Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1931 E. 2022/1676 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1931 – 2022/1676
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1931
KARAR NO : 2022/1676
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2022
NUMARASI : 2022/171 E. – 2022/449 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin Feshinin Geçersizliğinin Tespiti

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/06/2022 tarih ve 2022/171 E. – 2022/449 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili firma ile TCDD Taşımacılık AŞ arasında … nolu, 16/02/2018 tarihli “Konya Gar Bağlantılı Kombine Taşımacılık (Yüksek Hızlı Tren + Otobüs) Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmenin Ankara – Konya – Ankara ve Konya – İstanbul (Pendik) -Konya arasında işletilmekte olan TCDD Taşımacılık AŞ’ye ait yüksek hızlı trenler ile Konya Gar bağlantılı olarak müvekkiline ait otobüslerle kombine yolcu taşımacılığı ve bilet hizmetlerinin 1 yıl süreyle müvekkili firmaya yaptırılması işini kapsadığını, sözleşmenin süresinin bitimine 30 gün kala taraflardan biri sözleşmenin feshi için yazılı bir talepte bulunmadığı takdirde sözleşmenin aynı koşullarda 1 yıl süre ile uzatılmış sayılacağını, ancak sözleşme süresi, süre uzatımları da dahil toplam 3 yılı geçemeyeceğini, müvekkilinin 01/03/20218 tarihinde işe başladığını, 1 yıllık süre dolduğu halde davalı tarafça harhangi bir fesih iradesi müvekkili firmaya iletilmeyince sözleşmenin 7.1. maddesi kapsamında işin süresinin 1 yıl, 01/03/2019 tarihine kadar uzadığını, davalı şirketin, 31/01/2020 tarihli sayılı yazısı ile sözleşmenin, 7.1 hükmüne istinaden, 01/03/2018 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile uzatıldığını, geçerlilik süresi 01/03/2020 tarihinde sona ereceğini bildiren yazıyı 03/02/2020 tarihinde faks ile bildirdiğini, davalı şirket bu yazısında sözleşmenin uygulanmasında, tespit edilen eksiklik ve aksaklıkların giderilmesini teminen, teknik şartnamesinde değişiklik yapılması gerektiğini belirtmiş ve bu değişiklik yapılarak yeniden ihaleye çıkılması gerektiğini, yeniden yapılacak ihale sonuçlandırılıncaya kadar, sözleşme süresinin 31/03/2020 tarihine kadar uzatılması gerektiğinin bildirildiğini, müvekkili firmanın da 31/01/2020 tarihli 17307 sayılı yazısı ile davalı şirkete cevap verdiğini, bu cevabında sözleşmenin 7. maddesi uyarınca 31/01/2020 tarihi itibariyle müvekkiline herhangi yazılı bir fesih bildirimi gönderilmediğinden sözleşmenin 1 yıl süreyle uzadığını ve sözleşmenin son erme tarihinin 01/03/2021 olacağını belirtildiğini, müvekkilinin yaptığı iş ile ilgili olarak davalı kurum tarafından müvekkiline bu güne kadar herhangi bir olumsuzluğun bildirilmediğini ileri sürerek sözleşmenin 01/03/2021 tarihine kadar devam edeceğinin ve davalının feshinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan 16/02/2018 tarihli sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedildiğinin iddia edildiğini, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete gönderilen dava konusu 31/01/2020 tarihli yazının fesih bildirimi niteliğinde olmadığını, müvekkili şirketin ilgili yazısında fesih beyanında bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, fesih bildiriminin tek taraflı bir irade beyanı olduğu, muhataba ulaşması ile sonuç doğurduğu, hukuki niteliği itibariyle fesih bildirimi yenilik doğuran bir hak olduğundan beyanın karşı tarafa ulaşması ile sonuç doğuracağı, karşı tarafın kabulüne gerek bulunmadığı, taraflar arasında akdolunan sözleşmenin 17. maddesinde sözleşmenin feshi ve şekli kararlaştırıldığı, ancak davalının 31/01/2020 tarihli yazısında sözleşmenin feshi iradesi olmadığı, her ne kadar davacı tarafça feshin geçersizliğinin tespiti talep olunmuş ise de; fesih bildiriminde bulunan tarafın sözleşmeyi sona erdirme isteğinin bildirimden açıkça anlaşılması gerektiği, sözleşmeyi sona erdirme iradesi açıkça anlaşılmayan teklif veya soru şeklindeki beyanların fesih bildirimi sayılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın konusunun belirtilen hususlara ek olarak sözleşmenin uzama şartlarının mevcut olup olmadığı, davalı kurumun süresi içinde usule uygun bir fesih bildiriminde bulunup bulunmadığı ve sözleşmenin ne zaman sona ereceğinin (Sözleşmesinin 01.03.2021 tarihine kadar devam edeceğinin) tespiti olduğunu, talep doğrultusunda feshin geçersiz olduğunun tespit edilmesine rağmen dava açılmasında hukuki yarar yokluğu yönünde kararı verilmesinin anlamlandırılamadığını, mahkemenin aslında davanın kabulü ile “16/02/2018 tarihinde …AŞ arasında imzalanan Konya Gar Bağlantılı Kombine Taşımacılık (Yüksek Hızlı Tren + Otobüs) Sözleşmesinin 01.03.2021 tarihine kadar devam edeceğinin, davalı tarafın feshinin geçersizliğinin tespiti” ne karar vermesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hukuki niteliği itibariyle fesih bildiriminin yenilik doğuran bir hak olması nedeniyle fesih beyanının karşı tarafa ulaşması ile sonuç doğuracağı, feshin geçerli olabilmesi için karşı tarafın kabulüne gerek bulunmadığı, ancak, davacının dayandığı, davalının 31/01/2020 tarihli yazısında sözleşmenin feshine yönelik bir iradesi olmadığı, sözleşmeyi sona erdirme iradesi açıkça anlaşılmayan teklif veya soru şeklindeki beyanların fesih bildirimi sayılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.