Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/322 E. 2022/354 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2022
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Yargılamanın İadesi

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/01/2022 tarih ve 2021/362E. – 2022/1 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Yargılamanın iadesini talep eden davacı vekili, davalı Şirketin 2010/06677 numaralı marka tescil başvurusunun davalı Kurum tarafından müvekkili Şirkete ait 2003/01411 sayılı marka ve diğer üçüncü kişilere ait 2006/53087, 2005/0533, 2010/01951 sayılı markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesi ile reddedildiğini, davalı Şirket tarafından anılan kararın iptali için açılan davanın Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2011/429E 2013/21 K. Sayılı ilamı ile kabul edildiğini, kararın, davalı Kurumun temyizi üzerine Yargıtay 11. H. D. ‘nin 2013/6589 E. 2013/21 K. Sayılı ilamı ile onandığını, karar düzeltme talebinde bulunulmadığından 02/01/2014 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili Şirkete davalılarca ihbar yapılmadığından yargılamanın müvekkili Şirket bilgisinin dışında yürüdüğünü, hukuka ve hakkaniyete aykırı müvekkili Şirketin zararına bir sonuca varıldığını, lehine karar verilen davalı Şirketin yargılamayı müvekkilinden gizlemek suretiyle hileli davranışlarda bulunduğunu, davayı müvekkiline ihbar etmeyen davalı Kurumun da ihmalinin söz konusu olduğunu, HMK’nın 376. maddesiyle, kesin hüküm karşısında taraf menfaatlerinin korunmasından ziyade üçüncü kişilerin menfatlerinin korunmasının amaçlandığını ileri sürerek yargılmanın yenilenmesi taleplerinin kabulü ile Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2011/429 E. 2013/21 K. sayılı ilamının iptalini, davalı ……. davalı …aleyhinde açmış olduğu 2011-M-2453 sayılı YİDK kararının iptaline yönelik davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının yargılamanın yenilenmesi istediği Ankara 4. FSHHM’nin 2011/429E 2013/21 K. Sayılı dosyasında taraf olmadığı gibi HMK’nın 376. maddesi uyarınca yargılmanın yenilenmesinin talep edildiği dava dosyasının davacısı olan … San. ve Tic. A.Ş. ile davalısı bulunan …’nun alacaklısı veya yine önceki davanın tarafı olan kesinleşen haliyle “davanın kabulü ” şeklindeki kararda aleyhine hüküm kurulan davalı Kurum’un yerine geçen borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerden de olmadığı, bu nedenlerle davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı , diğer taraftan davalı Şirketin marka başvurusunun davacı şirketin markasının da yer aldığı markalar nedeniyle 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi gereğince reddine ilişkin 2011-M-2453 sayılı YİDK kararının iptaline dair Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 28.01.2013 tarih ve 2011/429 E.-2013/21 sayılı kararının YİDK kararında bahsi geçen aralarında davacı Şirketin de bulunduğu redde mesnet marka sahiplerinin o davaya dahil edilmesi , bu firmalara ihbarda bulunulması , bu firmaların davada yer almaları kesinlikle gerekmediğinden verilen kararın usul yönünden de doğru olduğu, ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 379 . maddesinde yargılamanın iadesi talebinin ön incelemesi için duruşma açılacağı düzenlenmiş ise de HMK 114. maddesindeki dava şartları duruşma açılmadan da dosya üzerinde resen de değerlendirilebileceğinden ayrıca HMK’nın 30. maddesindeki ” …” ilkesi gereği ” Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmünden hareketle duruşma açılmasına gerek görülmediği gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talepli açılan davada “aktif husumet ehliyeti ” olan dava şartı gerçekleşmediğinden HMK 115.nci maddesine göre davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece HMK’nın 376. maddesine aykırı olarak duruşma yapılmadan dosya üzerinde karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, yargılamanın iadesi talep edilen dava dosyasında “…” ibaresinin başvurunun asli unsuru oluşturduğu gizlenerek daha önce taraflar arasında görülen davalar sonucu verilen mahkeme kararlarına aykırı olacak şekilde karar verildiğini, davalı Şirketin markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca benzerlik bulunmadığı şeklinde kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, bu durumun HMK’nın 375/f maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi sebebini teşkil ettiğini, iadesi talep edilen yargılamanın davalı Şirket tarafından müvekkili şirketten gizlendiğini davalı Şirketin hileli davranışları ile dava konusu kararın verilmesine sebebiyet verdiğini, bu halin de HMK’nın 375/h maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi sebebini oluşturduğunu, davalı Kurumunda davanın müvekkiline ihbar edilmemesinde ihmali bulunduğunu, diğer taraftan HMK’nın 376. Maddesi uyarınca müvekkilinin aktif dava ehliyetinin olduğunu, anılan maddenin geniş yorumlanması gerektiğini, yargılamada yapılan ihmalin açıkca haksız fiil niteliğinde bulunduğunu müvekkilinin markasından kaynaklı haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE :Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 374 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi talebi, hukuki niteliği itibariyle ayrı ve bağımsız bir dava olup, yargılamanın iadesi istenen davanın devamı niteliğinde değildir. Nitekim, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 10. maddesinde de, yargılamanın iadesini talebini içeren davaların, yeni davalar gibi harca tabi oldukları düzenlenmiştir. O halde, yargılamanın iadesi dava dilekçesinin ayrı bir dava olarak esasa kaydedilmesi, HMK’nın 379. maddesi uyarınca yargılamanın iadesi talebi üzerine taraflar davet edilip dinlendikten sonra, talebin kanuni süre içinde yapılıp yapılmadığının, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş bulunup bulunmadığının, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığının kendiliğinden incelenmesi, bu koşullardan biri eksik ise davanın esasa girilmeden reddedilmesi, aksi halde, yani dayanılan yargılamanın iade sebebinin sabit görülmesi durumunda HMK’nın 380. maddesi uyarınca karar verilmesi gerekmektedir (Aynı yönde Yargıtay 1. HD’nin 2017/3065 E., 2020/830 K.- 14. HD’nin 2016/16008 E.,2019/7416K.- 23. HD’nin 2016/1523 E., 2018/3015 K. sayılı ilamları ).
Somut olayda da yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, ayrı bir dava olarak esasa kaydedilmişse de ilk derece mahkemesince taraflar davet edilip duruşma açılmadan , yargılamanın iadesini talep eden davacı Şirketin yargılamanın iadesini istediği Ankara 4. FSHHM’nin 2011/429E 2013/21 K. sayılı dosyasının tarafı olmadığı gibi HMK’nın 376. maddesi uyarınca yargılamanın iadesini talep edebilecek kişilerden de olmadığından aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince, aktif dava ehliyetinin HMK’nın 114. Maddesinde düzenlenen dava şartlarından olduğu, dava şartlarının duruşma açılmadan da dosya üzerinde resen de değerlendirilebileceği kabulüyle dosya üzerinden karar verilmişse de uygulamada davacı bakımından aktif dava ehliyeti, davalı bakımından da pasif dava ehliyeti olarak karşımıza çıkan davada sıfat, HMK’nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartlarından değildir, davada sıfat bir usul hukuku konusu değil, doğrudan doğruya maddi hukuk konusudur.( (Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi-Değiştirilmiş 2. Baskı-Ankara 2013-Sayfa 543-557.) Çünkü bir kimsenin dava konusu hakkında hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince yargılamanın iadesi talebinin HMK’nın 379.maddesine aykırı şekilde dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru bulunmadığından ve öncelikle yargılamanın iadesi talepli dava dilekçesinin karşı tarafta tebliğ ile taraflar duruşmaya davet edilip, davanın esasının duruşmalı olarak yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde incelenmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/01/2022 tarih ve 2021/362 E. – 2022/1 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :01/04/2022

….