Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1861 E. 2022/1404 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1861 – 2022/1404
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1861
KARAR NO : 2022/1404
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZ İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 13/05/2022
NUMARASI : 2022/347 E. – 2022/349 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Gemi ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince (Deniz İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 13/05/2022 tarih ve 2022/347 E. – 2022/349 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … San. ve Tic. A.Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … ile davalılardan… Belediyesi arasında imzalanan 28.04.2006 tarihli Bandırma Limanı’nın (1) nolu rıhtımının kullanımına ilişkin sözleşmeye, 13.05.2010 tarihli özelleştirme sözleşmesi gereğince halef olduğunu, anılan sözleşmenin 7.1. maddesi uyarınca davalıların deniz otobüslerinin (1) nolu rıhtımda, hareket saatlerinin 1 saat öncesi ve yanaşmadan sonraki boşaltma süresi sonuna kadar durabileceklerini, buna karşılık diğer davalı … A.Ş.’nin, … Büyükşehir Belediyesi’nin deniz otobüsleri işletmesinin özelleştirilerek kendilerine geçtiğini ve böylece sözleşmenin halefi olarak taraf bulunduklarını, (1) nolu rıhtımda gemilerinin sefer saati sonrasında da konaklama yaptıklarını ve burayı daimi olarak kullanmak zorunda olduklarını bildirerek sözleşmeye aykırı davrandığını, davalıların deniz otobüslerinin sefer saatlerinden 1 saat önce ve boşaltma işleminden sonraki kalan kısmında iskelede bulunmalarının fuzuli işgal eylemi ve buna ilişkin tarifeye göre ücretlendirilmesi gereken bir durum olduğunu ileri sürerek, müvekkili ile davalılar arasında Bandırma Limanı’nın (1) nolu rıhtımının sözleşme kapsamındaki kullanım süresinin sonrasındaki fuzuli işgali nedeni ile şimdilik 01.07.2014 – 31.08.2014 tarihleri arasındaki dönem için doğan 29.760,00 ABD Doları karşılığı 87.494,00-TL fuzuli işgal bedelinin, 01.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 6762 sayılı TTK’nun 4/son maddesi ve HSYK’nun 01.04.2005 tarih ve 188 sayılı kararı gereği Ankara’da Deniz İhtisas Mahkemesinin kurulmadığı için 01.04.2005 tarihinden bu yana 6762 sayılı Kanunun Dördüncü Kitabında yer alan Deniz Ticaretine ilişkin ihtilaflara mahkemelerince bakıldığı, ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe geren 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde Deniz İhtisas Mahkemelerine ilişkin bir düzenlemenin yer almayıp, 6102 sayılı Kanun ile Deniz İhtisas Mahkemelerinin kaldırıldığının anlaşıldığı, bu düzenleme dikkate alınarak 6103 sayılı TTK Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki Kanunun 8. maddesi ile kanunun yürürlüğe girmesinden sonra TTK’nun, Deniz Ticaretine ilişkin uyuşmazlıklarının hangi mahkemelerde görüleceğine ilişkin düzenleme yapıldığı, 6103 sayılı 8. maddesi gereğince HSYK’ca … ve İzmir İllerinde TTK’nun Denizcilik Kitabından kaynaklanan uyuşmazlıkları görmek üzere görevli mahkemeler belirlendiği, bu illerin dışında ise böyle bir görevlendirmenin yapılmadığı, bu durumda 01.07.2012 tarihinden sonra 6102 sayılı Kanunun Deniz Ticaret Kitabından doğan uyuşmazlıkların ticari dava sayılacağı ve 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesi gereğince Ticaret Mahkemelerince görüleceği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/728 Esas, 2017/829 Karar ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/5172 Esas, 2014/9090 Karar ve 05.06.2014 tarihli kararlarının da bu doğrultuda olduğu gerekçesiyle davaya bakma görevinin Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde olduğundan dolayı mahkemenin görevsizliğine ve Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunun tespitine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … … … San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, somut olayda Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin istinafa konu “karşı görevsizlik” kararına kadar yargılama boyunca verilmiş bir görevsizlik kararının bulunmadığını, bu nedenle karşı görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, somut olayda verilen kararların görevsizlik kararı değil, dosyanın gönderilmesi kararları olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, alacak (gemi ve yük alacaklılığından kaynaklanan) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve huzurdaki davanın önce 03.09.2015 tarihinde Deniz İhtisas Mahkemesi sıfatı ile Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde ikame edildiği, dava dosyasının tevzi sürecinde Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1378 E. sayılı dosyasına kayıt edildiği, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından, 24.03.2016 tarihinde 2015/1378 E. ve 2016/130 K. sayılı karar ile Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatlı ticaret mahkemesi ile diğer mahkemeler arasında görev ilişkisinin bulunduğu ve dava dilekçesinde de belirtildiği üzere dosyanın Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatı ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmesi gerekirken, hataen genel tevziye tabii tutulduğu gerekçesi ile dosyanın Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatı ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/339 E., 2016/290 K. sayılı ve 11.04.2016 tarihli kararı ile Denizcilik İhtisas Mahkemelerinin lav edildiği, bu sebeple geçerliliği bulunmayan HSYK’nın 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı gerekçe gösterilerek, olmayan Denizcilik İhtisas Mahkemesinde dava açıldığı gerekçesi ile dosyanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince görülmesi gerektiği görüşü ile gönderme kararının verildiği, ancak işbu durumun açıklandığı üzere hukuka aykırı ve yok hükmünde olduğu ve işbu sebeplerle Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olmayıp, iş dağılımı ilişkisi olduğu gerekçeleri ile dosyanın ilk tevzi yapılan Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bu kez yanlışlıkla dosyanın genel tevziye tabi tutulduğu ve Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2016/472 E., 2016/357 K. ve 21.06.2016 tarihli karar ile Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1378 E. sayılı dosyası üzerinden ve dosyanın daha sonra gönderildiği Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/339 E. sayılı dosyası üzerinden ayrı ayrı görevli olmadıkları gerekçesiyle karar verildiği, her iki mahkemenin olumsuz görev uyuşmazlığının merci tayini yolu ile Yargıtay tarafından çözülmesi gerektiği gerekçesi ile dosyanın merci tayini için Yargıtay’a gönderilmek üzere Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/347 E. sayısı ile kayıt olunan dava hakkında da bu kez istinaf incelemesine konu olan eldeki kararın verildiği, esasen davanın ilk açıldığı 03.09.2015 tarihinde Ankara ili için tüm ticaret mahkemelerinin, dolayısıyla dosyanın ilk tevzi sonucu dağıtıldığı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin, Deniz Ticaret Kitabından doğan uyuşmazlıkları incelemekle görevli olduğu, zira 6762 sayılı eski Türk Ticaret Yasası’nın 4. maddesine eklenen fıkra ile 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Yasası’nın 5/2. maddesi ve 6103 sayılı TTK.’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekline Dair Kanunun 8. maddesinin, aynı yönde ve birbirinin devamı niteliğinde düzenlemeler olmayıp, 6762 sayılı eski TTK.’nun 4/son maddesi ve HSK.’nun … Denizcilik İhtisas Mahkemesinin kurulmasına dair 20.07.2004 gün ve 370 sayılı kararı ve devamında 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri yönünden getirilen düzenlemenin, daha sonra alınan 10.07.2012 tarih ve 1888 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile … ve İzmir için yeniden görevli mahkemelerin belirlenmesi şeklinde özelleştirildiği, diğer bir ifade ile 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı karar ile asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri yönünden getirilen sistemin korunmadığı, dolayısıyla 6103 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince HSK’ca … ve İzmir İllerinde TTK’nun Denizcilik Kitabından kaynaklanan uyuşmazlıkları görmek üzere görevli mahkemeler belirlenip, bu illerin dışında ise böyle bir görevlendirmenin yapılmadığı, 01.07.2012 tarihinden sonra 6102 sayılı Kanunun Deniz Ticaret Kitabından doğan uyuşmazlıkların ticari dava sayılacağı, ticari davaların ise 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesi gereğince ticaret mahkemelerince görüleceği, bu durumda somut uyuşmazlığın çözümünde davanın ilk açıldığı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.03.2016 tarihinde verdiği 2015/1378 E. ve 2016/130 K. sayılı kararının da hatalı değerlendirmeler içerse de neticede bir görevsizlik kararı olduğu ve bu durum karşısında Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince karşı görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … … … San. ve Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … … … San. ve Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … … … San. ve Tic. A.Ş.’den peşin alınan 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, talebi halinde anılan davalıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/11/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.