Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/2158 E. 2022/1675 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2158
KARAR NO : 2022/1675
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ :02/11/2022
NUMARASI : 2022/45 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAFLAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında gör0ülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/11/2022 tarih ve 2022/45 E. Sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkili şirketin … nolu “…” markasının “kuaför salonu hizmetleri ve bir kısım kozmetik ürünler” üzerinde tescilli olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi … ile …’ın taraf olduğu 01.04.2008 tarihli sözleşme uyarınca, müvekkiline ait markanın, karşı yan tarafından marka sahibi müvekkilin izni ile 15.06.2022 tarihine kadar kullanıldığını, 15.06.2022 tarihinde müvekkilince görülen lüzum üzerine 01.04.2008 tarihli sözleşme ile karşı yana verilen kullanım haklarının feshedildiğini, bu feshin Ankara 67. Noterliği’nin 15.06.2022 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile karşı yana bildirildiğini, fesih ihbarı sonrasında karşı yanın, müvekkili markasını halen “Güzellik salonu hizmetleri, kuaför salonları hizmetleri”ni kapsayacak şekilde gerek fiziki adreslerinde gerekse de internet üzerinden ve sosyal medya hesaplarında kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek www…com internet sitesinde, “…” Instagram adresinde ve … adreslerinde, bilirkişilerce inceleme yapılarak tespite konu edilen ürünlerinin delil tespiti istenenler tarafından izinsiz olarak kullanılıp kullanılmadığının tespiti ile davalıların, müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan tüm fiillerinin önlenmesi, durdurulması ve ref’ini, davalıların işletmelerinde veya diğer ticari ortamlarda bulunan, “…” markasını veya bununla karışıklık yaratacak başka işaretleri içeren sabit veya taşınır tabela, kartvizit, fatura, cam giydirme, tente, irsaliye, afiş, broşür, tanıtım dergilerinin ve bu cümleden olarak tüm iş ve tanıtım evrakı ile tanıtıcı tüm materyallere el konulmasını, müvekkiline ait “…” markasının veya bu markayla iltibas oluşturan tüm ibarelerin www…com internet sitesinde; “…” Instagram adresinde, ayrıca karşı taraf ve yetkilileri veya çalışanlarınca idare edilen tüm internet siteleri ve sosyal medya mecralarında (Youtube, Instagram, Twitter, Facebook vb.) kullanımının önlenmesini, durdurulmasını, ref’ini, anılan internet sitelerine erişimin engellenmesini mümkün kılacak şekilde bir ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili beyanında tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, talep edene ait … sayılı “…” ibareli markanın 08/01/2007 tarihinde 44. sınıfta bulunan hizmetler bakımından tescil edildiği, karşı taraf şirket yetkilisi …, … ve dava dışı … arasında imzalanan adi yazılı tarihsiz sözleşmenin 7. maddesine göre “…” ibareli markanın, markaya uygun yer ve ortak seçilmesine dikkat etmek suretiyle kullanılabileceğinin kararlaştırıldığı, davalının markayı 01.04.2008 tarihli sözleşme ile kullandığını belirttiği, davacı sözleşmeyi fesih ettiğini beyan etse de tek taraflı fesih yetkisinin olup olmadığı veya feshin haklı veya haksız olup olmadığının yargılama sonucunda ortaya çıkacağı, söz konusu sözleşmenin, talep edenin karşı tarafa marka lisans verme sözleşme şartı içermediği, karşı taraf şirket yetkilisinin davaya konu marka üzerinde tescil tarihinden önce kullanımda bulunduğuna ilişkin e-tespit tutanağına konu 5 Kasım 2009 tarihli gazete röportaj içeriği de gözetildiğinde marka hakkı ihlaline ilişkin ileri sürülen iddianın yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu markanın münhasıran müvekkiline ait olduğunu, müvekkili şirketin o dönemdeki ortakları tarafından düzenlenen 01.04.2008 tarihli sözleşmenin marka üzerindeki hak sahipliğine değil kullanım haklarına ilişkin olduğu hususlarının, ayrıntılı şekilde yapılan yargılama sonucunda verilmiş bir mahkeme kararı ile tespit edilmiş durumda bulunduğunu, karşı yanın marka üzerindeki üstün hak iddiasına dayalı itirazlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, yaklaşık ispat koşulunun sağladığını, karşı yanın tescil tarihinden önceki markasal kullanımlarının kendilerine herhangi bir şekilde gerçek hak sahipliği vermediğini, sözleşmenin feshinin haklı veya haksız olmasının tedbir talebi açısından önem arz etmediğini, feshin haklı veya haksız olmasının huzurdaki tedbir talebi bakımından bir önemi bulunmadığını, müvekkili adına tescilli markaya karşı devam eden ve ciddi bir tecavüz bulunduğunu, karşı yanın müvekkilinin markası üzerinde feshedilen sözleşme ile verilen kullanım izni dışında bir hakkı olmadığının sabit bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda dosya kapsamında bulunan mevcut delillere göre ihtiyati tedbir talep eden davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyenden alınması gereken harç istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip