Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/2047 E. 2023/684 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2047
KARAR NO : 2023/684
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2019
NUMARASI : 2017/445 E. – 2019/58 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Dairemizce verilen 13/11/2020 tarih, 2019/577 E. – 2020/1001 K. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/09/2022 tarih 2021/1254 E. – 2022/5483 K. sayılı kararı ile bozulmuş olmakla, dosya okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin, “…” ibareli 3, 4, 5, 29, 30, 33 ve 35.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 85216, 117190, 150240, 2004/1169, 2009/18743 sayılı tanınmış seri markaların sahibi olduğunu, davalının 26.08.2015 tarihinde müvekkilinin “…” ibareli tescilli markalarına iltibas ve tecavüz oluşturan, ayrıca onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacak, onların itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte, 43.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2015/70640 sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilânı üzerine müvekkilinin iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca itirazın kısmen yerinde görüldüğünü ve 43/01. sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek hizmetleri” yönünden başvurunun reddedildiğini, bunun dışında kalan hizmetler yönünden ise itirazlarının kabul edilmediğini, başvurunun tümden reddi için bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa tehlikesi bulunduğu gibi tescili halinde başvurunun, müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, onların itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2017-M-7954 sayılı kararının iptaline ve davalı adına tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı…vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru kapsamında kalan hizmetler yönünden taraf markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacının markasının tanınmış olmasının peşinen başvurunun reddi sonucunu doğurmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının markalarının “…” ibareli oldukları, markalardaki asıl ve ayırt edici unsurun “…” ibaresinden oluştuğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin ise “…” ibareli olduğu, davacı markaları ile başvuru konusu işaretin görsel, sescil ve anlamsal olarak iltibasa neden olacak derecede benzer oldukları, başvuru konusu işarette davacı markalarından farklı olarak “D” harfi yerine “L” harfi kullanılarak “…” ibaresinin oluşturulmasının işareti anlamsal, görsel ve sescil olarak davacı markalarından ayırt edici kılmadığı, dava konusu başvuru kapsamındaki 43. sınıf hizmetler ile davacı markalarının kapsamlarında yer alan 29. ve 30. sınıfta bulunan mallar arasında bağlantı bulunduğu, zira davacının sadece … markası adı altında çikolata vb malları satmadığı, aynı marka ile kafe işlettiği, kafe hizmeti de verdiği, dolayısıyla 43. sınıftaki “Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” ile davacı mal ve hizmetleri arasında bağlantı bulunduğu, ayrıca davacı markasının pek çok farklı ülkede öteden beri tescilli olduğu, dünya çapında yaygın bir ticari faaliyetinin olduğu ve pek çok sınıfta kayıtlı markalarının bulunduğu, tanınmış davacı markasının toplumda ulaşmış olduğu tanınmışlık düzeyi nedeniyle başvuru markasının haksız bir yarar sağlayabileceği, davalının dünya çapında yaygın, tarihsel olarak derinliği olan, reklam gücü yüksek bir markayı bilmezden gelmesinin kabul edilemeyeceği, dolayısıyla davacı markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 maddeleri uyarınca korunmasının gerektiği, başkasına ait tanınmış bir markanın benzerinin tescil edilmesinin davalının kötü niyetini ortaya koyduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Türk Patent YİDK’nın 25.09.2017 tarih 2017-M-7954 sayılı kararının iptaline, 2015/70640 sayılı davalı başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı…vekili, dava konusu başvurunun kapsamında kalan hizmetler ile davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler benzer olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının oluşmadığını, davacının “…” markasına ilişkin tanınmışlık iddiasının, peşinen başvurunun reddi sonucunu doğurmayacağını, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki koşulların gerçekleşeceğinin ispat edilmesinin gerektiğini, oysa söz konusu koşulların davacı tarafça ispat edilemediğini, davacının tanınmış olduğunu iddia ettiği çikolata sektörü ile dava konusu başvurunun kapsamındaki hizmetler arasında hiçbir benzerlik olmadığını, davacının kötü niyet iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve itiraz aşamasında kötü niyete delalet eden herhangi bir delilin sunulmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 13/11/2020 tarih, 2019/577 E. – 2020/1001 K. sayılı kararıyla, “…” ibareli işaret ile davacının “…” markaları arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğu, dava konusu başvuru kapsamında kalan 43. sınıftaki “Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” ile davacı markalarının kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerin aynı ya da benzer olmadıkları, dolayısıyla, dava konusu başvuru kapsamındaki hizmetlerle davacı markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında benzerlik olmadığından, davacı vekilinin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesine dayalı itirazının yerinde bulunmadığı, davacı markalarının çikolata emtiası bakımından tanınmış marka statüsünde bulunduğu, dava konusu başvuru kapsamında yer alan “Geçici konaklama hizmetleri.” yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi koşullarının oluşacağı, bunun dışında, davacı markalarının tanınmışlık düzeyleri, davacı markalarının tanınmış olduğu “çikolata” emtiası ile başvuru kapsamında kalan “Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” arasında hiçbir yakınlık bulunmaması, diğer bir deyişle başvuru kapsamındaki “Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” ile davacı markalarının tanınmış olduğu sektörün son derece uzak ve farklı olması, davacı markaları ile dava konusu başvuru arasındaki benzerlik seviyesi gözetildiğinde, belirtilen hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi koşullarının gerçekleşmediği kanaatine varıldığı, öte yandan, dava konusu başvurunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile YİDK’in 2017-M-7954 sayılı kararının, 43. sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri.” yönünden kısmen iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava konusu başvuru tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 05/09/2022 TARİH VE 2021/1254 ESAS, 2022/5483 KARAR SAYILI KARARININ ÖZETİ: Dairemiz kararının, davacı vekili ile davalı … vekilince temyizi üzerine, anılan Yargıtay ilamı ile özetle, dava konusu “…” markası ile davacı tarafın itiraza dayanak “…” esas unsurlu markalarının 556 sayılı KHK. m.8/1-b anlamında anlamsal, gö rsel ve sesçil olarak benzer oldukları gibi davacı markasının çikolata emtiası nezdinde tanınmış bir marka olduğu, başvuru kapsamındaki diğer hizmetlerde de çikolatanın ikram için bulundurulabileceği, çikolata ürünü olarak bilinen markanın itibarının, başka ürün grubu markasının alındığı şeklinde zarar görebileceği, markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali de dikkate alındığında 8/4 ve 8/1-b maddelerindeki koşulların davacı yararına oluştuğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine ve Dairemiz kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında da açıklandığı üzere, dava konusu “…” markası ile davacı tarafın itiraza dayanak “…” esas unsurlu markalarının 556 sayılı KHK. m.8/1-b anlamında anlamsal, görsel ve sesçil olarak benzer oldukları, ayrıca davacı markasının çikolata emtiası nezdinde tanınmış bulunduğu, başvuru kapsamındaki “Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” sunulan yerlerde de çikolatanın ikram için bulundurulabileceği, çikolata ürünü olarak bilinen markanın itibarının, başka ürün grubu markasının alındığı şeklinde zarar görebileceği, markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali de dikkate alındığında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 maddelerindeki koşulların davacı yararına oluştuğu anlaşıldığından, YİDK kararının iptaline yönelik davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, dava konusu başvuru tescil edilmediğinden hükümsüzlük davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile…YİDK’nın 25/09/2017 tarih ve 2017-M-7954 sayılı kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu başvuru tescil edilmediğinden hükümsüzlük talebi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 148,5‬0-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 233,41-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 215‬,00-TL tebligat ve posta gideri, 267,80-TL temyiz kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 716,21‬-TL yargılama giderine, 31,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 779,01‬-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı…ve … tarafından ilk derece mahkemesi yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı şirket tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalı…ve … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40-TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 135,5‬0-TL’nin anılan davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
10-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamı gereğince yapılan istinaf duruşması nedeniyle taraflar lehine vekalet ücreti takdir ve tayinine yer olmadığına,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, … … vekilinin yüzlerine karşı, yapılan açık yargılama sonucunda 24/05/2023 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip