Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1657 E. 2023/85 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1657 – 2023/85
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1657
KARAR NO : 2023/85
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2021
NUMARASI : 2016/941 E. – 2021/699 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05/10/2021 tarih ve 2016/941 E. – 2021/699 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin, davalı şirketin şubesi aracılığı ile Trabzon’a 06/08/2016 tarihinde 12.000 adet silah şarjörü yayı gönderdiğini, taşıma esnasında kolilerin açılarak ürünün zarar görmesi nedeni ile alıcı firma tarafından emtianın iade edildiğini, Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/196 D.iş sayılı dosyasında davalı işyerinde yapılan tespitte ürünün yumak hale geldiğinin, üzerine yağmur yağması nedeni ile paslandığının ve telef olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 20.000,00-TL’nin 05/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02/10/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 25.810,56-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline zararın süresinde bildirilmemesi nedeni ile dava hakkının düştüğünü, davacının kargonun içeriğini ve bedelini ispat etmesi gerektiğini, davacının ambalaj sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeni ile kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, TTK’nın 858/2. maddesinde “İki tarafça imzalanan taşıma senedi, eşyanın ve ambalajının, eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığı sırada, dış görünüşü bakımından iyi durumda bulunduğuna ve taşınan paketlerin sayısının, işaretleri ile numaralarının, taşıma senedinde yer alan kayıtlara uygun olduğuna karinedir; meğerki, taşıyıcı taşıma senedine haklı bir sebeple çekince koymuş olsun. Çekince, taşıyıcının, kayıtların doğruluğunu denetleyecek, uygun araçlara sahip olmadığı sebebine de dayandırılabilir.” hükmünün bulunduğu, davalı tarafça yazılı bir taşıma senedinin sunulamadığı, bu hali ile emtianın ağırlığı, değeri, ambalajlamanın uygun olup olmadığı, zararın ambalajlamadan ya da davalının kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarının başkaca delillerle ispatlanmasının gerektiği, TTK’nın 880/3. maddesi ve satış için taşıma yapıldığı dikkate alındığında emtia değerinin fatura bedeli olarak kabul edildiği, davalının zararın ambalaj hatasından kaynaklandığı savunmasında bulunduğu, ambalajlama konusunda uzman bilirkişi raporu ile ambalajlamanın usulüne uygun olmadığının belirlendiği, ancak taşıma senedi bulunmadığı, davalının malın teslimi sırasında bu yönde bir çekince koyduğuna ilişkin ispata elverişli delil sunamadığı, tespit aşamasında malın taşındığı ahşap kutuların kırıldığı ve ambalaj bilirkişisinin emtianın uygun taşınamadığına ilişkin tespiti de gözetildiğinde ambalaj hatası nedeni ile davalının sorumluluğunun ortadan kalktığı, bu nedenle davalının zarar ile illiyet bağının kesildiği yönündeki savunmasına itibar edilmediği, zararın taşıyıcının kusuru ile ortaya çıktığı ve davalının zarardan tam olarak sorumlu olduğu, davalının sorumluluk miktarının belirlenmesi bakımından, karar tarihindeki SDR kurunun 12.5216 olduğu ve emtianın ağırlığı (emtianın desisine ilişkin son bilirkişi raporu uyarınca 650 kg esas alınarak) dikkate alındığında ıslah edilen dava değerinin sorumluluk sınırının altında kaldığı, temerrüt tarihinin 30/09/2016 bildirim tarihi olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 25.810,60-TL’nin temerrüt tarihi olan 30/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, TTK’nın 862. maddesine göre ambalajlamanın gönderenin sorumluluğunda olduğunu, taşıyıcının dışarıdan normal bir kişinin anlayabileceği hataları belirleyebileceğini, göndericinin kargosunun içeriğini ve ne şekilde ambalajlandığına ilişkin bilgiye sahip olmasının beklenemeyeceğini, davacının ambalajlamaya ilişkin tüm koşulları eksiksiz yerine getirmediğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, müvekkiline kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, 21/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda iki tarafın da kusurunun bulunduğunun belirtildiğini, buna rağmen müterafik kusur indirimi yapılmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasındaki yazışmalara göre davalının davaya konu ürünlerin şarjör yayı olduğunu bildiği ve daha önce de davacıya ait aynı/benzer ürünleri taşıdığı, hükme esas alınan, içerisinde silah konusunda uzman bilirkişinin de bulunduğu heyet tarafından düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre, dosya kapsamındaki delillerden davacı tarafın ambalajlamaya ilişkin tüm koşulları eksiksiz yerine getirdiği kanısının oluşmadığı, daha önce de benzer ürünleri taşıyan davalının ürünlerin zarar görmemesi için nasıl ambalajlanması gerektiği hususunda daha iyi konumda olduğu, ancak davalı tarafın eşyayı ve ambalajını ihtirazi kayıt sürmeden teslim aldığı, bu durumda davalı kargo firmasının emtiayı zarar görmeden yerine teslim etmesinin gerektiği, taşınan şarjör yaylarının karton kutular ve ahşap sandık veya ahşap paletlerin içinde oldukları esnada hasara uğradıkları, bu durumda taşıyıcı firmanın paketi koruyamadığının ve uygun koşullarda taşıyamadığının kabul edileceği, emtianın taşıma haricindeki bir safhada zarar gördüğü iddiasının bulunmadığı, davalının daha önce taşıdığı benzer emtialara bir zarar gelmediği, davalı taşıyıcının taşınan eşyaya zarar gelmesinin yegane sebebinin ambalajlama olduğunu kanıtlayamadığı, öte yandan hesaplanan ve hüküm altına zarar miktarının TTK’nın 882. maddesine uygun olarak hesaplanmış sorumluluk sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 1.763,11-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL maktu ve 382,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından oluşan toplam 441,30-TL’den mahsubu ile bakiye 1.321,81-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/01/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 23/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.