Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1798 E. 2022/1507 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2022
NUMARASI :….
İHBAR OLUNAN : …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye … Mahkemesince verilen 01/02/2022 tarih ve 2017/824 E. – 2022/65 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili …….. … unvanıyla havayolu araçları ile yurt içinde ve dışında yolcu ve yük taşımacılığı yapmak ve yaptırmak faaliyetini yürüttüğünü, bu faaliyetini muhtelif uçak firmalarından kiraladığı hava taşıtları ile gerçekleştirdiğini, davalı … … A.Ş. ile 13/04/2014 tarihinde yapılan görüşmeler neticesinde, müvekkilinin müşterilerinin 14/04/2014 tarihinde saat 20.30’da… tarihinde saat 20.00’de İstanbul-Ankara seyahatlerini yaptırmak üzere 13.200,00 Euro bedelle anlaşma yapıldığını, müvekkilince 14/04/2014 tarihinde 13.200,00 Euro karşılığı 38.815,92 TL ödemenin davalı firmaya yapıldığını, davalı firmanın müşteriyi Erbil’den İstanbul’a getirmesi gerekirken teknik arıza oluştuğunu gerekçe göstererek Ankara’ya bıraktığını, müşterinin İstanbul yerine Ankara’ya bırakılmasından dolayı müvekkilinin büyük iş ve saygınlık kaybına uğradığını, davalının edimlerini eksik olarak yerine getirmesi nedeniyle öncellikle yapılan 13.200,00 Euro’luk ödemenin tamamının iade edilmesinin talep edildiğini, ancak davalı şirket tarafından 5.500,00 Euro geri ödeme yapıldığın, bunun üzerine müvekkilince kalan 7.700,00 Euro için … nolu faturanın kesildiğini ve davalıya gönderildiğini, davalı tarafından 21/04/2014 tarihinde gönderilen e-mailde … uçuşunun minimum maliyetinin 3.584,88 Euro olduğu bildirilmiş olduğundan müvekkilince bu kısımdan vazgeçildiğini, 7.700 Euro – 3.584,88 Euro = 4.115,12 Euro tutarlı iade faturası kesildiğini ve ihtarname ekinde davalıya gönderildiğini, tutarın ödenmemesi üzerine 4.115,12 Euro’ya 171,37 Euro faiz eklenerek oluşan tutar için başlatılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, edimini yerine getirmeyen davalının tutardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunmuş, davacının TTK’nın 855. maddesine göre 1 yıllık süre içinde 14.04.2015 tarihine kadar talep hakkını kullanması gerektiğini, ancak 2017 yılında ilamsız icra takibi başlattığını, bu tarihte davacının talebinin zaman aşımından dolayı düştüğünü, uçağın motorunun uçuş esnasında arızalanması ve pilotun en yakın havaalanına uçağı indirmesinin TTK’nın 911/c maddesine göre uçağı ilgilendiren bir duraklama sebebi olduğunu, müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkili şirketin uçağın bakımını düzenli olarak yaptırdığını ve … … Genel Müdürlüğünden gerekli sertifikaların zamanında aldığını, müvekkili … uçuş planının Erbil – Ankara kısmını kat ettiğinden bu madde uyarınca hak ettiği kısmının davacı yana iade edildiğini savunarak, davanın reddine ve % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, 28/05/1999 tarihli Hava yolu ile Uluslararası Taşımacılığa ilişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine dair Sözleşme’nin (Montreal Sözleşmesi) Türkiye bakımından 26/03/2011 tarihinde yürürlüğe girmesine rağmen Irak bu sözleşmeye hâlâ taraf olmadığından, somut olaya sözleşme hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin hava taşıma sözleşmesi olduğu, bu tür davaların TTK 767/1 maddesi uyarınca 1 yıllık zaman aşımına tabi bulunduğu, zaman aşımının başlangıç tarihinin taşımanın sona erdiği tarihten itibaren başlayacağı, davacının 1 yıllık süre içerisinde 03/11/2014 tarihinde Küçükçekmece İcra Müdürlüğünde peşin ödenen taşıma bedelinin 4.115,52 Euro’su için takip başlattığı, davalıya 10/11/2014 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, 17/11/2014 tarihinde Küçükçekmece İcra Müdürlüğünde yapılan takibe davalı tarafından itiraz edildiği, 27/11/2014 tarihinde takibin durduğu, davacının 05/03/2015 tarihinde davalıya karşı Bakırköy 5 Asliye … Mahkemesinin 2015/209 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığı, 27/11/2015 tarihinde Bakırköy 5 Asliye … Mahkemesinin 2015/209 esas sayılı dosyasında yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından davanın reddine karar verildiği ve bu kararın 31/10/2016 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine davacı tarafından 18/05/2017 tarihinde Küçükçekmece İcra Dairesine dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi