Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/272 E. 2022/324 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2021
NUMARASI …

TALEP KONUSU : İhtiyati tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen tarih ve 2021/155 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” ibareli 2011/101843 ve 2020/63924 sayılarla tescilli markaların sahibi olduğunu, davalının müvekkilinin tescilli markasının ayırt edilemeyecek kadar benzerini, aynı sektörde haksız olarak kullandığını, markanın ününden ve müşteri çevresinden yararlanmakta olduğunu ileri sürerek, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüzünün önlenmesi ve durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin “… …” ticaret unvanı ile yaklaşık 20 yıldır Ankara’da … işi ile iştigal ettiği, davacının müvekkilinin “… …” unvanı ile ticaret yaptığını uzun süredir bildiğini, sessiz kalarak hakkını kaybettiğini savunarak, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, 14.07.2021 tarihinde davalının davaya konu ibareyi ticaret unvanında on yıldan bu yana kullanması, davalının sessiz kalma iddiası nedeniyle davacının hak kaybına uğradığına ilişkin beyanları dikkate alındığında, davacının iddiasını yaklaşık olarak ispatlayamadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilince 04.08.2021 tarihinde bu karara itiraz edilmesi üzerine, bu kez 11.11.2021 tarihinde, yargılamanın ulaştığı safha itibariyle verilen ihtiyati tedbir ret kararının kaldırılmasını gerektirir yeni bir vakıanın bulunmaması karşısında davacı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece tesis edilen her iki ret kararının da gerekçesiz olduğunu, davalının kullanımlarının müvekkiline ait marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, ticari unvan kullanımının marka hakkı oluşturmayacağını, sessiz kalmanın hak kaybına sebep olacağı yönünde açık bir kanun hükmünün bulunmadığını, ihtiyati tedbir için kanunda aranan bütün koşulların sağlandığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve 6100 sayılı HMK’nın 341/1-b maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararlarının ancak istinaf incelemesine konu olabileceği, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta da mahkemece davacı vekilinin mahkemece verilen 14.07.2021 tarihli ihtiyati tedbir isteminin reddi kararına karşı sunduğu 04.08.2021 tarihli dilekçesinin, istinaf dilekçesi olarak kabul edilmesinin ve bu talebin incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesinin gerektiği, mahkemece bunun yapılmayıp 11.11.2021 tarihli kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmesi doğru değilse de, Dairemizce davacı vekilince ilk derece mahkemesinin 14.07.2021 tarihli kararına karşı sunulan 14.07.2021 tarihli dilekçesinin istinaf dilekçesi olarak kabul edilmesi suretiyle yapılan incelemede, davalının sessiz kalma iddiası nedeniyle davacının hak kaybına uğradığına ilişkin sunduğu deliller dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin 14.07.2021 tarihinde verdiği davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine dair kararda bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2022
….