Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1632 E. 2022/1350 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1632
KARAR NO : 2022/1350
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2021
NUMARASI : 2021/72 E. – 2021/689 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Meni, Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04/10/2021 tarih ve 2021/72 Esas – 2021/689 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,… olan davalı …’nın müvekkili şirket ile ilgili muhtelif gazetelerde yer aldığı şekli ile “…” vb.yönde basın açıklamaları yaptığını, buna benzer açıklamalar yaparak müvekkili şirketi kötüleyici beyan ve eylemlerde bulunduğunu, Ticaret Kanunu hükümlerine tabi anonim şirket olan ve yapılan beyanlarla kişilik hakları zedelenen müvekkili şirketin manevi tazminat talebinde bulanabileceğini, söz konusu fiillerin müvekkili aleyhine haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine, menine ve BK’nun 58 maddesi uyarınca 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin dava konusu sözlerinin, davacının ticari itibarını zedelemeyi hedeflemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının dava konusu sözleri ile ilgili yapılan şikayet üzerine cumhuriyet savcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davalının ilgili sendikanın şube başkanı olduğu ve bu sıfatla davaya konu sözleri sarfettiği, hoşa gitmeyen, sarsıcı hatta rahatsız edici olan sözlerin dahi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 10. maddesi, Anayasanın 26. maddesi uyarınca ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında korunması gerektiği, dava konusu sözlerin sert eleştiri sınırlarında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığını ve belli amaçlarla sınırlandırılmasının mümkün olduğunu, nitekim Anayasa’da da hangi hallerde ifade özgürlüğünün sınırlandırılabileceğinin düzenlendiğini, ifade özgürlüğünün aşılması halinde TBK’nın 58. ve TMK’nın 24. maddesi uyarınca manevi tazminat istenebileceğini, davalı tarafından edilen davaya konu sözlerin de müvekkilinin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde bulunduğunu, BK’nın 57. maddesinde haksız rekabetin düzenlendiğini, öte yandan müvekkilinin anonim şirket statüsünde olduğunu, davalının eylemlerinin TTK’nın 55/1. maddesine uyduğunu, dolayısıyla müvekkilinin anılan hükümler kapsamında manevi tazminat talep edebileceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetin tespiti ve meni ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6102 sayılı TTK’nın 54. vd. maddelerinde düzenlenen haksız rekabetten söz edilebilmesi için rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların bulunması gerektiği, somut olayda ise davalının ilgili sendikanın şube başkanı sıfatı ile davaya konu sözleri söylediği, söz konusu sözlerin söylenmesinin ifade hürriyeti kapsamında kaldığı ve davacıyı ya da ticari faaliyetlerini kötüleyici nitelik de taşımadığı, somut olayda aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı bir davranışın bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip