Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2018
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Faydalı Model Belgesi Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/10/2018 tarih ve 2013/102 E. – 2018/362 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 2006’dan bu yana medikal ürünler ve özellikle enfeksiyoz madde, tanı ve klinik örneği taşıma kapları üretim ve ticaretiyle uğraştığını, Mart 2011’de “köşe buz akülü taşıma kabını” tasarladıklarını, Haziran 2011’de Kayseri … Müdürlüğünün ihalesine bu taşıma kabı ile katıldıklarını, daha sonra çekişmeli taşıma kabı için faydalı model belgesi almak üzere …’e başvurduklarını ve TR 2012 02459 Y sayılı faydalı model belgesini aldıklarını, müvekkilinin halen bu faydalı model belgesine sahip olduğunu, davalı tarafın, anılan faydalı model belgesini ihlal teşkil edecek nitelikte ürünler üretip satışa sunduğunu, izinsiz bir şekilde ihalelere katılarak, hatta bir kısım ihaleleri olması gerekenden düşük fiyat vermek suretiyle alarak, müvekkilini zarara uğrattığını ve haksız kazanç elde ettiğini, davalının bu eylemlerinin 551 sayılı KHK kapsamında müvekkilinin faydalı modelden doğan haklarına tecavüz oluşturduğu gibi haksız rekabete yol açtığını ileri sürerek, davalının, müvekkiline ait faydalı model hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerinin durdurulması ile önlenmesine, HMK’nın 107. uyarınca şimdilik 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiş, 20/09/2017 havale tarihli dilekçesiyle maddi tazminat talebini 8.128,08 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın yasal dayanaktan yoksun ve haksız olduğu gibi davacı iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin medikal sektöründe 1980 yılından beri köklü bir firma olduğunu, müvekkilinin…..(sertifika yetkili kuruluşuna) başvuru yaparak 06.04.2011 tarihinde test raporu almasının, davacı tarafın 16.08.2011 tarihinde test raporu almasından önce bulunduğunu, davacı faydalı modelinin yeni olmadığını ve hükümsüzlüğü istemiyle dava açıldığını, hükümsüzlük davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, 25 Eylül 2010 tarihli … sayılı … Gazetede yayınlanan….Taşıma Yönetmeliği ile uygun paketlemenin nasıl yapılacağının düzenlendiğini, davacı-karşı davalıya haksız rekabet eylemleri nedeniyle 24.05.2011 tarihinde noterlikten ihtarname gönderildiğini, soğuk zincir taşımalarında iç kap ile dış kap arasına buz aküsü konulmasının eskiden beri bilindiğini, il sağlık müdürlüklerinin teknik şartnamelerinde bu özelliklerin ayrıntılı yer aldığını, köşe buz aküsünün, kendi siparişleri üzerine dava dışı şirket tarafından 2011 yılı Ocak ayında tasarlanmaya başlandığını, bu firmaya ödemeyi 17 Ocak 2011 tarihinde yaptıklarını, …. Enstitüsünden 06.04.2011 tarihli test raporlarının olduğunu, buluşun yeni olmadığını, buluşu geliştirenlerin kendileri olduğunu, davacı-karşı davalının piyasadaki ürünleri taklit ederek bu faydalı modeli aldığını ileri sürerek, davalı adına tescilli ….. Y sayılı faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, müvekkili faydalı modelinin yeni olduğunu, hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, asıl dava yönünden; davalı ürünlerinin, davacının …. Y sayılı faydalı model belgesi kapsamında olduğu ve tecavüz teşkil ettiği, bu nedenle davacının, davalının faydalı modele tecavüz oluşturan eylemlerinin men ve ref’i ile maddi ve manevi zararının davalıdan tahsilini talep edebileceği, davacının dava konusu tecavüz dolayısıyla talep edebileceği maddi tazminatın, 551 sayılı KHK’nın 140/2-b maddesine göre 8.182,08 TL olduğu, faydalı model başvuru tarihi ile dava tarihini kapsar tazminat hesap yönteminin, dosyadaki delil ve belgelere uygun olduğu, davadan sonraki dönemdeki zarar iddiasının ayrı bir davanın konusunu oluşturabileceği, manevi tazminat koşullarının da oluştuğu ve 5.000 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun bulunduğu, birleşen dava yönünden ise; davalı şirket adına tescilli 2012/2459 sayılı faydalı model belgesinin 05.03.2012 başvuru tarihi itibari ile yenilik özelliğini taşıdığı, her ne kadar hükme esas alınan 06/06/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda, dosya kapsamındaki bir kısım faturaların delil olarak kabulü halinde dava konusu faydalı modelin yeni olmadığı açıklanmış ise de söz konusu faturalar ekindeki bu resimlerin 2012/2459 sayılı faydalı model belgesinin koruma kapsamındaki “köşe buz akülü taşıma kabı” ile ne ölçüde benzediğinin davacı tarafça kesin olarak kanıtlanmadığından bu belgelere dayalı dava konusu faydalı modelin yenilik kriterini taşımadığının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, davalı tarafın 2012/02459 sayılı faydalı model hakkına tecavüzünün durdurulmasına, önlenmesine, 8.128,08 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu eylem nedeniyle davalı tarafın, haksız kazanç elde ettiği miktarın, kararda belirtilenden çok daha fazla olduğunu, nitekim dosyaya sunulan 24.06.2016 tarihli raporda, 39.006,22 TL kar kaybının hesaplandığını, davalı tarafın, söz konusu satışlardan elde ettiği kar oranının, mahkemece hüküm altına alınan miktardan çok daha yüksek olduğunu, ticaret yapan hiç kimsenin, kanun ile korunan bir hakkı, bu kadar az bir meblağ için ihlal etmeyeceğini, kaldı ki davalı tarafın, dava konusu ürünün bu defa aynı nitelikte benzerini yapmak suretiyle de tecavüzüne devam ettiğini, bilirkişi raporundaki faturaların eksik incelendiğini, tazminat hesaplaması yönünden dosyanın yeniden ele alınması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının tazminat hükmü yönünden kaldırılmasını, itirazları doğrultusunda yeniden hesaplama yapılmasını istemiştir.
Davalı vekili, bilirkişi raporunun sonuç kısmında da açıkça yer verildiği üzere, söz konusu raporun “Faturalar” başlıklı bölümünde incelemeye konu edilen faturalar ve ekli belgelerin, davalı yanın ürününün yenilik kriterini ortadan kaldırabilecek nitelikte olduğunu, eski tarihli faturaların, ekli görsellerin ve üretim yapan firmaların kaşeli ve imzalı beyanlarının yanında bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere …. teknik şartnamesinin 17.02.2011 tarihinde kamuyla paylaşıldığını, bu tarihin davacının faydalı model başvuru tarihi olan 05.03.2012 tarihinden geriye dönük 12 aylık sürenin öncesine geldiğini, böylece 551 sayılı KHK’nın 156/1 maddesine göre faydalı model belgesi başvurusuna konu olan buluşun, başvuru tarihinden önce Türkiye’de herkesin ulaşabileceği şekilde yazılı olarak veya bir başka yolla açıklanmış ve ülke çapında kullanılmış bulunduğundan, asıl davaya dayanak faydalı modelin yeni olmadığını, bu yönde ki itirazları dikkate alındığında tecavüz ve ferilerine ilişkin asıl davanın da reddinin gerektiğini, tazminat davasına ilişkin yapılan tüm incelemeleri ve yapılan hesaplamaları kabul etmediklerini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Asıl dava, faydalı modele tecavüzün durdurulması, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, birleşen dava ise faydalı model hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, birleşen dava yönünden, dava konusu faydalı modelin yenilik özelliğini haiz olduğu ve bu nedenle hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, dosya kapsamında alınan ilk iki bilirkişi raporunda da bu hususun açıklandığı, her ne kadar dosya kapsamında alınan üçüncü bilirkişi raporunda, dosya kapsamındaki bir kısım faturalara ekli görsellerin delil niteliğinde olduğu kabul edilirse faydalı modelin yenilik unsurunun ortadan kalkacağı açıklanmış ise de, ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere, söz konusu faturalar ekindeki bu görsellerin, delil olarak kabul edilemeyecekleri ve dava konusu faydalı modelin yeni olduğu, asıl dava yönünden ise davacı faydalı modeline davalı tarafından tecavüzde bulunulduğu, bu nedenle ilk istenebilecek maddi tazminatın mahkemece usulüne uygun biçimde hesaplattırıldığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi esas olduğundan, dava tarihinden sonra devam eden tecavüz nedeniyle bu davada tazminat istenemeyeceği ve bu döneme yönelik tazminat talebinin ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceği anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl davada davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin asıl davada davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Asıl davada davalıdan alınması gereken 896,77.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, asıl davada davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 283,50.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 613,27.TL’nin asıl davada davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Birleşen davada davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin birleşen davada davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-İstinaf aşamasında taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin taraflar uhdesinde bırakılmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022
…..