Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/2075 E. 2022/1663 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2075
KARAR NO : 2022/1663
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2022
NUMARASI : 2022/208 E. – 2022/303 K.

ASIL DOSYADA
DAVACI :
VEKİLLERİ :
ASIL VE BİRLEŞEN
DOSYADA DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/10/2022 tarih ve 2022/208 Esas – 2022/303 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin … ibareli 32. sınıf ürünleri içeren 19.04.1999/4268 sayılı markanın sahibi olduğunu, davalının müvekkilinin tanınmış markasıyla iltibasa sebebiyet verecek biçimde …+ŞEKİL ibareli 32.sınıftaki “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz).” ürünlerini içeren 14.04.2014 gün ve … sayılı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvuruya müvekkilince tescilli markadan doğan haklara tecavüz ve işaretin 556 sayılı KHK’nın 7/f maddesi uyarınca yanıltıcılık taşıdığı gerekçesiyle reddi istemiyle itirazda bulunulduğunu, ancak nihai olarak YİDK tarafından itirazlarının reddedildiğini, kararın hukuka uygun olmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2015/M-3434 sayılı kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Asıl davada davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile itiraza mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, 556 sayılı KHK’nın 7/f maddesi koşullarının da oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı Şirket vekili, … ibaresinin su emtiası bakımından ünlü bir coğrafi yer adı olduğunu, herhangi bir kişinin tekeline bırakılamayacağını, davacının markasında … ibaresinin yardımcı unsur olarak yer aldığını, başvuru konusu işaretin asıl ve ayırt edici unsurunun … ibaresi tarafından temsil olunduğunu, … ibaresinin yardımcı unsur olduğunu, bu nedenle aralarında herhangi bir benzerlik ve iltibasın olmadığını, başvurunun yanıltıcılığının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, benzer sebeplerle YİDK’in 2015-M-3434 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekilleri, asıl davadaki savunmalarını tekrar ederek, davanın reddini istemişlerdir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, … ibaresinin doğal kaynak suyu bakımından ünlü bir coğrafi yer ismi olduğu, bu yönden su ürünleri için markasal olarak ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, bunun yanında coğrafi işaret olarak … sayı ile … Belediyesi tarafından coğrafi işaret tesciline konu edildiği, asıl davada davacının markasının … ibareli olduğu, markada bulunan … ibaresinin coğrafi kaynağı işaret ettiği, bu nedenle ayırt edici bir işaret olarak nitelendirilemeyeceği, başvuru konusu işaretin ise …+ŞEKİL ibaresinden oluştuğu, 32.sınıf ürünleri içerdiği, başvuru konusu işarette … ibaresinin asıl ve ayırt edici unsur olduğu, görsel, sescil ve anlamsal olarak davacı markası ile başvuru konusu işaretin iltibasa neden olacak derecede benzerliğinin bulunmadığı, zira ortak olan unsurun davacı markasında ve davalı başvurusunda ayırt ediciliği bulunmayan yardımcı unsur konumunda bulunduğu, birleşen davada davacının markasının … ibareli olduğu, su ve gazoz ürünlerini içerdiği, gazoz ürünlerinin de su içermesinin zorunlu bulunduğu, markada bulunan … ibaresinin coğrafi kaynağı işaret ettiği, bu nedenle ayırt edici bir işaret olarak nitelendirilemeyeceği, başvuru konusu işaretin ise …+ŞEKİL ibaresinden oluştuğu, 32.sınıf ürünleri içerdiği, başvuru konusu işarette … ibaresinin asıl ve ayırt edici unsur olduğu, görsel, sescil ve anlamsal olarak davacı markası ile başvuru konusu işaretin iltibasa neden olacak derecede benzerliğinin bulunmadığı, zira ortak olan unsurun davacı markasında ve davalı başvurusunda ayırt ediciliği bulunmayan yardımcı unsur konumunda bulunduğu, bu nedenle iltibas gerekçesine dayalı asıl ve birleşen davadaki iddiaların yerinde olmadığı, davalı şirketin anılan … bölgesi kaynak suyu ile ilgili ticari faaliyette bulunma hakkının varlığına yönelik herhangi bir savunma veya kanıt olmadığı, başvuru kapsamında bulunan “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz).” ürünlerinin su içermesinin zorunlu bulunduğu, davalı başvurusunda … ibaresinin suyun … dağı kaynaklı olduğunu gösterecek biçimde kullanıldığı, ortalama tüketicilerin …+ŞEKİL ibaresinden oluşan markayla 32.sınıf ürünlerin kendisine sunulması durumunda anılan malları içeriğinde … coğrafi yerinden kaynaklı su içerdiğinden bahisle tercihe yönelebilecekleri, oysa bunun yanılgılı bir sonuç olacağı, zira ürünlerin … kaynaklı su içermedikleri, ürünün coğrafi kaynağı konusunda yanıltıcı işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği, yanıltıcılığa sebebiyet veren unsurun markanın asıl unsuru olması gibi bir zorunluluk bulunmadığı, açıklanan sebeplerle marka olarak tescilinin olanaksız bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, YİDK’in 2015/M-3434 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli … sayılı markanın hükümsüzlüğüne, birleşen davanın kabulüne, YİDK’in 2015/M-3434 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, kaldırma kararına istinaden yapılması gerekenin; gerekçeli kararın hüküm kısmında yer alan maddi hatanın düzeltilmesi ile asıl ve birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmesi olduğunu, nitekim mahkeme tarafından 2019/331 E. Sayılı dosyada yapılan incelemede … ibaresinin yanıltıcı olmadığının tespit edildiğini, her ne kadar önceki karar kaldırılmış olsa da kaldırma kararının gerekçesinin önem arz ettiğini, bu yönüyle, 2019/331 E. Sayılı dosyada mahkemesince yapılan tespitin kaldırılmadığını, esastan bir inceleme yapılmadığını, oysa mahkeme tarafından kaldırma kararının kapsamı aşılacak şekilde hüküm tesis edildiğini, hükmün, kaldırma kararına aykırı olduğunu, somut olayda KHK 7/1-f maddesinin uygulanma koşullarının gerçekleşmediğini, gerek KHK gerek SMK kapsamında bir markayı tescil ettiren kişinin, tescilden önce kullanım zorunluluğu bulunmadığını, ülkemizdeki tescil sisteminde, markanın kullanım zorunluluğunun tescille beraber hemen başlamadığını, marka sahiplerine tescilden itibaren 5 yıllık bir sürenin tanındığını, bu nedenle marka sahibi, tescil ettirdiği markasının kullanımı için hazırlıklarını tescilden sonra da tamamlayabileceğini, başvuru aşamasında Kurum tarafından, markanın kullanılıp kullanılmayacağının veya tescil kapsamını aşacak, değiştirecek şekilde kullanılıp kullanılmayacağının bilinmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, mahkemece eksik ve hatalı inceleme neticesinde hüküm tesis edildiğini, “…” kelimesinin Madranbaba sıradağlarından geldiğini, dolayısıyla bu kelimenin 556 sayılı KHK’nin 7/1-f maddesi gereğince markanın zayıf unsuru olarak kullanılmasının mümkün olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 7/1-f maddesi anlamında bir yanıltıcılığın söz konusu olabilmesi için marka kombinasyonunda kullanılan kelimenin, ortalama tüketici zihninde oluşturduğu asli anlamının bir coğrafi yer adı olup olmadığı ve ortalama tüketicinin, ilgili emtianın söz konusu coğrafi yerden kaynaklandığını düşünmeleri neticesinde emtianın niteliği konusunda hataya düşmeleri gerektiğini, müvekkili Şirket markasının iki ayrı renkte yazılmış olan “…” ibaresi ile bu ibareye nazaran çok daha küçük punto ile yazılmış olan “…” ve doğal kaynak suyu ibarelerinden oluştuğunu, dağ şekli ve … ibarelerinin markanın esas unsuru, … ibaresine göre oldukça küçük punto ile yazılmış olan … ibaresinin ise yardımcı unsur olarak kullanıldığını, müvekkili markası görselindeki … ibaresinin başlı başına ayırt ediciliği bulunmayan ve tali unsur olarak kullanıldığı belli olan bir kelime olduğunu, esas unsur bakımından değerlendirmeye tabi tutulduğunda taraf markalarının birbirinden farklı bulunduklarını, bu itibarla müvekkili markasında tali unsur olarak kullanılan, ayırt ediciliği bulunmayan … ibaresinin ortalama tüketici zihninde herhangi bir yanıltıcılığının olmadığını, zira müvekkili tarafından … dağı eteklerinden getirilen su, kaynak olarak da halkı yanıltıcı nitelikte bulunmadığını, … ibaresinin markada ve ambalaj üzerinde kullanılmasının İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik’in 43. maddesi gereğince yasal bir zorunluluk olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE :Asıl dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkin olup, birleşen dava ise YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Dairemizin önceki kaldırma kararının hüküm gerekçe çelişkisi nedenine dayalı olması karşısında ilk derece mahkemesinin önceki kararla bağlı olmadığı, bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının yerinde bulunmadığı, … suyunun, … İlçesi’nin sınırları içinde bulunan … Dağı’ndan çıkan memba suyunun adı olduğu, somut uyuşmazlıkta ise dava konusu başvuru sahibi davalının ne başvuru aşamasında başvurularına itiraz dilekçesine cevabında ne de işbu davanın başlangıcında, dava konusu markasının kullanılacağı suyun … Dağı’ndan üretildiğine ilişkin açıklamada bulunmadığı, başvuru sahibi davalının ürettiği kaynak suyunun … Dağından veya Havzasından üretilmediğinin anlaşıldığı, somut olaya uygulanacak 556 sayılı KHK’nın 7/1-f maddesinde yer alan “Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak markaların,” mutlak tescil engelleri arasında kabul edildiği, anılan madde uyarınca marka başvuru aşamasında dahi, ürünlerin coğrafi kaynağı, üretim yeri, niteliği ve kalitesi yönünden halkı yanıltabilecek nitelikte olan marka başvurularının reddinin gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarih, 2018/1619 E., 2019/3369 K. Sayılı ilamının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, davalı … ile davalı … tarafından istinaf başvurusu sırasında peşin yatırıldığı anlaşıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip