Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1946 E. 2022/1696 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1946
KARAR NO : 2022/1696
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2018
NUMARASI : 2015/401 E. – 2018/739 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/10/2018 tarih ve 2015/401 E. – 2018/739 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 23.08.2011 tarihinde sözleşme imzalandığını, işin yapılacağı yerin Ankara Posta İşletme ve Dağıtım Başmüdürlüğü olarak kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca müvekkili şirketin 2012 yılının Mart sonuna kadar toplam 7 ay işi yaptığını, davalı idare tarafından düzenlenen teknik ve idari şartnameler uyarınca sözleşmeye istinaden 2011 yılı için çalışan 410 personelin her biri için asgari ücretin %20 fazlasının ödeneceği ve 2012 yılı için çalışan 430 personelin her biri için asgari ücretin %20 fazlasının ödeneceği hususunun hükme bağlandığını, müvekkilinin teklif fiyatını oluştururken ihaleye girdiği tarihte geçerli olan asgari ücret üzerinden hesaplama yaparak oluşturduğunu, bununla birlikte akdedilen hizmet sözleşmesi uyarınca asgari ücrette meydana gelen artıştan kaynaklı olarak fiyat farkı ödeneceğinin de hükme bağlandığını, ayrıca bu konuda 5510 sayılı yasa ve 01.01.2003 tarihinde yürürlüğe giren hizmet alımı fiyat farkına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı da bulunduğunu, davalı idare tarafından bahsi geçen düzenlemeler aleyhine hesaplama yapılarak her ayın sonunda müvekkilinin hak edişinin eksik ödendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL’nin eksik ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek bankalarda mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 23.08.2011 tarihli sözleşme imzalandığını, ancak hesaplama yönteminin doğru olup hak edişlerden herhangi bir kesinti yapılmadığını, asgari ücret fiyatlarındaki artışların çalışanların maaşlarına yansıtılarak hak ediş ödemesi yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin davalı ile yapmış olduğu “posta gönderilerinin dağıtımı hizmet alımı işi” için akdedilen … ihale kayıt numaralı 23.08.2011 tarihli sözleşme kapsamında 2012 yılı için asgari ücret tutarındaki artışların (davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar mukabilinde hak edişlere esas ücretlerin asgari ücretin %20 fazlası ile hesaplanarak) davacının hak edişlerine yansıtılmak suretiyle ödemelerin yapıldığı, davacı şirketin davalı kurumdan talep edebileceği asgari ücret farkına ilişkin herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dosyaya sunulan hukukçu bilirkişi olmayan 12.06.2018 tarihli raporun bir çok emsal nitelikte olan kararlara ve emsal bilirkişi raporlarına aykırı düzenlendiğini, müvekkilinin teklif fiyatını oluştururken ihaleye girdiği tarihte geçerli olan asgarî ücret üzerinden hesaplama yaparak teklif fiyatı oluşturduğunu, bununla birlikte akdedilen hizmet sözleşmesi uyarınca asgarî ücrette meydana gelen artıştan kaynaklı olarak fiyat farkı ödeneceğinin de hükme bağlandığını, bu yönde emsal kararların sunulduğunu, emsal olaylarda davanın kabul edilmesine rağmen bu davanın reddine karar verilmiş olmasının adaletsizliğe neden olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamında hükme esas alınan son bilirkişi heyet raporunun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, bu kapsamda davacının dava konusu sözleşme kapsamında davalıdan alacağının bulunmadığının belirlendiği, mahkemece alınan bu son bilirkişi heyet raporuna göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 71,80-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 8,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
5-HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip