Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1696 E. 2022/1238 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1696
KARAR NO : 2022/1238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2022
NUMARASI : 2022/241 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :

:
VEKİLİ :

TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/07/2022 tarih ve 2022/241 E. sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, karşı taraf gerçek kişinin marka başvurusuna yapılan itirazın reddine ilişkin YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemi ile açılan davada başvuruya konu markanın 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile lisans, rehin verilmesinin ve sair tasarruf işlemlerinin yapılmasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu markanın yargılama sırasında devredilmesi halinde taraf değişlikğinin yargılamanın uzamasına sebebiyet vereceği, bu nedenle dava konusu markanın devrinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir isteminin yerinde olduğu, diğer istem yönünden ise tedbiren durdurulması talep edilen hukuki işlemlerin yapılması halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden söz edilemeyeceği, yine gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın da doğmayacağı gerekçesiyle istemin kısmen kabulü ile davalı şahsa ait 2020/110394 sayılı marka tescil başvurusunun ve eğer tescil edilmiş ise markanın nihai kararın kesinleşmesine kadar HMK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca 3. kişilere devrinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, diğer ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir isteyen vekili, dava konusu marka başvurusunun müvekkilinin tanınmış markaları ile iltibas yaratacağını, davalı başvuru sahibinin dava konusu marka tescili ile müvekkili markalarının tanınmış seri markalarına sızma gayreti içinde bulunduğunu, davalı gerçek kişinin başvuru üzerinde lisans vermesi halinde müvekkili aleyhine kullanım ve haksız rekabetin söz konusu olacağını, dava konusu markanın her türlü kullanımın müvekkili aleyhine risk ve zarar yarattığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu markanın lisans ve rehin işlemlerinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Talep ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gibi esasen, somut uyuşmazlıkta davacının ihtiyati tedbir talebinin dinlenme koşullarının da bulunmadığı, zira ihtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünün yer aldığı, anılan hükme göre ihtiyati tedbir kararının sadece “uyuşmazlık konusu” hakkında verilebileceği, iş bu davada ise davalının başvuru konusu markasının tescili halinde hükümsüzlüğünün istendiği, davacının anılan talebi yönünden, davalının markasından kaynaklanan haklarının kullanılmasının engellenmesi talebinin, davanın konusunu oluşturmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 159/1 ve 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesi hükümleri birlikte yorumlandığında, bu türden bir tedbir isteminde ancak, kendisine karşı sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahiplerince, bu konuda herhangi bir talep ileri sürülen kişilerce bulunulabileceğinin kabul edilmesinin gerektiği, somut uyuşmazlıkta ise herhangi bir tecavüz iddiasında bulunulmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyenden alınması gereken harç, peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip