 sayılı, “Ütü masaları ve kılıfları, çamaşır kurutmalıkları, elbise askıları. Camdan, porselenden, seramikten, kilden süs ve dekorasyon eşyaları. Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç),makyaj çıkartmak için elektrikli olmayan aletler, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular.” emtiasının 2012/11887 sayılı “…” ibareli davacı markalarının kapsamında yer adlığını, bu örneklerin çoğalabileceğini, diğer tarafan taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun reddedilen mal ve hizmetler yönünden tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının “… …” ibareli başvuru markası ile redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 8 ve 21. sınıf mallar ile 35/5. sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu başvuruda da itiraza mesnet markalardaki gibi “…” ibaresinin asıl unsur olduğu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin başvuruya herhangi bir ayırt edicilik katmadığı gibi “…” unsurunun içerdiği renk ve figür unsurlarının, dikkati “…” ibresinde yoğunlaştırdığı, uyuşmazlık konusu 8 ve 21. sınıf mallar ile 35/5. sınıfta anılan malların satışına özgülenmiş mağazacılık hizmetlerinin, itiraza mesnet markaların kapsamında yer alan emtia ile benzer bulunduğu, diğer taraftan davacının önceki tarihli markalarının hem bu markaların kapsamında başvuru konusu mal ve hizmetlerin aynen yer almaması, hem de kullanım şartının ispat edilememesi nedeniyle işbu dava konusu başvuru yönünden kazanılmış hak yaratmayacağı, aynı taraflar arasında görülen benzer uyuşmazlıklarda verilen ve gerek davacının reddedilen tüm mal ve hizmetleri yönünden taraf markalarının benzer olduğuna, gerekse davacının işbu dava dosyasında da dayandığı önceki tarihli tescilli markalarının, dava konusu başvurular yönünden kazanılmış hak teşkil etmeyeceğine dair, Dairemizce bir kısmı sadece bu hususun tespiti amacıyla duruşma açılarak inceleme yapılmış kararları onayan Yargıtay 11. H.D.’nin emsal ilamlarının da aynı yönde olduğu (Yargıtay 11. H.D.’nin 03.12.2020 tarih ve 2020/964 E.- 5677 K., 25.11.2020 tarih ve 2020/1017 E.- 5418 K., 01.03.2021 tarih ve 2020/1729 E.- 2021/1836 K., 09.02.2021 tarih ve 2020/1420 E.- 2021/1033 K.) anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 31/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022

Başkan Vekili

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.