Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1777 E. 2022/1234 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1777
KARAR NO : 2022/1234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2017
NUMARASI : 2014/340 E. – 2017/170 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/04/2017 tarih ve 2014/340 E. – 2017/170 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacı şirketin doğa esas unsurlu 29 markanın sahibi olan … A.Ş. ile yapılan sözleşme kapsamında 31.12.2013 tarihi itibariyle bahse konu markaları tüm sınıf ve emtialar için tüm hak ve vecibeleriyle birlikte devraldığını, davalı … tarafından 2011/107343 sayısı ile … ibaresinin tescili için 29, 30, 31 ve 35.sınıflarda marka tescil başvurusunda bulunulduğunu, bunun üzerine markaların ilk sahipleri olan … Ticaret A.Ş. ile … Ltd. Ştinin sonradan müvekkili tarafından devralınan … ibareli markalara dayalı olarak başvurya yaptıkları itirazlarının nihai olarak dava konusu YİDK kararı itirazın reddine karar verildiğini oysa taraf markları arasında iltibas 556 sayılı KHK2nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunduğunu, taraf marklarında … ibaresinin asıl unsur olarak yer adlığını, … kelimesinin ayırt ediciliğin düşük bulunmadığını, dava konusu markanın davacının seri markalarından biri olduğunun düşünülebileceğini, davacı markalarının toplumda tanınmışlık düzeyine ulaştığını, davacının … ibareli markalarının … HOLDİNG ile özdeşleştiğini, davalının tescil talebinin 556 sayılı KHK madde 8/4 hükmüne de aykırı olduğunu ileri sürerek Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 20.05.2014 tarih ve 2014-M-7553 sayılı kararının iptaline, başvurunun tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, taraf marklarının genel izlenim itibariyle benzer olmaıklarını, marklarda ortak olarak yer alan … ibaresinin ayırt edcicliğinin düşük bulunduğunu, 556 sayılı KHK2nın 8/4 maddesinkei koşullarında bulşunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davya cevap verememiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının … ibareli markaları ile 2011/107343 sayılı markası arasında 29/02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 11, 12; 31/04; 35/02, 03, 04, 05, 06 alt grupları ile 30. Sınıfın tamamı (tüm alt grupları) bakımından 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve “karıştırılma ihtimali” ile buna bağlı olarak tescil engeli bulunduğu, YİDK kararının bu emtialar bakımından iptal edilmesi gerektiği; marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı; davacının … ibareli markasının “tanınmış marka” olduğu iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu YİDK kararının YİDK’nın 20/05/2014 tarih 2014-M-7553 sayılı kararının 29. Sınıf 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 11, 12, alt gruplar ile, 31 sınıf 04 alt grup, ve 30. Sınıfın tamamı (tüm alt grupları) 35. Sınıfta 02, 03, 04, 05, 06 gruplarda yer alan (kuru bakliyat hazır çorbalar bulyonlar, zeytin zeytin ezmeleri, süt ve süt ürünleri, tereyağ dahil, yenilebilir bitkisel yağlar kurutulmmuş konservenlenmiş dondurulmuş pisirilmiş tütsülenmiş salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, kuruyemişler fındık ve fıstık ezmeleri tahin tıbbi amaçlı olmayan ve tamamlayıcı gıda maddeleri polen proteinler karbonhidratlar dahil patetes cipsleri kahve kakao, kahve veya kakao esaslı içecekler çikolata esaslı içecekler markanalar mantılar erişteler pasatacılık ve fırıncılık mamülleri tatlılar bal arı sütü propolis yiyecekler için çeşni-lezzet vericiler, mayalar kabartma tozları, unlu mamüllerin formunu rengini iyileştirici bayatlama süresicin geçiktirici doğal maddeler her türlü un irmikler nişastalar, toz şeker kesme şekeri pudra şekeri çaylar buzlu çaylar şekerlemeler çikolatalar bisküviler, krakerler gofretler sakızlar dondurmalar yenilebilir buzlar tuz hububat (tahıl) ve mamülleri pekmez canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar, büro hizmetleri iş yönetimi idaresi ve bu konularla ilgili danışmanlık muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat ihraçat acente hizmetleri dahil) ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, açık artırmalar düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için her türlü ve gıda ürünü canlı ve kurutlumuş bitki ve otlar, tıbbi ve bitkisel ilaçların bir araya getirilmesi hizmetleri, (belirtilen hizmetlerperakende toptan satış mağazaları elektronik ortamlar kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir) yönünden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine , Dava konusu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, taraf marklarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu,anılan ibarenin kimsenin tekeline bırakılmaycağını, dava konusu başvurnun bütün halinde “…” ibaresinde oluştuğunu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin yeterli ayırt edicliği sağladığını, somut olayda 556 sayılı KHK2nın 8/1-b maddesindeki koşulların oluşmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümüyle reddini talep etmiştir.,.
Davacı katıma yolu ile istinaf dilekçesinde, dava konusu başvurunun tescili istenen tüm mal ve hzimetler yönünden reddini gerektiğini, başvuru kspamında bırakılan mal ve hizmetlerin müvekkili markası kapsmınada yer lana mallarla aynı nitelikte olduğunu dav konusu başvrunun tescilinin müvekkilinin maddi zarara uğratacağını, itibar kaybına sbebeiyet vereceüğini, davalının haksız kazanç sağlaycağını ileri sürerek davanın dava konusu başvurnun tescilinin talep edildiği tüm mal ve hzimtelr yönünden kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; işlem dosyasının incelenmesinden; davalı gerçek kişinin 2011/107343 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvuru kapsamında 29,30,31 ve 35. Sınıf mal ve hizmetlerin yer aldığı, dava dışı şirketlerin daha sonra davacı Şirkete devredilen markalarına dayalı olarak başvuruya yaptıkları itirazlarının YİDK’ın 2014-M-7553 sayılı kararıyla nihai olarak reddedildiğini, Dairemizce davalı Kurumdan celp edilen belgelerden anılan kararın dava dışı Şirketlere 26/05/2014 tarihinde tebliğ edildiği ve işbu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 13/07/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409)
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; dava konusu başvuru kapsamında yer alıp, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilen 29,30,31 ve 35. sınıfta yer alan mal ve hizmetler ile davacının itirazına mesnet markalarının kapsamında yer alan mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunmaktadır. İşaretlerin karşılaştırılmasına gelince; dava konusu başvuru “…” ibaresinden, mahkemece iltibas bulunduğu kabul edilen davacı markaları da “… …” ibarelerinden oluşmaktadır. Her ne kadar taraf markalarında “…” ibaresi ortak olarak yer alsa da anılan ibarenin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.01.2020 tarih, 2019/2468 esas, 2020/605 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere düşük seviyede ayırt ediciliğe sahip olması , dava konusu başvuruda yer alan diğer unsurun yeterli ayırt ediciliği sağlayarak başvuruyu davacının itirazına mesnet markalardan farklılaştırması karşısında dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama tüketiciler nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.01.2020 tarih, 2019/2468 esas, 2020/605 karar, 24.02.2021 tarih 2020/1809 esas 2021/1666 karar, sayılı ilamında da benzer değerlendirmeler yapılarak “… … ” ibareli markalar ile “…” asıl unsurlu markalar arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/04/2017 gün ve 2014/340 E. – 2017/170 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın Reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40,TL harcın mahsubu ile bakiye 55,50.TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 15.000,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 84,50.TL posta gideri ve 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 305,20.TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalı … verilmesine,
8-Davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 80,70,TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip