Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1694 E. 2022/1256 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1694
KARAR NO : 2022/1256
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2022
NUMARASI : 2022/106 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI :
VEKİLLERİ :
İHTİYATİ TEDBİR KARARINA
İTİRAZ EDEN DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen tarih ve 2022/106 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Tic. A.Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkilinin “…” esas unsurlu seri markaları bulunduğunu, bunlardan T/03067 tescil nolu markanın tanınmış olduğunu, “…” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanında da kullanıldığını, aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalının “…” ibaresinin marka olarak tescili için başvurduğunu, başvuruya yaptıkları itirazın Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, müvekkilinin tanınmış markası nedeniyle başvurunun tüm sınıflar yönünden reddinin gerektiğini, başvurunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, YİDK’nın 2022-M-1745 sayılı kararının iptaline ve başvurunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, ayrıca tescil aşamasında ise dava sonuna kadar başvuruya konu markanın tescilin durdurulması, davalının, marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulması ve markanın üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceği, bu nedenle ciddi bir zararın doğması ihtimalinin bulunduğu, taraf değişikliğinin yargılamanın uzamasına sebep olacağı, markanın mahkemenin bilgisi haricinde devredilmesi ihtimalinde doğacak olumsuz sonuçların önlenmesi gereği de gözetilerek üçüncü kişilere devrin önlenmesine yönelik tedbir isteminin kabulüne karar verilmesinin yerinde olacağı, davacının tescil işlemlerinin durdurulması ve marka hakkında tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulması talebi yönünden davanın YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olarak açıldığı, davacıya ait marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin eldeki davada uyuşmazlık konusu olmadığı, HMK’nın 389. maddesi hükmü uyarınca ancak uyuşmazlık konuları hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, uyuşmazlık konusu olmayan marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle, davalı şirkete ait marka tescil başvurusunun ve eğer tescil edilmiş ise markanın nihai kararın kesinleşmesine kadar HMK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca 3. kişilere devrinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, davacının diğer taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili, davalının haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekliliğinin yerine getirilmediğini, ayrıca HMK’nın 389. maddesindeki şartların oluşmadığını ileri sürerek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceği, bu nedenle ciddi bir zararın doğması ihtimalinin bulunduğu, markanın mahkemenin bilgisi haricinde devredilmesi ihtimalinde doğacak olumsuz sonuçların önlenmesi gereği de gözetildiğinde verilen ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu, ayrıca salt markanın 3. kişilere devrinin engellenmesine yönelik tedbir işlemi uygulandığı, davalı şirkete ait markanın kullanılması veya devir hariç başkaca hukuki işlemlere konu olmasının önünde yasal bir engel bulunmadığı, bu hale göre tarafların durumuna ve tesis edilen ihtiyati tedbir işleminin davalıyı telafisi güç zararlara maruz bırakmayacağı, teminat alınmaksızın tedbir işlemi tesisinde de hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, ileri sürülen itiraz sebeplerinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili, davacının haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gereğini yerine getirmemiş olduğunu, ayrıca mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının “hakkın elde edilmesinin imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle ciddi bir zararın doğması” koşullarıyla uyumlu olmadığını, ölçüsüz bir müdahale sonucuna yol açtığını ileri sürerek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemi ile açılan işbu davada, dava konusu markanın yargılama sırasında üçüncü kişilere devri halinde taraf değişikliğine yol açılacağı ve bunun da yargılamanın uzamasına neden olacağı gözetildiğinde, dava konusu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yerinde bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf Şirket vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbire itiraz eden davalıdan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip