Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1753 E. 2022/1354 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1753
KARAR NO : 2022/1354
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2021/4 E. – 2021/89 K.

DAVACI : … –

VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk mahkemesince verilen 18/02/2021 tarih ve 2021/4 Esas – 2021/89 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin maya okulları markası altında 19 yılı aşkın süredir eğitim ve öğretim sektöründe faaliyet gösterdiğini, faaliyetlerine ticaret sicil ünvanında yer aldığı üzere “…” olarak başlayan müvekkilinin hala aynı unvanı, markayı ve logosunu kullanmaya devam ettiğini, yıllara sari uzun soluklu kullanım sayesinde tüketici nezdinde bilinir, maruf bir marka haline geldiğini, müvekkili şirket adına usul ve yasaya uygun surette tescil başvurusu yapılan “… + şekil” markası olduğunu, buna karşılık karşı tarafın itirazına mesnet gösterdiği markanın ise “…” şeklinde olduğunu, markanın aynı veya benzer olma şartı oluşmadığını, aynı veya aynı tür mal ve hizmet şartı oluşmadığını, tüketici nezdinde karışıklık yaratma ihtimalinin olmadığını, müvekkilinin dava konusu marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkili tarafından yapılan marka başvurusunun reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek; TPMK YİDK tarafından alınan 2020-M-10002 sayılı kararın iptali ile 2019/63316 başvuru numaralı markanın tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu edilen marka başvurusuna itiraz ederek başvuru hakkında red kararı verilmesi işleminin tesisine sebep olan ve haklarının iş bu davadan etkileneceği açık olan zorunlu dava arkadaşı “… …’nin” davada müvekkili kurum yanında hasım olarak gösterilmesi gerektiğini, ancak davanın sadece müvekkiline yöneltildiğini, bu konudaki eklikliğin giderilmemesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının başvurusuna konu … nolu marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle tesis edilen dava konusu kararın hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı şirketin marka tescil başvurusu üzerine, … …’nin marka tescil başvurusuna itiraz ettiği, idari aşamalar tüketilerek …’ce nihai YİDK kararının oluşturulduğu, YİDK kararının iptali davasında davalı olarak gösterilen … ile dava dilekçesinde belirtilmeyen dava dışı … …’nin arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında da YİDK kararının iptali davalarında, marka başvurusuna itiraz eden kimsenin davalı … yanında zorunlu dava arkadaşı olarak yargılama safahatinde bulunması gerektiğinin belirtildiği, 6100 sayılı HMK 119/1-b hükmüne göre davalı/ların ad, soyad ve adreslerinin dava dilekçesinde gösterilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde HMK m.119/2 hükmü gereği hâkimin davacıya HMK m.119/1-b bendinde düzenlenen eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, mecburi dava arkadaşlığında tek bir dava söz konusu olduğundan, dava dilekçesinde mecburi dava arkadaşlığı bulunan davalıların ad, soyad ve adreslerinin gösterilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde HMK m.119/2 hükmünün uygulanacağı, somut olayda davacı vekilinin, dava dilekçesinde davalı olarak sadece …’i hasım olarak gösterdiği, zorunlu dava arkadaşı olan … …’nin hasım olarak gösterilmediği, 12/01/2021 tarihli ara kararı ile davacı tarafa bu eksikliğin giderilmesi için kesin süre verildiği, buna rağmen verilen kesin süre içerisinde, dava dilekçesinde yer alan şekli eksikliğin tamamlanmadığı gerekçesiyle HMK’nın 119/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davadaki taleplerinin YİDK kararının iptaline ilişkin olduğunu, davalı Kurum ile dava dışı şirket arasında maddi hukuk sebeplerinden kaynaklanan dava arkadaşlığının bulunmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararının yasaya aykırı olup, müvekkilinin anayasadan kaynaklanan hak arama özgürlüğünün ihlali mahiyetinde bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, marka başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafın marka tescil başvurusu, dava dışı … …’nin başvurunun yayımına yaptığı itirazı sonucunda, YİDK’in 2020-M-10002 sayılı kararı ile reddedilmiştir. İşbu davada da YİDK kararının iptali talep edildiğine ve sonuç itibariyle başvurusunun reddinin yanlış olduğu ileri sürüldüğüne göre, bu YİDK kararının tarafı bulunan ve itirazı nedeniyle davacının tasarım başvurusunun reddine neden olan şirketin de iş bu davada hakları etkilenecektir. Bu durumda da … ile markaya itiraz eden … … arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan, anılan şirketin de işbu davada davalı safında yer alması, sunması halinde delillerinin toplanması ve bundan sonra tüm delillerin değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacı tarafa, YİDK kararının iptaline ilişkin iş bu davada, zorunlu dava arkadaşı olarak bulunması gereken … …’ye karşı, işbu dava ile birleştirilmek üzere başka bir dava açılması ve sonrasında da işbu dava ile birleştirilmesi yönünde kesin süre verilmesi, sonrasında da hasıl olacak duruma göre, dosyanın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, dava dilekçesinde tarafın eksik gösterildiği ve bu eksikliğin de verilen süre içinde giderilmediği gerekçesiyle usulünce taraf teşkili sağlanmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk mahkemesince verilen 18/02/2021 tarih ve 2021/4 Esas – 2021/89 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip