Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1995 E. 2022/1715 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1995
KARAR NO : 2022/1715
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/05/2022
NUMARASI : 2013/161 E. – 2022/153 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/05/2022 tarih ve 2013/161 E. – 2022/153 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin “… + şekil” ibareli marka başvurusuna müvekkili şirketin … sayılı ve “…”, “… + şekil”, “… + şekil”, “… … + şekil”, “… … + şekil” ibareli tanınmış markalarını mesnet göstererek yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin itiraza mesnet “…” ibareli ve şekil içeren markaları ile davalı şirketin dava konusu markasının tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacak derecede benzer olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, markaların kelime unsurları farklı olsa dahi, şekil unsurları arasındaki benzerliğin karıştırılma ihtimaline yol açacağı hususunda çeşitli mahkeme kararlarının bulunduğunu, müvekkilinin … markası tütün sektöründe yüksek tanınmışlığı haiz bir marka olup, dava konusu markanın tescilinin, müvekkilinin tanınmış markasının ayırt edici karakterini zedeleyeceğini ve markanın sulandırılmasına neden olacağını, birçok marka seçeneği içinden, müvekkilinin tanınmış “…” markasına bu kadar benzer bir markayı seçen ve müvekkilinin ticari takdim şeklini taklit eden davalının bu davranışının kötü niyetinin delili olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2013-M-2766 sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu markanın kapsamındaki emtianın tamamının davacının markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, dava konusu “… + şekil” ibareli markanın bir sigara paketinin açılmış şeklini içerdiği, söz konusu şeklin farklı yüzlerinde lacivert bir şerit üzerinde, bir daire içinde beyaz renkte “…” ibaresinin yer aldığı, itiraza gerekçe markalardan “…” ibareli markanın gri renk bir sigara paketinin açılmış şeklini içerdiği, şeklin farklı yüzlerinde bir daire içinde beyaz renkte “…” ibaresinin yer aldığı, itiraza gerekçe gösterilen diğer markaların ise, beyaz kalın harflerle, bir daire içinde aralarına “…” işaretinin konularak …” harflerinin yan yana yazılması ile oluşturulduğu, bu ibarelerin sol taraflarında mavi, kırmızı, siyah zemin üzerinde figüratif bir unsurun yer aldığı, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi, davacının itirazına gerekçe markalarının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, taraf markalarının kısa ibarelerden oluştukları ve kısa işaretlerde küçük farklılıkların farklı bir genel izlenime yol açabileceği, markaları oluşturan harflerin görsel ve işitsel olarak tamamen farklı olduğu, dolayısıyla hem dava konusu markanın hem davacı markalarının tüketici algısında bütüncül olarak anlamsal, işitsel ve görsel açıdan oldukça farklılaştığı, bunun yanı sıra markaların tertip tarzlarının farklı olduğu, somut uyuşmazlıkta bu farklılıkların görsel, işitsel ve anlamsal bakımdan dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı emtianın ortalama tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olduğu, dolayısıyla işletmeler arasında bir farklılığa yol açacağı, markalar arasında iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunmaması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe marka arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin markası ile dava konusu markanın tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacak derece benzer olduğunu, karıştırılmaları ihtimalinin bulunduğunu, müvekkilinin markası tütün sektöründe tanınmış olduğundan başvurunun tescilinin müvekkili markasının ayırt edici karakterini zedeleyeceğini, ayrıca başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarındaki ibarelerin iki harften oluştukları, bu tür kısa markalardaki küçük değişiklikler dahi genel izlenim üzerinde önemli bir farklılık oluşturabilecek iken başvuru ile itiraza mesnet markalarda ortak olarak yer alan bir harfin bulunmadığı, başvuru ile karşılaşan tüketicilerin derhal ve hiç düşünmeden davacının markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabilecekleri, markalar arasında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunmadığı, markalar benzer olmadığından tanınmışlığın somut uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığı, kötü niyetin ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 23/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip