Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1949 E. 2022/1520 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1949 – 2022/1520
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1949
KARAR NO : 2022/1520
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2022 ve 05/07/2022
NUMARASI : 2021/390 E.

İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF/DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/06/2022 ve 05/07/2022 tarih ve 2021/390 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı-karşı davalı ile ihtiyati tedbir talep eden davalı-karşı davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…”, “…” başta olmak üzere “…”, “…” gibi pek çok tanınmış markanın sahibi olduğunu, yine adına tescilli şişe ve etiket tasarımı ile birlikte özel ambalaj içerisinde sert yüzey temizleyici ürünlerini yoğun reklam ve tanıtım ile Türkiye’de pazar lideri konumuna getirdiğini, davalılardan … Ltd. Şti. tarafından, diğer davalı … A.Ş. için üretilen “…” markası ile, gerek fiziken … marketlerde gerekse de davalı … Markete veya 3. kişilere ait internet sitelerindeki ve sosyal medya platformlarındaki yayınlarında satışa sunulan yüzey temizleyici ürünlerinin, piyasaya sunuluş şekilleri, şişe tasarımları ve etiket kompozisyon/dizayn özellikleri itibariyle, müvekkilinin tescilli “…” markası ile satışa sunduğu sert yüzey temizleyici ürünlerinin tescilli şişe tasarımları ve yine adına tescilli etiket kompozisyon/dizayn özellikleri ile iltibas yaratacak derecede benzer olup, bu halin açık bir sınai hak ihlali ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, davalıların eyleminin müvekkilinin marka ve ambalaj tasarımları ile iltibas ve haksız rekabet yarattığının tespitini, durdurulmasını, önlenmesini ve internet ve sosyal medya hesaplarında davaya konu reklam ve tanıtımların engellenmesini, 100.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte müteselsilen tahsilini ve anılan talepleri mümkün kılacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, müvekkili şirketin … tescil numaralı “…” ibareli seri markalarının bulunduğunu, … no ile de “…” ibareli marka başvurusunda bulunulduğunu, aynı zamanda müvekkiline ait “…” ibareli markanın… numarası ile Türk Patent nezdinde tanınmış marka statüsünde kabul edildiğini, müvekkilinin markalarının asli unsurun “…”, davacının “… …” markasındaki ayırt edici asli unsurun ise “…” ibaresi olduğunu, tarafların markaları arasında görsel, işitsel veya kavramsal herhangi bir benzerliğin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin “…” markalı ürünlerinin etiket tasarım/ dizaynı ile davacı şirkete ait “… …” markalı ürünlerin etiket tasarım/dizaynının birbirinden tamamen farklı olduğunu savunarak, ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … Ltd. Şti. vekili, davacının dava konusu… numarası ile tescil ettirmiş olduğu şişe tasarımı ve … no’su ile tescil ettirmiş olduğu etiket tasarımının, müvekkil tarafından daha önceki tarihte
tescil ettirilerek kamuya sunulduğunu, yeni ve ayırt edici bulunmadığını, davacının kötü niyetli olarak tasarım tescil
başvurusunda bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davada ise davalı yanın… numaralı “Şişe” tasarımının ve … no’lu “etiket” tasarımının hükümsüzlüğüne karar verilmesini, ayrıca anılan tasarımların 3. kişilere devir ve temlikinin engellemesi, karşı davalının haksız ve kötü
niyetli şekilde tasarım tescil haklarına dayanarak müvekkili aleyhine ticari faaliyetlerini dava
konusu şişe ve etiket tasarım tescilinden kaynaklanan haklarını müvekkili aleyhine kullanmaması, yine karşı davalının müvekkilinin SMK’ndan kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil eden nitelikteki
üretiminin durdurulması, ürünlerin bulundukları yerlerde toplatılması ve toplanan ambalajlarının imha edilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 14.06.2022 tarihli kararla davacıya ait … tescil numaralı etiket tasarımı ile davalıların kullanımındaki etiket
tasarımlarının, marka ve ibarelerin konumlandırılma ve yerleştirilme şeklinin, şişe üzerindeki
konumlandırılmasının, yüksek düzeyde benzer olduğu, davalının etiket kullanımının davacının etiket
görsellerine göre yenilik ve ayırt edicilik kriterini taşımadığı, davalılardan … Ltd. Şti. tarafından kullanıma konu şişenin şekline yönelik tasarımının… tescil
numaralı olduğu, bu tasarımının tescil edildiği haliyle kullanıldığı, davalıların markasal kullanımı ile davacı markaları arasında bütüncül değerlendirmede ilişkilendirme
dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacıya ait … tescil numaralı etiket tasarımının, davalı tarafından sunulan önceki tarihli
etiket görsellerine göre yenilik ve ayırt edicilik kriterini taşımadığı, davalılardan … Ltd. Şti.’ne ait… numaralı şişe tasarımı ile davacının… numaralı şişe tasarımının birbirinden farklı olduğu, davacı tasarımının yeni ve ayırt edici
niteliğe sahip bulunduğu, dolayısıyla ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacı tarafından yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle asıl davada davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece 05.07.2022 tarihli kararla bu kez, asıl davada davacıya ait … tescil numaralı etiket tasarımının, asıl davada davalı tarafından sunulan önceki tarihli
etiket görsellerine göre yenilik ve ayırt edicilik kriterini taşımadığı, davalılardan … Ltd. Şti.’ne ait… numaralı şişe tasarımı ile davacının… numaralı şişe tasarımının ambalaj tasarımının birbirinden farklı olduğu, davacı tasarımının yeni ve ayırt edici
niteliğe sahip bulunduğu, bu durumda şişe tasarımı yönünden yaklaşık ispat koşulunun yerine gelmediği, etiket tasarımı yönünden ise toplatma talep edildiği, etiket tasarımının hali hazırda tescilli ve henüz hükümsüzlüğüne karar verilmeyen tasarıma dayanıyor olması, itirazların değerlendirilmemiş bulunması, tescilli kullanımın tecavüz ve haksız rekabet yaratıp yaratmadığının ayrıca tartışılacak olması dikkate alındığında, yaklaşık ispat ölçüsünün sağlanamadığı, endüstriyel tasarım belgesinin kullanılmasının engellenmesi yönünden, tescilli bir hakkın kullanımının talebin konusuna göre engellenmesinin mümkün görülmediği, tedbir talebinin içeriği nedeni ile teminatsız olarak bu taleplerinin kabulünün mümkün olmaması göz önüne alınarak, devrin engellenmesi talebi de dahil olmak üzere, tüm ihtiyati tedbir kararının koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle karşı davada davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı-karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da davalılardan … Ltd. Şti. firması tarafından … A.Ş. için üretilen “…” markalı ürünlerin, müvekkilinin ürünleri ile benzer olduğunun ve karıştırma ihtimalinin bulunduğunun esas itibariyle bildirildiğini, davalıların daha önce ürünlerini, hiçbir zaman müvekkilinin “… …” markalı ürününün sunuluş şekli ile uzak yakın ilgisi olmayan sunuluş şekli ile piyasaya sunduğunu, “… …” markalı ürünlerin reklam ve tanıtımlarının pazarda payının artmasından ve müvekkilinin ürünlerinin de esasen davalının mağazalarında satılmasından sonra, davalı … A.Ş.’nin, diğer davalı … Ltd. Şti. firmasına bu ürünü ürettirip, müvekkili ürünleri ile aynı raflarda, yanyana satışa arz ettiğini, dava konusu ürünün şişe ambalajının davalılardan … Ltd. Şti. adına tescilli olmasının, diğer bir ifade ile dava konusu üründe davalı …’nın şişe tasarımının kullanılmış bulunmasının, tek başına dava konusu ürünün müvekkilinin ürününün taklit edildiği gerçeğini ortadan kaldırmadığını, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati tedbir talep eden davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı-karşı davalının… numaralı şişe tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığının ve hükümsüzlüğüne karar verileceğinin açık olduğunu, buna rağmen mahkemece tedbir taleplerinin reddinin hukuka aykırı bulunduğunu, karşı davalının şişe kullanım şeklinin, adına tescilli… numaralı şişe tasarımından da farklı olduğunu, müvekkilinin şişe tasarımı ile benzer bulunduğunu, karşı davalının … tescil numaralı etiket tasarımının da yeni ve ayırt edici olmadığını ve hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiğini, buna rağmen mahkemece tedbir taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Talep, asıl ve karşı davalarda ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Asıl dava… tescil
numaralı şişe ve … tescil numaralı etiket tasarımlarına tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile manevi tazminat, karşı dava ise anılan tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemlerine ilişkin olup, her iki davada da ayrıntısı yukarıda özet kısmında açıklanan ihtiyati tedbir istemlerinde bulunulmuş, mahkemece 14.06.2022 tarihli kararla asıl davada davacı vekilinin, 05.07.2022 tarihli kararla da karşı davada davacı vekilinin ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece asıl dava yönünden yapılan 10.01.2022 tarihli bilirkişi incelemesi sonucunda, tarafların şişe tasarımlarının birbirinden farklı olduğu, kaldı ki asıl davada davacının dayandığı… numaralı şişe tasarımının başvuru tarihinin 22.07.2019 iken, asıl davada davalı-karşı davada davacı şirketin… tescil numaralı şişe tasarımının başvuru tarihinin 29.05.2017, yani davacı-karşı davalı tasarımından daha önce olduğu, yine asıl davada davalı-karşı davada davacı şirketin kendi adına tescilli şişe tasarımını kullandığı, bu kullanım şekli ile davacının şişe tasarımına bir yanaşmanın da mevcut olmadığı bildirilmiştir. Dolayısıyla mahkemece asıl davada davacının, anılan şişe tasarımına tecavüz iddiasına dayalı ihtiyati tedbir isteminin, SMK.’nın 159 ve HMK.’nın 390. maddeleri uyarınca, haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunduğunu ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği gerekçesiyle reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Asıl davada davacının dayandığı … tescil numaralı etiket tasarımı hakkında ise mahkemece karşı dava yönünden yapılan 30.03.2022 tarihli bilirkişi incelemesi ile anılan tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı, diğer bir deyişle … numaralı etiket tasarımı hakkındaki karşı davanın kabulü ile anılan tasarımın hükümsüz kılınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu durum karşısında hükümsüzlük talebinin kabulüne karar verilmesi halinde, tasarımlar yönünden Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 79. maddesi uyarınca, anılan sınai mülkiyet hakkından kaynaklanan korumanın hiç doğmamış sayılacağı tabiidir. Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi halinde ise başlangıçta verilen bir ihtiyati tedbir kararı, sonradan telafisi imkansız sonuçlar doğuracaktır. Bu aşamada verilecek bir ihtiyati tedbir isteminin ise karşı tarafın iktisaden mahvına neden olma ihtimali nedeniyle dinlenebilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla mahkemece 14.06.2022 tarihli kararla asıl davada davacı vekilinin, anılan etiket tasarımına dayalı ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Karşı davada davacı vekili ise davalı yanın… numaralı “şişe” tasarımının ve … no’lu “etiket” tasarımının hükümsüzlüğüne karar verilmesine ilişkin asıl taleplerinin yanında, anılan tasarımların 3. kişilere devir ve temlikinin engellemesi ile karşı davalının tasarım tescil haklarını, gerek müvekkili aleyhine kullanmasının, gerekse de kendisi tarafından üretiminde kullanılmasının engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Ancak ihtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 6100 sayılı HMK.’nın 389. maddesinde; “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü yeralmaktadır.
Anılan hükme göre ihtiyati tedbir kararı sadece “uyuşmazlık konusu” hakkında verilebilir. Somut uyuşmazlıktaki karşı davada ise davacı, davalıya ait tasarımların hükümsüzlüğünü istemiştir. Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta karşı davanın konusu, davalının mal varlığına dahil bulunan… ve … tescil
numaralı tasarımlardır. O halde bu türden bir davada, uyuşmazlık konusu olan tasarımların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi mümkün ise de, somut olayda karşı davada davacının üzerine tedbir konulmasını istediği şey, davalının tasarımlarından kaynaklanan haklarının kullanılmasının engellenmesi olup, bu husus karşı davada somut uyuşmazlığın konusu değildir. Böyle bir tedbir talebi ancak, konusu tecavüzün tespiti veya önlenmesi olan ve 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca dava açma hakkına sahip kişilerce açılan davalarda tartışılabilir. Dolayısıyla mahkemece 05.07.2022 tarihli kararla karşı davada davacı vekilinin, davalının tasarımlarından kaynaklanan haklarının, gerek karşı davacıya karşı, gerekse kendi üretiminde kullanılmasının engellenmesine dair ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı-karşı davalı vekilinin, mahkemece verilen 14.06.2022 tarihli karara ilişkin tüm ve davalı-karşı davacı vekilinin, mahkemece verilen 05.07.2022 tarihli karara ilişkin olarak aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Ancak tasarım hükümsüzlüğü istemi ile açılan davalarda, tasarımın üçüncü kişilere devrinin önlenmesine ilişkin olarak verilen ihtiyati tedbir kararlarının amacı, dava konusu edilen tasarımın, mahkemenin bilgisi haricinde devrinin olumsuz sonuçlarının engellenmesidir. Öte yandan, bu yönde verilen bir tedbir kararı, tasarım sahibinin tasarımını kullanmasına da engel olmayan, yalnızca kayıt üzerinde gerçekleşen bir karardır. HMK’nın 392/1. maddesinde de gerekçesi gösterilmek kaydıyla ihtiyati tedbir kararının teminatsız olarak verilebileceği düzenlenmiş olup, yukarıda belirtilen gerekçelerle bu türden ihtiyati tedbir kararlarında kural olarak teminat alınmasına da gerek bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta da karşı davada, dava konusu tasarımların yargılama sırasında üçüncü kişilere devri halinde taraf değişikliğine yol açılacağı ve bunun da yargılamanın uzamasına neden olacağı gözetildiğinde, mahkemece karşı davanın konusunu oluşturan tasarımların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararına ve verilen tedbir kararının niteliğine göre teminat alınmamasına karar verilmesi gerekirken, davalı-karşı davacı vekilinin bu konudaki talebinin de yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru değilse de, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı-karşı davalı vekilinin, mahkemece verilen 14.06.2022 tarihli karara ilişkin tüm ve davalı-karşı davacı vekilinin, mahkemece verilen 05.07.2022 tarihli karara ilişkin diğer istinaf itirazlarının, HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davalı-karşı davacı vekilinin, mahkemece verilen 05.07.2022 tarihli karara ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/07/2022 gün ve 2021/390 E. sayılı ara kararın KALDIRILMASINA;
3-İhtiyati tedbir talep eden davalı-karşı davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile, karşı davada davalıya ait… tescil
numaralı şişe ve … tescil numaralı etiket tasarımlarının, nihai kararın kesinleşmesine kadar HMK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca 3. kişilere devrinin İHTİYATİ TEDBİR YOLUYLA ÖNLENMESİNE,
4-Karşı davanın niteliği ve tarafların mevcut durumuna göre takdiren teminat alınmasına yer olmadığına,
5-İhtiyati tedbir talep eden davalı-karşı davacı vekilinin diğer ihtiyati tedbir taleplerinin REDDİNE,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
7-İhtiyati tedbir talep eden davalı-karşı davacıdan peşin olarak alınan 80,70-TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde anılan tarafa iadesine,
8-İhtiyati tedbir talep eden davacı-karşı davalıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı, ihtiyati tedbir isteyen tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.