Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/2008 E. 2022/1499 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/2008 – 2022/1499
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2008
KARAR NO : 2022/1499
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2022
NUMARASI : 2020/6 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN :
VEKİLİ :
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ
EDEN KARŞI TARAF :
VEKİLİ :

TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir, İhtiyati Tedbire İtiraz

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/06/2022 tarih ve 2020/6 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen ve karşı taraf tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verdikleri anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili müvekkilinin 1999 yılında eğitim sektörüne giriş yaptığını ve “…” adıyla Türkiye’nin birçok ilinde faaliyet gösterdiğini, yine bu isim altında yayınları bulunduğunu, müvekkilinin uzaktan eğitim üzerine de youtube üzerinden eğitimler verdiğini, müvekkilinin “… ibareli markasını 2009 yılında tescil ettirdiğini, bu markanın koruma süresi doldıktan sonrada aynı ibareli markanın yeniden tescil ettirildiğini, müvekkilinin anılan markaları ile sektörde belli bir bilinirlik kazandığını, karşı tarafın “… ” adı altında birçok soru bankası yayınlayarak müvekkilinin marka hakkını ihlal ettiğini, karşı taraf eylemlerinin markaya tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek müvekkilinin markasına yönelik haksız rekabet durumunun tespiti, önlenmesi, ortadan kaldırılması ve maddi-manevi tazminat istemli davada karşı tarafın müvekkilinin markasının bilinirliğinden yararlanmak suretiyle tecavüz niteliğindeki kitaplarının satışının durdurulması, toplatılması, bu kitapların piyasaya sürülmesinin engellenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Karşı taraf vekili, müvekkili şirketin yayıncı ve dağıtıcısı olduğu eserlerin genelde ilköğretim, lise ve üniversiteye hazırlık türü yayınlar olduğunu, ihtiyati tedbir isteyenin faaliyetlerinin ise kurs, kpss, hakimlik vs. mesleki sınavlara ilişkin yayınlara yönelik bulunduğunu, müvekkilinin … sayılı “…” ibareli ve … sayılı “…” ibareli tescilli markalarının olduğunu, müvekkilinin kendi markaları ile faaliyet gösterdiğini, ihtiyati tedbir isteyenin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ihtiyati tedbir isteyene ait … sayılı markanın “…” şeklinde olmakla birlikte yenilenmediğini ve koruma süresinin dolduğunu, bu nedenle geçersiz hale geldiğini, davacının … sayılı markasının ise yeni bir başvuru olduğunu, müvekkilinin eserlerinde ihtiyati tedbir isteyenin markalarının kullanılmadığını, müvekkilinin eserlerinde “…” ibaresini kullandığını, bu kullanımın da tecavüz niteliğinde olmadığını, müvekkilinin bu ibare ile oluşturduğu seri yayınlarının bulunduğunu, ihtiyati tedbir isteyenin markalarının sektörde bilinir olmadığı gibi yayınlarının da müvekkili yayınlarından farklı hedef kitlelere hitap ettiğini savunarak ihtiyati tedbir isteminin reddini istemiştir.
Mahkemece 27/05/2022 tarihli ara kararla, görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda karşı tarafça gerçekleştirilen kullanımların, karşı yana ait tescilli markalar kapsamında kalan kullanımlar olarak değerlendirilemeyeceği, karşı tarafça gerçekleştirilen kullanımlarda ön plana çıkan unsurun “…” sözcüğü olduğu, bu ibarenin, davacının önceki tarihli tescilli markasının esas ve ayırt edici unsuru bulunduğu, bu nedenlerle karşı taraf kullanımlarının ihtiyati tedbir isteyenin tescilli markalarından doğan haklarını ihlal edecek nitelikte olduğu, söz konusu kullanımların aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet verdiği hususlarının açıklandığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı gerekçesiyle ihitiyati tebdir isteminin kabulü ile tedbir talep eden tarafından 20.000-TL nakti teminat ya da koşulsuz süresiz banka teminat mektubu dosyaya ibraz edildiğinde, karşı tarafça basıldığı ve dağıtıldığı anlaşılan ve “… …” ibaresini içeren … isimli kitapların (dava dosyasındaki bilirkişi raporunun 4. Sayfasında görselleri yer alan) satışlarının durdurulmasına, kitapların satış için verilen – bulundurulan yerlerden toplatılmasına ve kitapların piyasaya sürülmesinin engellenmesine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir isteyen vekili 30/05/2022 tarihli dilekçesi ile, tedbir taleplerinin karşı tarafın “… …” ibaresini içeren tüm kitaplarına yönelik olduğunu buna rağmen mahkemece, sadece anılan ibareyi içeren … isimli kitaplar hakkında tedbir kararı verildiğini, karşı tarafın sunduğu delillerden dahi anlaşılacağı üzere talep konusu kullanımların bu kitaplarla sınırlı olmadığını ileri sürerek, ihtiyati tebdir kararının tavzihi ya da taleplerine istinaden ek kararla karşı tarafın “… …” ibareli tüm kitapları yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Karşı taraf vekili, müvekkilinin talep konusu eserlerindeki kapak tasarımının bir kısmında “… ” ibaresini kullanılmasının ihtiyati tedbir isteyenin markaları ile iltibasa neden olamayacağını, markaların bütünsel olarak oluşturduğu izlenimde farklı bulunduklarını, ayrıca mahkemece hükmedilen teminat tutarının da yetersiz olduğunu, müvekkilinin Türkiye çapında 40 şubesi bulunduğunu bu şubelerin bir tanesin de dahi kararın infazı halinde hükmedilen teminat tutarını aşar miktarda zarara uğrayacağını, ihtiyati tedbir isteyenin davada SMK’nın 152/2-c maddesi gereğince tazminat talebinde bulunduğu da gözetilerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, bu talep uygun görülmezse uygun bir teminat karşılığında kaldırımasına, bu istem de uygun görülmezse daha uyun bir teminata hükmedilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesinin ek kararla veya kararın tavzihi ile mümkün olmadığı, bu nedenle ihtiyati tedbir isteyenin isteminin ihtiyati tedbir kararına itiraz mahiyetinde olduğu, ihtiyati tedbir isteyenin dava dilekçesinde , Ek-5’de yer alan kitaplar için tedbir isteminde bulunduğu ancak dava dilekçesine Ek-5 adı altında belge eklenmediği, delil listesinde de bu belgeye ve tedbir talep edilen kitapların listesine yer verilmediği, ihtiyati tedbir talep edilen kitapların açıkça belirlenmediği, bu kapsamda dava dilekçesine ve delil listesine eklenen kitaplar baz alınarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi raporunda ihtiyati tedbir kararı verilen kitaplar yönünden tecavüz ihtimalinin tespit edildiği, ihtiyati tedbir isteyenin açıkça hakkında ihtiyati tedbir talep etmediği ve mahkemece incelemeye tabi tutulmamış kitaplar yönünden tedbir talep etmesinin hukuki dinlenilme hakkına ve taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteyenin itirazının reddine, karşı taraf itirazının da bilirkişi raporu karşısında yerinde olmadığı, takdir edilen teminat miktarının uygun bulunduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir isteyen vekili, ihtiyati tedbir istemlerinin karşı tarafın “… …” ibaresini içeren tüm kitaplara ilişkin bulunduğunu, “…” ibaresinin bir çok kitapta kullanıldığının karşı tarafın da kabulünde olduğunu, bilirkişi raporunda da, karşı yanca gerçekleştirilen kullanımlarda ön plana çıkan unsurun “…” ibaresinin müvekkilinin önceki tarihli tescilli markasının esas ve ayırt edici unsuru olduğu, bu kullanımların müvekkilinin tescilli markalarından doğan haklarını ihlal edecek nitelikte bulunduğu, söz konusu kullanımların aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet verdiği hususlarının tespit edildiğini, bilirkişi raporundan karşı taraf kullanımları yönünden … kitapları üzerinden örnekleme şeklinde değerlendirme yapıldığının açıkça anlaşıldığını yine karşı yanın dosyaya sunduğu tüm dilekçelerde yer alan görsellerden de görüldüğü üzere, ihlal oluşturan kullanımların … kitapları ile sınırlı olmadığını, … gibi ilköğretimin tüm sınıflarına ve derslerine yönelik kitaplarında “… …” ibareleri kullanıldığını,bunun dışında delil listesinde dayandıkları ve dosyaya kazandırılan Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nden gelen müzekkere yanıtında da karşı tarafın “… …” ibareli bandroller alındığı belirtilerek kitap listelerinin gönderildiğini ileri sürerek, herhangi ek bir teminata gerek olmaksızın “…, … …” ibareli tüm kitaplar yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini veya kararın bu yönde ihdası için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf vekili, müvekkilinin talep konusu eserlerindeki kapak tasarımının bir kısmında “… ” ibaresini kullanmasının ihtiyati tedbir isteyenin markaları ile iltibasa neden olmasının mümkün bulunmadığını, müvekkilinin “… …” ibaresini ilköğretime yönelik eğitim kitaplarında bir eğitim serisine özel isim verme amacıyla kullandığını, ihtiyati tedbir isteyenin markasına iltibas ya da benzerlik yaratacak şekilde kullanılmadığını, ayrıca ihtiyati tedbir isteyenin münhasıran “…” ibareli markasının bulunmadığını, anılan ibarenin eğitim öğretim sektöründe birçok eğitim kurum tarafından kullanıldığını, müvekkilinin kitaplarında kendi adına tescilli olan “…” ibareli markasını kullandığını ileri sürerek, ihtiyati tedbir isteyenin SMK’nın 152/2-c maddesi gereğince tazminat talebinde bulunduğu da gözetilerek ihtiyati tebdir kararının kaldırılmasını, bu talep uygun görülmezsse uygun bir teminat karşılığında kaldırılmasını, bu talep de uygun görülmezsse daha uygun bir teminata hükmedilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbire itiraz ve ihtiyati tedbir istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Aynı Kanun’un 390/3. maddesine göre de ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir talep eden tarafın, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekmektedir. Görüldüğü üzere HMK’da ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın tereddütsüz şekilde ispatı şartı aranmamakta, yaklaşık olarak ispat yeterli bulunmuştur.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken SMK’nın 159. maddesinde de, “Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında, ihtiyati tedbirlerin özellikle davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulmasını kapsaması gerektiği düzenlenmiş, maddenin son fıkrasında da bu Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde 6100 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, 6102 sayılı TTK.’nın 61/1. maddesi uyarınca, dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir. O halde, açıklanan hükümler çerçevesinde, bir sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edecek ya da haksız rekabete yol açacak şekilde kullanımda bulunulduğunu yaklaşık olarak ispat eden kişi, bu kullanımların engellenmesini ihtiyati tedbir yoluyla isteyebilecektir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; ihtiyati tedbir isteyen vekili, karşı tarafça yayınlanan kitaplarda “…” ibaresinin kullanmasının müvekkilinin … sayılı “…” ibareli markaya tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, müvekkilinin markasına yönelik haksız rekabet durumunun tespiti, önlenmesi, ortadan kaldırılması ve maddi-manevi tazminat istemli davada, karşı tarafın tecavüz oluşturan kitaplarının satışının durdurulması, toplatılması, bu kitapların piyasaya sürülmesinin engellenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece dosya üzerinden 27/05/2022 tarihli ara kararla, görüşüne başvurulan bilirkişi raporu doğrultusunda karşı tarafın yayınlarında “… …” ibareli kullanımlarının ihtiyati tedbir isteyenin önceki tarihli tescilli markasına tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile 20.000-TL teminat karşılığında, karşı tarafça basıldığı ve dağıtıldığı anlaşılan “… …” ibaresini içeren … isimli kitapların (dava dosyasındaki bilirkişi raporunun 4. Sayfasında görselleri yer alan) satışlarının durdurulması, kitapların satış için verilen – bulundurulan yerlerden toplatılması ve kitapların piyasaya sürülmesinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Karşı taraf mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına süresinde itiraz etmiş, ihtiyati tedbir isteyen de 30/05/2022 tarihli dilekçesi ile tedbir istemlerinin karşı tarafın “… … “ibaresini içeren tüm kitaplarına yönelik olduğunu, bizzat karşı tarafça sunulan delillerden de anlaşılacağı üzere, karşı tarafın tecavüz oluşturan kullanımlarının tedbir kararı verilen kitaplarla sınırlı olmadığını ileri sürerek önceki verilen ihtiyati tedbir kararının tavzihi yoluyla veya ek kararla karşı tarafın “… …” ibaresini taşıyan tüm kitapları yönünden ihtiyati tebdir kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ihtiyati tedbir isteyenin 30/05/2022 tarihli dilekçesi ihtiyati tedbir kararına itiraz olarak kabul edilip tarafların itirazlarının incelenmesi için duruşma açılmış ve 28/06/2022 tarihli kararla ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan taraf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği tarih itibariyle, dosya kapmında bulunan bilikişi kök- ek raporlarında karşı tarafça da inkar edilmeyen “… …” ibareli kullanımların ihtiyati tedbir isteyenin “…” ibareli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, bahsi geçen kullanımların karşı tarafın tescilli markaları kapsamında değerlendirilemeyeceği, esasen SMK’nın 155 maddesi uyarınca karşı tarafın sonraki tarihli markalarına dayanmayacağı açıklanmış olup somut olayda yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin karşı tarafça yayımlanan ve anılan ibarenin kullanıldığı “…” isimli kitaplar yönünden verilen 27/05/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararı yerinde bulunduğundan bu karara karşı tarafça yapılan itirazın reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi mahkemece hükmedilen 20.000 TL teminat miktarı Dairemizce de uygun görüldüğünden karşı tarafın i istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak, ilk derece mahkemesinin 28/06/2022 tarihli kararla ihtiyati tedbir isteyenin yukarıda bahsi geçen 30/05/2022 tarihli dilekçesi ihtiyati tedbire itiraz olarak nitelendirilip yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir. Zira, HMK’nın 6100 sayılı HMK’nın 394/1. maddesinde karşı taraf dinlenilmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü kararlarına karşı itiraz yoluna başvurulabileceği düzenlenmiş olup tedbir talebi kabul edilen istem sahibinin ihtiyati tedbir isteminin kabulü kararına karşı itiraz hakkı bulunmamaktadır. Esasen ihtiyati tebdir isteyen 30/05/2022 tarihli dilekçesi de içeriği itibariyle yeni bir tedbir talebi mahiyetindedir. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir isteyenin bahsi geçen dilekçesinin ihtiyati tedbire itiraz olarak kabul edilip üstelik de aşağıda açıklanacağı üzere yerinde olmayan gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru olmamış, Dairemizce 30/05/2022 tarihli dilekçe ile talep edilen tedbir isteminin değerlendirilmesi gerekmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere dosya kapsamında bulunan kök ve ek bilirkişi raporlarında, karşı tarafça da ilköğretime yönelik eğitim kitaplarında kullanıldığı kabul edilen “… …” ibaresinin ihtiyati tedbir isteyenin “…” ibareli önceki tarihli tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu sonucuna varılmıştır. Her ne kadar mahkemece, bilirkişi raporundaki bu sonuca sadece karşı tarafa ait “… …” ibaresini taşıyan … kitaları yönünden ulaşıldığı kabul edilmişse de bilirkişi raporunda karşı tarafın davaya cevap dilekçesi ekinde birçok kitap görselinin yer aldığı belirtilerek, bu görsellere temsilen … kitaplarının görsellerine yer verilmiş olup, değerlendirme sadece bu kitaplar üzerinden yapılmadığından, ilk derece mahkemesinin bu kabulü doğru olmamıştır. Bu itibarla hem bilirkişi kök ve ek raporundan hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne yazılan mü
zekkere cevabından, karşı tarafça ihlale konu “… …” ibaresinin … kitaplarının yanında 5.6.7. ve 8. sınıflara yönelik birçok kitapta kullanıldığı anlaşıldığından Dairemizce karşı tarafça basılıp dağıtılan ve “… …” ibareli tüm kitaplar yönünden ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin 28/06/2022 tarihli kararının kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesince tedbir kararı verilen … isimli kitaplar dışında karşı tarafça basılıp dağıtılan ve “… …” ibareli tüm kitaplar yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve ilk derece mahkemesinin 28/06/2022 tarihli kararı ile aynı zamanda karşı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazının da reddine karar verilmesi ve yukarıda açıklandığı üzere bu karara karşı tarafça yapılan istinaf itirazlarının yerinde görülmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin karşı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine dair kararına Dairemizce kurulan hükümde de aynen yer verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/06/2022 gün ve 2020/6 E. sayılı ara kararın KALDIRILMASINA;
3-Karşı taraf vekilinin ilk derece mahkemesince 27/05/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazının REDDİNE
4-İhtiyati tedbir isteyenin 30/05/2022 tarihli dikeçesi ile talep ettiği ihtiyati tedbir isteminin KABULÜ ile (ilk derece mahkemesince tedbir kararı verilen … isimli kitaplar dışında) karşı tarafça basılıp dağıtılan ve “… …” ibareli tüm kitapların satışlarının durdurulmasına, kitapların satış için verilen – bulundurulan yerlerden toplatılmasına ve kitapların piyasaya sürülmesinin engellenmesine,
5-HMK’nın 392. maddesi uyarınca 50.000,00 TL nakdi teminat veya koşulsuz banka teminat mektubu karşılığında ihtiyati tedbirin uygulanmasına,
6-Tedbir kararının uygulanması bakımından Ankara İcra Daireleri’nin veya tedbire konu kitapların bulunduğu yer icra dairelerinin görevli kılınmasına,
7-İhtiyati tedbir isteyenden peşin olarak alınan 80,70.TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde, ihtiyati tedbir isteyene iadesine,
8-Karşı taraftan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
9-HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.