Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1773 E. 2022/1497 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1773
KARAR NO : 2022/1497
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI : 2014/519 E. – 2019/483 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :Eser Sahipliğinin Tespiti, Eser Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Men’i, Ref’i, Maddi-Manevi Tazminat, Hükmün İlanı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/11/2019 tarih ve 2014/519 E. – 2019/483 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar …, …. şti., …, … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verdikleri anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili asıl davada, davalıların birlikte sahibi oldukları “…” adlı sinema filminin özgün bestesinin müvekkili davacı …’ya ait olduğunu, davalılardan …’in sinema filminin senaryosunu göndererek müvekkilinden film için bir müzik eseri bestelemesini talep ettiğini, müvekkilinin bestelediği eseri 14.03.2014 tarihinde stüdyoda … isimli soliste seslendirmek suretiyle kaydettiğini ve elektronik posta ile davalılara gönderdiğini, davalı …’in müvekkilini arayarak, besteyi çok beğendiklerini, ödeme yapmak için ödenek aradıklarını, buldukları zaman ödeme yapacaklarını söylediğini, bunu gönderdiği e-posta ile de teyit ettiğini, daha sonra dava konusu sinema filminin çekildiğini ve filmde müvekkili …’nın bestelediği müziğin kullanıldığını, filmin başrol oyuncularından …’nın, … Kanalında yer alan röportajında davacı müvekkilinin bestesinin müzik klibi olarak yayınlandığını, müvekkiline ait özgün bestenin filmde, izinsiz ve değiştirilerek bir başka besteci adıyla kullanıldığını,… tarafından düzenlenen raporda, müvekkiline ait beste ile filmde kullanılan bestenin aynı müzik eseri olduğu sonucuna varıldığını, bu durumun müvekkilinin FSEK’den kaynaklanan mali ve manevi haklarının ihlal ettiğini ileri sürerek müvekkilinin haklarına yapılan tecavüzün ref’i men’ine, “…”sinema filmi özgün bestecisi olarak belirtilmesini ve masrafı davalılar tarafından karşılanmak üzere ilamın yüksek tirajlı gazetelerde ilanına,100.000,00 TL manevi tazminatın ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla FSEK 68/3 maddesi uyarınca 30.000 TL mali hak bedelinin 3 katı 90.000 TL maddi tazminatın tecavüz tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar … A.Ş., … ve … vekili, müvekkili …’in …’ya, yeni çekilecek olan “…” isimli sinema filminin özgün müziklerini yapması için teklif götürdüğünü, film müziklerinin oluşturulması aşamasında yardımcı olması için 13.02.2014 tarihinde filmin senaryosunu ve filmle aynı ismi taşıyan şarkının sözlerini davacıya gönderdiğini, davacının bu sözlere beste yaparak 14.03.2014 tarihinde e-posta yoluyla müvekkiline gönderdiğini, sözleri filmin yönetmeni …’a, bestesi ise davacıya ait olan şarkının filmde kullanılmasının düşünüldüğünü ve filmin başrol oyuncuları … ve … tarafından stüdyoda prova çalışmaları yapıldığını, ancak daha sonra başka bir müzisyen ve bestede karar kılındığını, böyle bir gerekliliğin ortaya çıkmasından sonra filmin müziklerini yapması için davalı aranjör … ile anlaşma yapıldığını, 3,5 ay süren çalışmalar süresince davacı tarafından bestelenen eserin dinlenmediğini, sonuçta … tarafından yapılan bestenin kullanılmasına karar verildiğini, filmde kullanılan müziklerin bir kısmının başka müzisyenlerce daha önceden okunan veya piyasaya çıkan müzikler olduğunu, bir kısmının ise ilk kez bu film için hazırlandığını, bu müzikler için hak sahiplerine telif ödemelerinin yapıldığını, gerekli izinlerin alındığını, davacının iddia ettiği gibi, davacı bestesinin başka bir ad altında kullanılması, esinlenilmesi, değiştirilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, dosyaya sunulan ve… tarafından hazırlandığı belirtilen raporun hiçbir geçerliğinin bulunmadığını, zira … tarafından nerede ve ne zaman seslendirildiği belli olmayan bir şarkının davacının bestelediği hangi şarkıyla nasıl ve ne şekilde benzetildiğinin anlaşılamadığını, ayrıca filmin galası 19 Kasım 2014 tarihinde olduğu halde, anılan raporun 16.11.2014 tarihinde hazırlandığının görüldüğünü, gösterime girmeyen bir filmde kullanılan bir müzik eserinin davacı tarafla raporu hazırlayan şahıs tarafından nereden duyulduğu, kaydın nasıl alındığı ve eserlerin ne yönden benzeştiklerinin belli olmadığını, davacıya ait hiçbir bir eserin filmde kullanılmadığını, savunarak davanın reddini istmiştir.
Asıl davada davalı … vekili, davaya konu müzik eserinin sözlerinin …’a, bestesinin ise …’a ait olduğunu, müvekkilinin aranje yaptığını, yani eserin müvekkili tarafından bestelenmediğini, bu sebeple davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca iddia edildiğinin aksine film içinde yer alan “…” isimli eserin bestesi ile davacıya ait bestenin benzemediğini savunarak davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Asıl davada davalı … davaya cevap vermemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin Türkiye’de ve dünya çapında tanınmış bir sanatçı olduğunu, davanın konusu “…” adlı sinema filminin özgün bestesinin müvekkiline ait bulunduğunu, filmin yapımcısı olan …’in, müvekkiline dava konusu sinema filminin senaryosunu göndererek, film için bir müzik eseri bestelemesini talep ettiğini, bu talep üzerine, davacının bestelediği eseri, yapımcı …’e elektronik posta olarak gönderdiğini ancak, daha sonra müvekkilinin özgün bestesinin, davaya konu “…” isimli sinema filminde e müvekkilin izni ve/veya rızası olmadan değiştirilerek, bestecisi davalı … adıyla kullanıldığın, filmin 21.11.2014 tarihinde vizyona girdiğini, dava konusu “…” isimli müzik eserinin gerçek sahibinin müvekkil olduğunu, … tarafından sunulmuş olan özel rapor ,asıl davada alınan 04.01.2016 tarihli ve bila tarihli ikinci bilirkişi raporu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/23132 Sor Nolu dosyasında alınan bilirkişi raporlarında, dava konusu filmde kullanılan bestenin, müvekkilin bestesi ile büyük benzerlik gösterdiğinin … …’in bestesinin …’nın bestesinden türetildiğinin açıklandığını, tüm bunların yanında davalının sanık olarak yargılnadığı Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi 2016/279E sayılı dosyasında, kendisine filmin çekilmiş olarak verildiğini, çekilmiş filmin üzerine beste yaptığını beyan ettiğini, bu beyanı ile davacının bestesi ile çekilmiş olan filmin müziği üzerinden beste yaptığını ikrar ettiğini, 5846 sayılı FSEK 1/b ve 3. maddesi uyarınca koruma kapsamında olan müvekkiline ait özgün müzik eserinin, müvekkilinin izni olmaksızın çoğaltılması, yayımı, dağıtımı, temsili, işaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletiminin müvekkilinin eser üzerindeki mali haklarına tecavüz oluşturduğunu, yine FSEK 14,15,16. maddelerine aykırı olarak müvekkiline ait eserin üzerinde değişiklik yapılarak ve davalının besteci olarak gösterilmek suretiyle, müvekkilin istemeyeceği bir şekilde ve değiştirilmiş olarak umuma arzının müvekkilin manevi haklarına da tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek “…” isimli müzik eserinin gerçek sahibinin müvekkil … olduğunun tespitine, “…” sinema filmi özgün müzik bestecisi olarak belirtilmesi ve masrafın davalı tarafından karşılanmak üzere ilamın yüksek tirajlı gazetelerde ilanına, 100.000TL manevi tazminatın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla FSEK 68/3 maddesi uyarınca 30.000 TL mali hak bedelinin üç katı olan 90.000 TL maddi tazminatın, tecavüz tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı … vekili husumet itirazında bulunmuş ise de, dosyada mevcut …’in (….Şti ile yaptığı 30/10/2014 tarihli mali hakları devir sözleşmesi, Kültür Bakanlığı cevabı, yine bir kısım dava dosyası davalısı ile yapılan muvafakatname ve davalı ….Şti. ile yapılan “Özgün Müzik Eserleri Mali Hak Devir Sözleşmesi” ve diğer sözleşmeler göz önünde bulundurulduğunda bu davalının dava konusu müzik eserini filmde kullandığı, kullanma hakkı ile ilgili sözleşmeler yaptığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Eserlerine İlişkin Kayıt Tescil Belgesinde eser sahibi olarak özgün bestecinin … … olarak belirtildiği, tüm bu belge, sözleşmeler ve muvafakatname belgelerine göre davacıya ait müzik eserinin dava konusu filmde kullanılmasını sağladığı ve sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla husumet itirazı yerinde bulunmadığı, diğer davalıların da dava konusu müzik eserinin kullanıldığı filmin yapımcıları olmaları nedeniyle sorumlu bulundukları,davaya konu müzik eserinin FSEK kapsamında musiki eseri niteliğinde olduğu ve FSEK korumasından yararlanması gerektiği, davacının, bu müzik eserinin eser sahibi bulunduğu, davaya konu eserin, davacıya ait eserden temel alınarak ve değişiklikler yapılmak suretiyle meydana getirildiği, bu eylemin, davacının FSEK’den kaynaklanan mali haklarının (m.22 çoğaltma hakkı, m.23 yayma hakkı ve m.25 umuma iletim hakkı) ve manevi haklarının (m.14 umuma arz, m.15 eserde adın belirtilmesi ve m.16 eserin bütünlüğünün korunması veya değişikliği men hakları) ihlali niteliğinde olduğu, FSEK m.68 uyarınca 3 kat telif tazminatının 15.000.-TL x 3=45.000.-TL mertebesinde bulunduğu, manevi hak ihlali nedeniyle 10.000-TL manevi tazminatın hakkaniyetli olduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, toplam 45.000-TL telif tazminatının tecavüz tarihi 19/11/2014 tarihinden itibaren değişir oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan ve birleşen dosya davalısından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, ihlal edilen manevi haklar nedeniyle toplam 10.000-TL manevi tazminatın 19/11/2014 tarihinden itibaren değişir oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan ve birleşen dosya davalısından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin fazlaya dair talebin reddine, “…” filminin özgün müzik bestecisinin davacı olduğunun tespiti ile hüküm özetinin kararın kesinleşmesine müetakip türkiye genelinde yayın yapan tirajı yüksek ulusal bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalılardan alınmasına, FSEK 68. md gereğince telif tazminatına hükmolunduğundan taraflar arasında var sayımsal sözleşme ilişkisi kurulması nedeniyle men ve ref taleplerinin reddine, birleşen dosya yönünden, eser sahipliği ile ilgili talebin kabulü ile, “…” isimli sinema filminde özgün müzik olarak kullanılan “…” isimli eserin davacının eseri olduğunun ve davacının eser sahibi olduğunun tespitine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Asıl davada davalılar …, …, … ….Şti vekili, yargılama esnasında yerel mahkemece iki kez bilirkişi raporu alındığını, raporların olayın hukuki mahiyetine uygun olmayıp, eksik incelemeyle oluşturulmaları yanında somut olaya ilişkin uzmanlıkları olmayan kişiler tarafından tanzim edildiğini, iki bilirkişi heyetinin de tanzim etmiş oldukları raporlarda uyuşmazlığa konu iki eserin de minör tonda bestelendiği, eserlerin dinleyende bırakmış oldukları etkinin benzer olduğu, davacıya ait eser 2/4’lük değerle kaleme alınmış olup davalıya ait eser 4/4’lük ölçüye uygun olarak bestelenmiş olsa bile icrada bu ölçülere uyulmayarak eserlerinin hızlarının aynı olması sebebiyle aynıymış gibi algılandığı, eserlerin tartımsal özellikler açısından benzer olduğu, hece diziminin iki eserde %90 oranında benzerlik gösterdiği kanısına vardığını, oysaki bilirkişilerin davaya konu eserin sözlerinin önceden filmin yönetmeni tarafından hâlihazırda yazıldığını, davacı ve diğer davalılar oluşturmuş oldukları eserlerde daha önceden yazılmış olan sözlerin üzerine bir beste yaptıklarını, bu sebeple bilirkişilerin raporlarında belirttiği üzere iki eserin de hece ve tartım özelliklerinde benzerlik bulunmasının doğal olduğunu, sinema sektöründe yapımcılar bir film için beste isterken besteciye filmin senaryosundan, genel duygusundan ve şarkının filmin hangi bölümünde çalınacağından bahsedip şarkının nasıl bir duyguda olacağını, misalen daha yavaş ve hüzünlü bir şarkı mı olması gerektiğini ya da coşkulu hızlı bir ritimle mi bestelenmesi gerektiğini belirttiğini, tüm bu hususlar aşikârken ve yargılama safhasında öne sürülmüşken bilirkişilerin iki eserin de minör tonda bestelendiği ve bu sebeple davalının eserinde esinlenme olduğu kanaatine varmasının yerinde bulunmadığını, duygusal bir filmde majör ton gibi coşkulu bestelerde kullanılan bir ton kullanılmasının beklenemeyeceğini, kaldı ki bir eserin sadece majör ve minör bir tonda oluşturulabileceği dikkate alındığında iki eserin de minör tonda bestelenmesinin benzerlik olarak addedilmesinin mantıklı bir açıklaması kalmadığını, somut olayda meslek birliklerinin intihale yönelik uyuşmazlıkları inceleyen teknik heyetlerinden yardım alınmadığını, davalı …’in talebi üzerine MESAM’dan alınan raporunda eserlerin birbirlerinden farklı oldukları tespit edildiğini, tazminat hesabında emsal ücret tespiti yapılmadığını, meslek birliklerinin görüşüne başvurulmadığını, bu sebeple müvekkilini zarara uğratacak ve piyasayla bağdaşmayan nitelikte telif tazminatına hükmedildiğini, davacı ile yapılan daha önceki işlere ilişkin faturalar sunulmuşsa da bunların tazminat hesabında dikkate alınmadığını, öte yandan müvekkilerinin filmin sadece yapımcısı olduğunu, müzik eserlerinin benzer olup olmadığını tespit edebilecek durumda bulunmadığını, müvekkillerin yapımcılığını üstlendiği filmde başkaca müzisyenlerin daha önceden yaratılmış eserleri de telif bedelleri ödenmek suretiyle kullanıldığını, yüklü bedeller ödenerek hazırlatılan film müziklerinde, bestecilere taklit eser yaptırılması düşüncesinin hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden bilirkişi incelemesi de dahil yargılama yapılarak açılan haksız davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davalı … vekili, davacının müvekkilinin sorumluluğunu ispatlayacak bir delil sunmadığını, davacının bestelediği eserden müvekkilinin bilgisi olmadığını, müvekkilinin ,gerek film yapımcısı diğer davalılar ve de intihal olduğu söylenen bestenin bestecisi … tarafından da açıkça belirtildiği gibi, davaya konu sinema filminin tüm müziklerinin aranjesini yapmak üzere davalı … ….Ltd.Şti. ile anlaştığını, bahsi geçen sözleşmenin davaya konu eserin bestesinin yapılacağı anlamını çıkaracak hiçbir ibare içermediğini, bu sözleşmeye dayanarak müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, diğer davalıların da dava konusu eserin bestecisinin birleşen davada davalı olduğunu beyan ettikleri gibi Ankara CBS’nin dosyasında alınan bilirkişi raporunda da bu durumun açıkca ifade edildiğini, açıklanan nedenlerle mahkemece husumet itirazlarının reddinin yerinde olmadığını, diğer tarftan dava konusu eser ile davacının bestesinin aynı olmadığını, bu konudaki itirazlarının değerlendirilmesi için, meslek birliklerinden konusunda uzman ve tarafsız bilirkişilerce inceleme yaptırılması taleplerinin görmezden gelindiğini, talepleri üzerine mahkemecee MÜYAP’a bilirkişi ismi bildirmesi konusunda müzekkere yazıldığını, MÜYAP’ın ( Müzik Yapımcıları Meslek Birliği) 31 Mart 2017 tarihinde beş müzik adamının ismini mahkemeye bildirdiğini, ancak mahkeme bu bilirkişilerden hiçbirinin görevlendirilmediğini, davada yer alan bilirkişilerin tümünün davacı tarafı tanıdıkları ve tarafsız olamayacakları da belirtilmişse de bu beyanlarının dikkate alınmadığını, dava konusu ile ilgili olarak eserlerin birbirinin aynı olmadıkları yönünde 03.12.2015 tarihli MESAM Teknik Bilim Kurulu raporu,… raporunun da karar verilirken hiçbir şekilde dikkate alınmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE :1-Asıl dava; eser sahipliğinin tespiti, eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün men’i, ref’i , maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı istemlerine, birleşen dava ise eser sahipliğinin tespiti, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı istemlerine ilişkin olup asıl ve birleşen davalar bağımsızlıklarını koruduklarından mahkemece asıl ve birleşen dava yönünden HMK’nun 297. maddesi hükmüne uygun biçimde ayrı ayrı hüküm kurulması, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de ayrı ayrı hüküm altına alınması gerekirken bu yön gözetilmeksizin infazda tereddüt yaratacak şekilde asıl dava yönünden hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarlarının birleşen davada davalıdan da tahsiline karar verilmesi doğru olmadığı gibi harç yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden tek bir hüküm kurulması da yerinde görülmemiştir.
Kabule göre de; asıl ve birleşen davalarda “…” adlı sinema filminde kullanılan “…” adlı şarkının bestecisinin davacı olduğu iddiasıyla eser sahipliğinin tespiti talep edilmesine rağmen, talep aşımı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde, asıl davada “…” isimli filmin tüm müziklerinin özgün bestecisinin davacı olduğu, birleşen davada da “…” isimli şarkının bestesi yanında söz yazarının da davacı olduğu anlamlarına gelebilecek şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Yine kabule göre; FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminat talep edildiği durumlarda mahkemece verilen hüküm ile artık hak sahibi ile ihlalde bulunan kişi arasında farazi bir sözleşme ilişkisi kurulduğu kabul edildiğinden, hükmün ilanına karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, dosya kapsamında asıl ve birleşen dava bulunmasına rağmen mahkemece, asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığından, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm de bulunmamaktadır.
Bu nedenle, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, asıl davada davalılar …, …. Şti., …, … vekillerinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Asıl davada davalılar …, …. şti., …, … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/11/2019 gün ve 2014/519 E. – 2019/483 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Asıl davada davalılar …, …. şti., …, … vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Asıl davada davalılar …, …. Şti., … vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 1.116,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan davalılara iadesine,
5-Asıl davada davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 1.116,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan davalıya iadesine,
6-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
8-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip