Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1808 E. 2022/1434 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1808 – 2022/1434
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1808
KARAR NO : 2022/1434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2022
NUMARASI : 2022/40 D.İş – 2022/40 K.

İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
KARŞI TARAF/ DAVALI :

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir (D.İş)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/06/2022 tarih ve 2022/40 D.İş – 2022/40 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkili …’in 100 yılı aşkın deneyime sahip, Birleşik Krallık’ta kurulan ve dünya çapında 50’den fazla ülkede “…” markaları altında otomobil ve ticari araç pazarına teknoloji ve ürün tedarik eden, sektöründe küresel çapta öncü şirketlerden biri olduğunu, ülkemizde de varlığının 1970 yılına kadar uzandığını, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 12. sınıftaki mallar üzerinde, 06.07.1995 tarih ve 158420 sayılı, 37 ve 42. sınıflardaki hizmetler üzerinde 26.03.1999 tarih ve 206425 sayılı, 07, 09, 11, 12, 35, 37, 38 ve 42. sınıflardaki mallar ve hizmetler üzerinde 10.01.2005 tarih ve 2002/05905 sayılı, 35. sınıftaki hizmetler üzerinde 17.06.2016 tarih ve 2016 53723 sayılı 07, 11 ve 12. sınıflardaki mallar üzerinde 13.04.1999 tarih ve 99 023836 sayılı tescilli markalarının bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilinin aynı zamanda ticaret unvanının çekirdek unsuru olan “…” ve “… +şekil” ibareli markalarından haberdar olduğu halde, sicildeki boşluktan faydalanarak otomotiv ve yedek parça ürünlerinin bakımına yönelik antifrizler, fren sıvıları, fren/balata temizleyicileri, motor yağları, hidrolik sistem yağları, sıvı yakıtlar, vs. ürünlerin yer aldığı 01, 03 ve 04. sınıflarda müvekkilinin “…” markaları ile birebir aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelikteki “…”, “… şekil” vs. markalarını haksız surette tescil ettirdiğini ve bununla da kalmayıp müvekkilinin 2008-2012 yılları arasında piyasada satışa sunulan “…” motor yağı ürünlerinin tasarımı, ambalajı ve ürün sunumunun neredeyse birebir aynen kopyalanarak satışa sunmaya başladığını, 556 sayılı KHK dönemindeki Yargıtay içtihatlarıyla benimsenen “tescilli markanın kullanımı tecavüz teşkil etmez” savunmasından yararlanarak, haksız surette tescil ettirmiş olduğu “…” markasını 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu yürürlüğe girinceye ve müvekkilinin …’nın 2013 yılında haksız surette tescil ettirdiği “…” markalarının hükümsüzlüğü talebi ile ikame etmiş olduğu dava sonuçlanıncaya kadar kullanarak telafisi olmayan ciddi maddi ve manevi zararlara neden olduğunu, bununla beraber …’nın haksız surette tescil ettirdiği bir kısım markalarının kısmen hükümsüzlüğüne kararlarının kesinleşmesi ve anılan şirket ortaklarından …’ın önceki eşi olduğu mahkeme eliyle kanıtlanan diğer davalı …’ın bu davalar derdest iken TÜRKPATENT nezdinde yapmaya devam ettikleri kötü niyetli başvuruların bir kısmının haksız surette tescil edilmiş olması ve bu sonradan tescil edilen markalara karşı ikame edilen karar iptal ve/veya hükümsüzlük davalarının ilk derece mahkemeleri nezdinde tümden kabul edilmiş olmasına rağmen, henüz istinaf ve temyiz aşamalarında olması nedeniyle müvekkillerinin halen “…” markaları altında yedek parça ürünlerinin bakımına yönelik ürünleri üretemediğini ve satışa sunamadığını ileri sürerek, … ve …’ın …” ibareli marka tescilleri ile halihazırda başvuru süreçleri devam eden 2020/30690 sayılı “…”, 2020/47570 sayılı “BK …”, 2020/33240 sayılı “… …” ve 2021/020807 sayılı “…” ibareli marka başvurularından doğan haklarının, müvekkillerine, müvekkillerinin yetkililerine ve müvekkillerinin ürün ve hizmetlerini müvekkillerin bilgisi ve izni dâhilinde sunanlara karşı kullanmasının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece tüm dosya kapsamından, karşı tarafın talep edene “yedek parça ürünlerinin bakımına yönelik ürünleri üretmelerine veya satışlarına engel olabilmelerine” yönelik açılmış henüz bir davanın olmadığı, 6769 sayılı SMK.’nın 159/1 ve 6100 sayılı HMK.’nın 389/1. maddesi hükümleri koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı şirketin müvekkilinin aynı zamanda ticaret unvanının çekirdek unsuru olan “…” ve “… +şekil” ibareli markalarından haberdar olduğu halde, sicildeki boşluktan faydalanarak otomotiv ve yedek parça ürünlerinin bakımına yönelik antifrizler, fren sıvıları, fren/balata temizleyicileri, motor yağları, hidrolik sistem yağları, sıvı yakıtlar, vs. ürünlerin yer aldığı 01, 03 ve 04. sınıflarda müvekkilinin “…” markaları ile birebir aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelikteki “…”, “… şekil” vs. markalarını haksız surette tescil ettirdiğini ve bununla da kalmayıp müvekkilinin 2008-2012 yılları arasında piyasada satışa sunulan “…” motor yağı ürünlerinin tasarımı, ambalajı ve ürün sunumunun neredeyse birebir aynen kopyalanarak satışa sunmaya başladığını, davalılar aleyhine açılan bir kısım davalarla anılan ibare üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkilleri olduğunun kesinleştiğini ve bir kısım davalı markalarının hükümsüzlüğüne karar verildiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Talep ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi hükmü uyarınca ancak uyuşmazlık konuları hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 6769 sayılı SMK.’nın 159/1 ve 6100 sayılı HMK.’nın 389/1. maddesi hükümleri birlikte yorumlandığında, davalı tarafa ait markaların ve başvuruların davacı tarafa veya davacı tarafın ticari ilişki içinde bulunduğu firmalara karşı kullanılmasının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir isteminde ancak, kendisine karşı sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahiplerince, bu konuda herhangi bir talep ileri sürülen kişilerce bulunulabileceğinin kabul edilmesinin gerektiği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca ihtiyati tedbir isteyen davacılardan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı istinaf başvurusunda peşin olarak yatırıldığından başkaca bir harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan tarafların uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.