talepli dilekçe verildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesinde zaman aşımını kesen sebeplerin düzenlendiği, buna göre alacaklının dava veya defi yolu ile mahkemeye veya hakeme başvurmuş olmasının, icra takibinde bulunmasının ya da iflas masasına başvurmasının zaman aşımını keseceği, yine aynı kanunun 158. maddesinde “Dava veya defi mahkemenin yetkili ya da görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeni ile reddedilmiş olup da o arada zaman aşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa alacaklı altmış günlük süre içerisinde haklarını kullanabilir” hükmünün yer aldığı, TBK’nın 158. maddesindeki hükmün bazı usul hataları ile davanın reddi halinde doğacak adaletsizliğin önüne geçmek için düzenlenmiş bir hüküm olduğu, davacının alacağı için taşıma eyleminin son bulduğu 15/05/2014 tarihinden sonra süresi içerisinde icra takibi yaptığı, yapılan takibe davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açtığı, itirazın iptali davasının yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından reddedildiği, itirazın iptali davasında verilen ret kararından sonraki kararın kesinleşmesi ve davacının dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi talebi arasındaki sürede 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, davacının itirazın iptali davasında verilen ret kararının kesinleştiği tarihten itibaren TBK’nın 158 maddesinde düzenlenen 60 günlük süre içinde icra dairesine başvurarak icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmediği, 60 günlük sürenin başlama tarihinin onama kararının tebliği değil onama tarihi olarak kabulünün gerekeceği, bu yönde içtihatlar olduğu, davacının 60 günlük süre dolduktan sonra 18/05/2017 tarihinde talepte bulunduğu, 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, davalının da süresi içerisinde zaman aşımı itirazında bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, zamanaşımının icra takibinde bulunulması ve dava açılması nedeniyle kesilmesi nedeniyle hiç dolmadığını, 1 yıllık zamanaşımı süresinin 31/01/2017 tarihinde tekrar işlemeye başladığını, 1 yıllık sürenin içinde 3 ay 18 gün sonra dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinin talep edildiğini, sürenin tekrar kesildiğini, 1 yıllık süre bu dönemde işleyerek dolmadığından TBK’nın 158. maddesindeki 60 günlük sürenin uygulanmayacağını, takibin açılmasından sonra yapılan adli işlemler arasında 1 yıllık sürenin dolmadığını, zamanaşımı itirazının da öninceleme duruşmasında reddedildiğini, olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin Varşova Sözleşmesi’ne göre 2 yıl olduğunu, alınan bilirkişi raporu ile haklılıklarının ispat edildiğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, fazla ödenen taşıma bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça olaya uygulanacağı ileri sürülen Varşova Sözleşmesi’nin taşıyıcının “yolcuların ölümü ve yaralanması, bagajın hasara uğraması, kargonun hasara uğraması ve gecikme” hallerinde sorumluluğunu düzenlediğinden somut olaya bu Sözleşmenin uygulanmasının da mümkün olmadığı, taraflar arasındaki uluslararası taşıma ilişkisinde yabancılık unsurunun bulunduğu, MÖHUK’un 24. maddesinin son fıkrası uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk … Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiği, TTK’nın 855/1. maddesi uyarınca davaya konu taşımanın bir yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, maddenin ikinci fıkrası uyarınca yolcunun gideceği yere ulaşamaması halinde bu sürenin yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren başlayacağı, davacı tarafça 1 yıllık süre içinde 03/11/2014 tarihinde icra takibinin başlatıldığı, takibin başlatıldığı Küçükçekmece İcra Müdürlüğü yetkisiz olup, davalı tarafça sürecinde yetkiye itiraz edildiği, takibin durduğu, davacının 05/03/2015 tarihinde davalıya karşı Bakırköy 5 Asliye … Mahkemesinin 2015/209 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığı, itirazın iptali davasının 27/11/2015 tarihinde reddedildiği ve 30/10/2016 tarihinde onandığı, zaman aşımını kesen davanın reddinden sonra davacının TBK’nın 158. maddesinde öngörülen 60 günlük ek süre içerisinde haklarını kullanmadığı, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair verilen yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip