Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/2133 E. 2022/1697 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2133
KARAR NO : 2022/1697
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2018
NUMARASI : 2018/312 E. – 2018/509 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/05/2018 tarih ve 2018/312 E. – 2018/509 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçeler, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı idare ile müvekkili arasında değişik tarihlerde posta gönderileri dışında diğer gönderilerin ayrımı ve dağıtımı sözleşmeleri düzenlendiğini, davalının hizmet işinin başladığı tarihteki taban asgari ücrette oluşan değişiklik gereği yeni asgari ücret üzerinden asgari ücretteki fiyat artışını eklemesi gerekirken taraflar arasındaki sözleşmelere ve mevzuata aykırı olarak eski asgari ücret üzerinden asgari ücrete gelen fiyat farkını ekleyerek hakedişlerinde eksik ödeme yapıldığını, sözleşme uyarınca asgari ücrette meydana gelen artış nedeniyle oluşan fiyat farkının ödeneceğinin hükme bağlandığını, ancak davalı tarafından hakediş bedellerinin eksik ödendiğini, müvekkilinin davalı ile yaptığı tüm işlemlerle ilgili yapılan şimdilik 5.000 TL eksik ödemenin davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, esasa yönelik ise müvekkilince yapılan hakediş hesaplamalarının sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğunu, davacının bu bedelleri itirazsız ve ihtirazı kayıtsız aldığını, müvekkilin bir kamu kuruluşu olduğunu, herşeyin kayıt altında bulunduğunu, davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın taraflar arasındaki muhtelif hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklandığı, zamanaşımı definin yerinde bulunmadığı, davacı ile davalı arasında 2009-2013 yılları arasında posta dağıtım hizmetine ilişkin 18 adet hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, aralarındaki hizmet sözleşmeleri nedeniyle sözleşme dönemi içerisinde asgari ücretteki fiyat artışının sözleşme tarihindeki taban asgari ücret üzerinden mi yoksa sözleşme dönemi içerisinde taban asgari ücrette oluşan değişiklik gereği yeni asgari ücret üzerinden mi uygulanacağı noktasında toplandığı, Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan 26.11.2015 , 27.07.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporları ile 07.08.2017 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, davacı yönünden taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre hak doğurucu bir neden varsa da ödenmesi gereken asgari ücret ile fazlasına isabet eden artışın, dava konusu iş nedeniyle çalıştırılan işçilerin hakkı olduğu, davacının sözleşme hükmü gereği işçiye ödeme yapmadığı bu nedenle dava konusu talep yönünden bir zararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraflar arasında, değişik tarihlerde, “posta gönderileri dışında diğer gönderilerin ayrımı ve dağıtımı” sözleşmeleri akdedildiğini, asgari ücrette meydana gelen artış nedeniyle oluşan fiyat farkının ödeneceğinin hükme bağlanmasına rağmen davalı … tarafından hak ediş bedellerinin davacı müvekkiline eksik ödendiğini, davanın kabulü gerektiğini, dava dosyasında bulunan 5 farklı bilirkişi ve kurul raporlarından ikisinin davanın kabulü yönünde düzenlendiğini, diğerlerinin kendilerine verilen görevi aştığını, fiyat farkı ödeneceğine mevzuatta da düzenlemeler bulunduğunu, emsal kabul kararları olduğunu, asgari ücretteki artış nedeniyle eksik ödenen hak edişler için açılan bu davada ödenen miktarların sözleşmede akdedilen hükümlere aykırılık teşkil ettiğini, sözleşmede ödenmesi gereken ama eksik ödenen hak edişlerin işçilerin hakkı olduğu gerekçesiyle davanın reddinin açıkça hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, vekalet ücretinin nispi takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamında alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu değerlendirilen son üç bilirkişi raporunun aynı yönde olduğu, bu raporlara göre davacının talep edebileceği bir alacağının bulunmadığının belirlendiği, mahkemece bu raporlara göre davanın reddi yönünde hüküm kurulmasında da bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarına gelince, mahkemece davacının maddi tazminat talebinin tamamen reddedildiği, bu durumda ilk derece mahkemesinin karar tarihi dikkate alındığında, davalı yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
Davalı vekilince mahkemece hükmedilen vekalet ücretlerine itiraz edilmiş olup, bu talep de fer’i nitelikte bir talep olduğundan ve Dairemizce işin esasına yönelik farklı bir karar verilmediğinden mahkeme karar tarihindeki vekalet ücreti miktarları esas alınmıştır.
Bu durumda Dairemizce HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmelidir. Diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilen yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmemiş, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin ise yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/05/2018 tarih ve 2018/312 E. – 2018/509 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 85,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 94,5‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre belirlenen 3.155,78-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 750,00-TL bilirkişi ücreti, 294,8‬0-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 103,40-TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 1.148,2‬0-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde davalıya iadesine,
10-Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 144,00-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/202 tarihinde HMK 362/1-a. maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip