Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/2181 E. 2022/1673 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/2181 – 2022/1673
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2181
KARAR NO : 2022/1673
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2022
NUMARASI : 2022/216 E. – 2022/595 K.

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29/09/2022 tarih ve 2022/216 E. – 2022/595 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, davalı tarafından Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/704 Esas sayılı dosyası ile açılan konkordato davasında düzenlenen komiser raporu, borçlu şirket bilançosu, oylama tutanağı ve konkordato projesinde, müvekkili şirketin alacağının kesin ve resmi olarak tespit edildiğini, nitekim açılan davada da konkordatonun tasdikine karar verildiğini, proje kapsamında kısmi ödemelerin yapıldığını, ancak istinaf incelemesi neticesinde kararın bozulması sonrasında ödemelerin yapılmadığını, konkordato davasının reddi ile birlikte işbu haklı alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu, ayrıca müvekkili şirketlerden … A.Ş.’nin, ticari ilişkiden doğan alacaklarını diğer müvekkili … A.Ş.’ye sigorta ettirdiğini, takibe konu alacağın bir kısmının sigorta tazminatı adı altında … A.Ş. tarafından … A.Ş.’ye ödendiğini, … A.Ş.’nin diğer müvekkili şirkete ödemiş olduğu sigorta tazminatı kadar takip konusu alacağa TTK 1472. madde kapsamında yasal halef olduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin Ankara 3. Ticaret Mahkemesi’nin 2018/704 Esas sayılı dosyasında bulunduğu konkordato talebi üzerine mahkemece 28/09/2018 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet, 13/02/2020 tarihli ara karar ile de 27/02/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kesin mühlet süresinin 3 ay süre ile uzatılmasına karar verildiğini ve nihayetinde konkordato projesinin tasdikine onay verildiğini, müvekkili şirket tarafından, proje kapsamına göre adi alacaklılara Aralık 2020 tarihinden başlamak üzere 36 ay vade ile 4’er aylık eşit taksitler halinde borcun ödenmesinin teklif edildiğini ve müvekkilinin teklifinin kabul edilerek ödemelerin düzenli olarak yapılmaya başlandığını, müvekkilinin davalıya olan borcunu hiçbir zaman inkar etmediğini, davacıların konkordato kararı sonucunda anlaşılan proje kapsamındaki ödeme biçimine riayet etmeyerek, dava konusu icra takibini başlattığını savunarak, davanın reddini istemiş, %20 kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacı alacaklı şirketler tarafından, davalı borçlu şirket hakkında 25/10/2021 tarihinde toplam 50.602,60 Euro alacağın tahsili için takip başlatıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, Ankara 3. Ticaret Mahkemesi’nin 2018/704 Esas sayılı dosyası üzerinden 28/09/2018 tarihinde İİK’nun 287/1. maddesi gereğince davalı şirket hakkında 3 ay süre ile geçici mühlet kararının verildiği, talep üzerine 27/12/2018 tarihli ara karar ile 27/12/2018 tarihinden geçerli olmak üzere geçici mühlet süresinin 2 ay süre ile uzatıldığı, geçici mühlet süresinin sonunda, 27/02/2019 tarihli ara kararı ile İİK’nun 289/3. maddesi gereğince davalı şirket hakkında 1 yıllık konkordato kesin mühlet kararının verildiği, talep üzerine 13/02/2020 tarihli ara karar ile 27/02/2020 tarihinden geçerli olmak üzere kesin mühlet süresinin 3 ay süre ile uzatıldığı, 17/09/2020 tarihinde davalı şirketin konkordato tasdik talebinin adi alacaklar yönünden kabulüne, rehinli alacaklar yönünden reddine karar verildiği, 28.02.2018 tarihinde yayımlanmakla yürürlüğe giren 7101 sayılı Yasa’nın 16. maddesi ile değişik İİK’nın 287. maddesi gereği, konkordato talebi üzerine mahkemece derhal 3 ay süre ile geçici mühlet verileceği, İİK’nın 288. maddesine göre ise geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, bu bağlamda kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçlarını düzenleyen İİK’nın 294/1. maddesi uyarınca, mühlet içinde borçlu aleyhine Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiç bir takibin yapılamayacağı ve evvelce başlamış takiplerin duracağı, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararının uygulanamayacağı, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetlerin işlemeyeceği, Yasada ifade edildiği gibi mühlet kararı içinde borçluya karşı hiçbir icra takip işleminin yapılamayacağı, bu yasağa aykırı olarak yapılan icra takip işlemlerinin geçersiz olduğu, somut uyuşmazlıkta da icra takibinin mahkemece verilen mühlet kararından sonra başlatıldığı, İİK’nın 294. maddesine göre borçlu hakkında mühlet kararı içerisinde takip başlatılamayacağı, alacaklı tarafından başlatılan takip alacağının İİK’nın 206. maddesinde belirtilen nitelikte alacaklardan da olmadığı gözetildiğinde, başlatılan icra takibinin geçersiz olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen konkordato tasdik kararının temyizi kabil nitelikteki bölge adliye mahkemesi kararı ile kaldırılması halinde, İİK’nin 294. maddesi hükümlerinin kaldırma kararının kesinleşmesine kadar sonuçlarını devam ettirmesinin gerektiği, itirazın iptali davasının icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olduğu, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça itirazın iptali davasının dinlenemeyeceği, bu nedenle dava açmada hukuki yararın da olmadığı gerekçesiyle İİK’nın 294. maddesine göre mühlet içerisinde hiçbir takip işlemi yapılamayacağından, HMK’nın 114/2, 115/1-2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraflar arasında takibin dayandığı faturada yer alan hizmetin verildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı gibi, davalının da açıkça borç ilişkisini kabul ettiğini, davalı hakkında dava konusu takip tarihinde tedbir nitelikli geçerli bir hükmün bulunmadığının sabit olduğunu, ayrıca davalının konkordato hükümlerine aykırı ifası nedeniyle başka bir dava dosyasında, konkordatonun müvekkili yönünden feshinin talep edildiğini, söz konusu karar da nazara alındığında, müvekkilinin işbu dava konusu takibinin hukuka aykırı olduğunun söylenmesinin, konkordato hükümlerinin kötüye kullanılması ve müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlali sonucunu doğuracağını, davalı hakkında verilen konkordato tasdik kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırıldığını ve davanın reddine karar verildiğini, dolayısıyla takip ve dava tarihinde davalının konkordato sürecinde olmadığını, ilk derece mahkemesinin aksine yorumunun hukuka aykırı olduğunu, nitekim konkordato talebinin ilk derece mahkemesince reddi kararlarının da istinaf kanun yoluna tabi bulunduğu halde, tasdik talebinin ilk derece mahkemesince reddi durumunda, kararın istinafa tabi olduğundan bahisle yargılama sırasında verilmiş olan geçici mühlet ve kesin mühlet korumalarından yararlanılamadığını, dolayısıyla istinaf mahkemesince verilen ret kararı üzerine ilk derece aşamasında verilen tedbirlerin temyiz aşamasında devam ettiğinden bahsedilmesinin, kanunun çelişkili yorumlanması anlamına geleceğini, tasdik talebinin reddinin istinaf dairesince verilmesi halinde bu hususun farklı yorumlanmasının mümkün olmadığını, somut uyuşmazlıkta da Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 2021/850 E.- 2021/1405 K. sayılı 07/10/2021 tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığını ve davalının konkordato tasdik talepli davasının reddine karar verildiğini, işbu dava konusu icra takibinin ise 25.10.2021 tarihinde başlatıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
“Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları” başlıklı İİK’nın 294/1-3. maddesine göre “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.”
Somut uyuşmazlıkta da mahkemece karar yerinde belirtildiği üzere, Ankara 3. Ticaret Mahkemesinin 2018/704 Esas sayılı dosyasında, 28/09/2018 tarihinde İİK’nun 287/1. maddesi gereğince davalı şirket hakkında 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, talep üzerine 27/12/2018 tarihli ara karar ile 27/12/2018 tarihinden geçerli olmak üzere geçici mühlet süresi 2 ay süre ile uzatılmış, geçici mühlet süresinin sonunda, 27/02/2019 tarihli ara kararı ile İİK’nun 289/3. maddesi gereğince davalı şirket hakkında 1 yıllık konkordato kesin mühlet kararı verilmiş, talep üzerine 13/02/2020 tarihli ara karar ile 27/02/2020 tarihinden geçerli olmak üzere kesin mühlet süresi 3 ay süre ile uzatılmış, 17/09/2020 tarihinde de davalı şirketin konkordato tasdik talebinin adi alacaklar yönünden kabulüne, rehinli alacaklar yönünden ise reddine karar verilmiştir.
Ancak konkordato tasdik talebinin kabulü hakkındaki 17/09/2020 tarihli karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 2021/850 E.- 2021/1405 K. sayılı ve 06/10/2021 tarihli kararı ile kaldırılmış ve konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmiş, Yargıtay 6. HD’nin 2021/5853 E.- 2021/2181 K. sayılı ve 13/12/2021 tarihli kararı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin anılan kararı bozulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 2021/2348 E.- 2022/113 K. sayılı ve 01/02/2022 tarihli kararı ile ilk kararda direnilmiştir.
İşbu dava konusu icra takibi ise 25/10/2021 tarihinde başlatılmıştır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince, konkordato tasdik kararının, temyizi kabil nitelikteki bölge adliye mahkemesi kararı ile kaldırılması halinde, İİK’nin 294. maddesi hükümlerinin kaldırma kararının kesinleşmesine kadar sonuçlarını devam ettireceği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, icra takibinin başlatıldığı 25/10/2021 tarihi itibariyle ilk derece mahkemesinin 17/09/2020 tarihli konkordato tasdik talebinin adi alacaklar yönünden kabulüne kararı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 06/10/2021 tarihli kararı ile kaldırılıp, konkordato tasdik talebinin reddine karar verildiğinden, davalının konkordato sürecinde olduğunun söylenebilmesi mümkün değildir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 06/10/2021 tarihli kararı, Yargıtay 6. HD’nin 13/12/2021 tarihli kararı ile bozulmuş ise de, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 01/02/2022 tarihli kararı ile ilk kararda direnilmiştir. Konkordato tasdik talebinin kabulü veya reddi hakkındaki kararlar, infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gereken kararlardan da değildir. Dolayısıyla ortada 25/10/2021 icra takip tarihi itibariyle davacının icra takibine girişmesini engelleyen bir mahkeme kararı bulunmamaktadır.
Kaldı ki bir an için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 06/10/2021 tarihli kararının, Yargıtay 6. HD’nin 13/12/2021 tarihli kararı ile bozulduğu, bu durumda Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2020 tarih ve 2018/704 E.- 2020/288 K. sayılı ve davalı şirketin konkordato tasdik talebinin adi alacaklar yönünden kabulüne, rehinli alacaklar yönünden reddine dair kararının geçerliliğini koruduğu kabul edilse dahi, anılan dosyada mahkemece 27/02/2020 tarihinden geçerli olmak üzere 3 ay süre ile uzatılan kesin süre de 27/05/2020 tarihinde sona ermiş, hatta Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin anılan kararının 5 numaralı bendinde “Kesin mühletin sona ermesi ile kesin mühlet kararı ile doğan ve İ.İ.K.’nun 294,295,296 ve 297. maddesinde düzenlenen sonuçların kalkmış olduğunun tespitine,” de karar verilmiştir. Dolayısıyla bu halde dahi kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçlarını düzenleyen İİK’nın 294. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanma yeri bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davacılar vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 29/09/2022 gün ve 2022/216.Esas – 2022/595 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacılar vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinden, talebi halinde davacılara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.