Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1699 E. 2022/1254 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1699
KARAR NO : 2022/1254
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/08/2022
NUMARASI : 2022/291 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI :
VEKİLLERİ :
KARŞI TARAF /DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir (Marka Tazminat İstemli)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/08/2022 tarih ve 2022/291 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin miras bırakanı müteveffa … ile davalı şirket arasında noterden akdedilen 25.06.2010 tarihli lisans sözleşmesi ile dava dilekçesinde belirtilen markalar yönünden inhisari lisans hakkının verildiğini, sözleşmenin 5. maddesinde sözleşmenin süresinin 3 yıl olarak belirlendiğini, sürenin bitiminden 6 (altı) ay evvel lisans verence sürenin bittiği ve uzatılmayacağı bildirilmediği takdirde sözleşmenin kendiliğinden 3 (üç) yıl daha uzamış sayılacağının düzenlendiğini, müteakip süre bitimlerinde de aynı prensibin uygulanacağına dair sözleşme hükmü kapsamında, müteveffa miras bırakan …’nın 04.11.2015 tarihinde vefatının ardından da sözleşmenin 3’er yıllık dönemlerde aynı şekilde devam ettiğini, 15.12.2021 tarihli noter ihtarı ile sözleşmenin 25.06.2022 tarihinde yenilenmeyeceğinin, sözleşmenin sona erme tarihinden sonra markaların kullanılmamasının, kullanılması halinde yasal yollara başvurulacağının davalı şirkete ihtar edildiğini, sözleşme hükümlerine uygun şekilde, süresinde keşide edilen ihtarnamenin tebliğinden iş bu davanın açıldığı tarihe kadar davalı şirketin markaları kullanmaya devam ettiğini, yeni bir lisans sözleşmesi yapılması yönünde bir irade beyanının müvekkiline ulaşmadığını, ekte yer alan veraset ilamı ve TPE nezdindeki kayıtlar incelendiğinde lisans sözleşmesine konu markaların sahipliğinin birden fazla kişiye ait olduğunun görüleceğini, somut durumda lisans verenin ölümü nedeniyle marka hakkının devredilebilen ve miras bırakılabilen özelliğinden ötürü terekeye dahil olduğunu ve mirasçıların elbirliği ile mülkiyet sahibi bulunduklarını, markalar üzerinde elbirliği ile mülkiyet devam ettiğinden, miras malı olan markaların mal ve hizmetlerde kullanımına dair lisans sözleşmesinin ancak tüm mirasçıların bilgi ve rızası ile yapılabileceğini, müvekkili tarafından yapılan feshin süresinde olduğunu, müvekkilinin zararının ve yoksun kaldığı karının hesaplamasının ve tazmininin gerektiğini ileri sürerek, bu haksız durum nedeniyle mağduriyetin giderilebilmesi için davalı şirketin, müvekkilinin paydaşı olduğu tescilli markalara vaki tecavüzünün tespitini, tedbiren durdurulmasını, önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, müvekkilinin miras payına karşılık gelmek üzere şimdilik 300.000-TL maddi ve 500.000-TL manevi tazminatın 02.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece somut olayda davacı lehine ihtiyati tedbir işlemi tesis edecek yoğunlukta yaklaşık ispat külfetinin yerine getirilmediği, mevcut delil durumu itibariyle davalı yanın, davacıya ait olduğu iddia edilen marka haklarına tecavüz oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı hususunda tahkikat gerektiği, şartları oluştuğu takdirde yargılamanın her aşamasında ihtiyati tedbir talebinde bulunulabileceği, bu aşamada ihtiyati tedbir işlemi tesis edecek yoğunlukta yaklaşık ispat külfetinin yerine getirilmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasında 25.06.2022 tarihinde sona eren lisans sözleşmesinin ve sözleşmenin feshine dair ihtarnamelerin dava dilekçesi ekinde Mahkemeye sunulduğunu, müvekkilinin paydaşı olduğu markaların davalı Şirket tarafından kullanımına rızasının olmadığını, müvekkilinin paydaş olarak dahi olsa mülkiyetinde olan markaların izinsiz olarak davalı Şirket tarafından kullanımının, yalnızca marka hakkına tecavüz değil aynı zamanda mülkiyet hakkının da ihlali olduğunu, davalı Şirketin müvekkilinin paydaşı olduğu markalarını kullanmaya devam ettiğinin, ürettiğinin tüm ürünlerde anılan markalara yer verdiğinin, tüm ülkenin malumu bulunduğunu, sırf bu sebeple dahi ihtiyati tedbir talebinin kabulünün gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve somut uyuşmazlık yönünden davalının, davacının marka hakkına tecavüz niteliğindeki bir eylemde bulunduğunun, diğer bir deyişle davalının, davacıya ait markayı kullanıp kullanmadığının veya kullanmaya hakkının olup olmadığının tespiti açısından, cevap dilekçesinin dahi alınmadığı ve bilirkişi incelemesinin yapılmadığı gözetildiğinde, davacının SMK.’nın 159 ve HMK.’nın 390. maddeleri uyarınca, haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunduğunu ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırıldığından başkaca bir harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan tarafın uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip