Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/2037 E. 2023/209 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/2037 – 2023/209
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2037
KARAR NO : 2023/209
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019
NUMARASI : 2018/253 E. – 2019/71 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Dairemizce verilen 10/12/2020 tarih, 2019/719 E. – 2020/1106 K. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/09/2022 tarih 2021/2032 E. – 2022/6093 K. sayılı kararı ile bozulmuş olmakla, dosya okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunun, davalı şirketin … sayılı ve “…” ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazı sonucunda, diğer davalı TPMK.’nın 2018-M-2100 sayılı YİDK kararı ile kısmen reddedilerek, başvuru kapsamından 05. sınıftaki bir kısım malların çıkarılmasına karar verildiğini, oysa müvekkilinin dava konusu başvurusunda yer alan “…” ibaresinin, redde konu mallar bakımından … sayılı markalar ile müvekkili adına tescilli olduğundan, müvekkilinin dava konusu başvuru yönünden kazanılmış hakkının bulunduğunu, ayrıca “tıbbi ilaç” malının tüketici kitlesinin farklı olduğunu, tedavi ihtiyacını gideren “ilaç” emtiasının muadili olmadığı için “ilaç” emtiası yerine “tıbbi amaçlı diyetetik maddeler veya diyet takviyeleri” gibi ürünlerin ikamesinin mümkün olmadığını, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi şartlarının oluşmadığını ileri sürerek, davalı … kararının “…” malları bakımından iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı temsilcisi savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı markasının tescilli olduğu “tıbbi ilaç” ile davacının tescilini talep ettiği “farmasötik müstahzarlar” emtiasının aynı olduğu, yine “tıbbi ilaç” ile davacının tescilini talep ettiği “tıbbi amaçlı diyetetik maddeler ve tıbbi kullanım için gıdalar, insanlar özellikle küçük çocuklar için gıda takviyeleri, tıbbi kullanım için vitamin ve mineral bazlı tonik içecekler, tıbbi kullanım için besinsel içecekler” mallarının benzer bulunduğu, çekişmeli başvurunun standart karekterle yazılmış “…+şekil” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markanın “…” ibaresinden oluştuğu, “ŞEKİL” unsurunun davacı işaretinde ikincil yani tali/yardımcı unsur bulunduğu, dolayısıyla dava konusu markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında işaretsel bir benzerliğin bulunmadığı, davacının önceki tarihli 05. sınıftaki “Bebek gıda maddeleri ve bebek besleyicileri” emtiasında tescilli … sayılı ve “…” ve 05. sınıftaki “bebek bezleri ve bebekler için bebek bezli donlar; emzirme pedleri; kadın doğum pedleri; vitamin ve mineral takviyeli içecekler; tıbbi amaçlı diyetetik içecekler. Tıbbi amaçlı diyetetik yiyecekler; diyet ve beslenme destek ürünleri; bebekler ve süt-bebekleri için süttozu” emtiasında tescilli … sayılı “…” markalarının, taraflar arasında çekişme konusu olmadığı, ayrıca davacının önceki tarihli markalarının tek başına asli unsuru olan “…” işaretinin dava konusu markada da asli unsur olarak korunduğu, sonuç olarak davacının reddedilen 05. sınıf mallar içinde yer alan “dietetic substances and food for medical use, food supplements for humans, particularly young children, tonic beverages based on vitamins and minerals for medical use, nutritional beverages for medical use. (diyetetik maddeler ve tıbbi kullanım için gıdalar, insanlar, özellikle küçük çocuklar için gıda takviyeleri, tıbbi kullanım için vitamin ve mineral bazlı tonik içecekler, tıbbi kullanım için besinsel içecekler.)” bakımından müktesep hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile TPMK YİDK’nun 2018-M-2100 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 5/1. sınıf “PHARMACEUTİCAL PREPARATİONS” mallarının da davalı Kurum tarafından başvurunun kapsamından çıkarıldığını, dava dilekçesinde ise bu mallar yönünden bir iptal talebinde bulunulmadığını, buna rağmen mahkemece talebi aşar şekilde, anılan mallar yönünden de iptal kararı verildiğini, zira mahkemece “davanın kabulü ile TPMK YIDK’nun 2018-M-2100 sayılı kararının iptaline” şeklinde hüküm tesis edildiğini, bu hüküm itibariyle “ilaçlar” malları için davacının bir talebi olmadığı halde YIDK kararının iptali ile “ilaçların” da davacı markasının kapsamına dahil edileceğini, tarafların markaları arasında gerek ibareler gerekse emtia yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 10/12/2020 tarih ve 2019/719 Esas, 2020/1106 Karar sayılı kararıyla tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibarelerin ortalarında bulunan “d” ve “T” harfleri ile sonlarında bulunan “c” ve “X” harfleri nedeniyle 5. sınıf malların tüketici kitlesi nazara alındığında, tarafların markaları arasında ibareler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, bu durum karşısında mahkemenin davacının işbu dava konusu başvuru için önceki tarihli … tescil numaralı markasına dayalı kazanılmış hakkının bulunduğuna dair gerekçesi, anılan önceki markanın tescil tarihi ile işbu dava konusu başvuru yönünden, hükümsüzlük davası açılması için gereken süre geçmediğinden doğru değilse de, davanın kabulüne dair tesis edilen kararın, sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, müvekkilinin marka tescil başvurusunun kapsamında bulunup da reddedilen mallardan, sadece 05. sınıf içinde yer alan “dietetic substances and food for medical use, food supplements for humans, particularly young children, tonic beverages based on vitamins and minerals for medical use, nutritional beverages for medical use.” malları bakımından davalı … kararının iptalinin istendiği, diğer bir deyişle davalı …’in 2018-M-2100 sayılı YİDK kararı ile 5. sınıfta yer alan ve yukarıda belirtilen malların dışında, “pharmaceutical preparations” mallarının da başvuru kapsamından çıkarılmasına karar verildiği halde, davacı tarafından bu mallar yönünden YİDK kararının iptali isteminde bulunulmadığı, bu durumda HMK.’nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesi uyarınca “pharmaceutical preparations” mallarını da kapsar şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/02/2019 gün ve 2018/253 E. – 2019/71 K. sayılı kararının kaldırılmasına; davanın kabulü ile davalı … kararının “dietetic substances and food for medical use, food supplements for humans, particularly young children, tonic beverages based on vitamins and minerals for medical use, nutritional beverages for medical use. (diyetetik maddeler ve tıbbi kullanım için gıdalar, insanlar, özellikle küçük çocuklar için gıda takviyeleri, tıbbi kullanım için vitamin ve mineral bazlı tonik içecekler, tıbbi kullanım için besinsel içecekler.)” malları bakımından iptaline karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 20/09/2022 TARİH VE 2021/2032 ESAS, 2022/6093 KARAR SAYILI KARARININ ÖZETİ: Dairemiz kararının davalı Kurum vekilince temyizi üzerine, anılan Yargıtay ilamı ile özetle özellikle ilaç markalarında görüşü dikkate alınması gereken kitlenin doktor ve eczacılardan oluşan bilinçli kitle olduğu, ancak somut uyuşmazlıkta hükümsüzlüğe konu markanın ilaç niteliği bulunmayan “diyeyetetik maddeler ve tibbi kullanım için gıdalar, insanlar, özellikle küçük çocuklar için gıda takviyeleri, tibbi kullanım için vitamin ve mineral bazlı tonik içecekler, tıbbi kullanım için besinsel içecekler” emtiasını kapsadığı, bu ürünlerin alıcılarının daha dikkatli ve seçici kitle olan doktor ve eczacılardan ziyade, kapsadıkları mal ve hizmetler bakımından reçetesiz tüketilebilen mallar olduğu, başvuru konusu “…+şekil” ibareli işaret ile redde mesnet “…” ibareli markaların Türkçe’de bilinen bir anlamlarının ve bu sebeple tanımlayıcı niteliklerinin bulunmadığı, herhangi bir etken maddeye veya hastalığa atfın da bulunmadığı, buna karşın okunuşları itibariyle yüksek bir sesçil benzerlik bulunduğu gibi, görsel benzerliklerinin de yüksek olduğu, aynı mallar üzerinde her iki markayı taşıyan ve aynı rafta satışa sunulan aynı tür mallar üzerinde markaları gören ortalama tüketici kitlesinin, her iki ürünü üreten işletmeler arasında idari-ekonomik veya işletmesel bağlantı bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin yüksek olduğu ve buradan hareketle markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b. bendi uyarınca karıştırılmaya yol açacak ölçüde benzerlik bulunduğunun kabulünün gerektiği halde Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle Dairemiz kararının davalı Kurum yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, … kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında da açıklandığı üzere, özellikle ilaç markalarında görüşü dikkate alınması gereken kitlenin doktor ve eczacılardan oluşan bilinçli kitle olduğu, ancak somut uyuşmazlıkta hükümsüzlüğe konu markanın ilaç niteliği bulunmayan “diyeyetetik maddeler ve tibbi kullanım için gıdalar, insanlar, özellikle küçük çocuklar için gıda takviyeleri, tibbi kullanım için vitamin ve mineral bazlı tonik içecekler, tıbbi kullanım için besinsel içecekler” emtiasını kapsadığı, bu ürünlerin alıcılarının daha dikkatli ve seçici kitle olan doktor ve eczacılardan ziyade, kapsadıkları mal ve hizmetler bakımından reçetesiz tüketilebilen mallar olduğu, başvuru konusu “…+şekil” ibareli işaret ile redde mesnet “…” ibareli markaların Türkçe’de bilinen bir anlamlarının ve bu sebeple tanımlayıcı niteliklerinin olmadığı gibi herhangi bir etken maddeye veya hastalığa atfın da bulunmadığı, buna karşın okunuşları itibariyle yüksek bir sesçil benzerlik bulunduğu gibi, görsel benzerliklerinin de yüksek olduğu, aynı mallar üzerinde her iki markayı taşıyan ve aynı rafta satışa sunulan aynı tür mallar üzerinde markaları gören ortalama tüketici kitlesinin, her iki ürünü üreten işletmeler arasında idari-ekonomik veya işletmesel bağlantı bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin yüksek olduğu ve buradan hareketle markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b. bendi uyarınca karıştırılmaya yol açacak ölçüde benzerlik bulunduğunun kabulünün gerektiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan ve aralarında eczacılık fakültesinden profesör unvanlı öğretim üyesinin bulunduğu heyetçe düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının başvurusunun kapsamından çıkarılan emtialarla davalının itirazında dayandığı markasının kapsamındaki malların aynı veya benzer olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacının başvurusunun reddi için 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında aranan ikinci şart olan emtia benzerliği şartı da gerçekleşmiştir.
Bu durumda davacının dava konusu başvurusu için kazanılmış hak iddiasının yerinde olup olmadığının incelenmesi gereklidir. Davacının işbu dava konusu başvurusu için önceki tarihli … tescil numaralı markasına dayalı kazanılmış hakkının bulunduğuna dair iddiası, anılan önceki markasının tescil tarihi ile işbu dava konusu başvuru tarihi arasında, hükümsüzlük davası açılması için gereken süre geçmediğinden yerinde değildir.
Buna karşılık davacının …/… numaralı önceki tarihli markası, işbu dava konusu başvuru için kazanılmış hak teşkil eder. Ancak davacının anılan önceki tarihli markası da sadece “bebek gıda maddeleri ve bebek besleyicileri” malları için tescilli olup, bu mallar da zaten davacının başvurusu kapsamından çıkarılmamıştır.
Bu durum karşısında Dairemizce, davacının işbu dava konusu başvurusunun kapsamından çıkarılan mallar bakımından kazanılmış hakkının da bulunmadığı sonucuna varılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 144‬,00-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 103,48‬-TL tebligat ve posta masrafı, 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 292,10-TL temyiz yoluna başvurma harcından oluşan toplam 516,88‬-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Davalı … A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan 20,00-TL posta masrafı, 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 141,3‬0-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
7-Davalı … peşin olarak alınan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde anılan davalıya İADESİNE,
8-Davalı … A.Ş.’den peşin olarak alınan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde anılan davalıya İADESİNE,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip resen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamı gereğince yapılan istinaf duruşması nedeniyle taraflar lehine vekalet ücreti takdir ve tayinine yer olmadığına,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı şirketin yokluğunda, yapılan açık yargılama sonucunda 22/02/2023 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.