Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1613 E. 2022/1407 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1613 – 2022/1407
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1613
KARAR NO : 2022/1407
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2022
NUMARASI : 2021/752 E. – 2022/444 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/06/2022 tarih ve 2021/752 E. – 2022/444 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında 14/02/2008-28/02/2014 tarihlerini kapsayan dönemler için “Katı atık (çöp) toplama, cadde, sokak, pazar yerlerinin süpürülmesi ve katı atıkların çöplüğe nakliyesi” işine ilişkin ihale yolu ile hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığını, dava dışı … isimli davalı şirketin işçisinin ise davalı şirkette 28/02/2014 tarihine kadar “temizlik görevlisi” olarak çalışmakta iken, 28/02/2014 tarihinde iş akdini feshettiğini, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsili istemiyle müvekkili belediye ile davalı şirkete karşı Ankara 11. İş Mahkemesinin 23/03/2016 tarih, 2014/512 Esas, 2016/287 Karar sayılı davasında, davalı ile birlikte müvekkilinin kararda belirtilen brüt 10.036,92-TL kıdem tazminatı, brüt 419,82-TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti, 818,37-TL yıllık izin ücreti alacaklarından, işleyen faizleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, … vekili tarafından, müvekkili belediye ve davalı şirkete karşı icra takibi başlatıldığını, 06/02/2018 tarihinde toplam 22.591,57-TL’nin müvekkili tarafından icra dosyasına ödendiğini, ayrıca dava nedeniyle müvekkili belediye tarafından toplam 1.627,70-TL yargılama gideri harcamasının yapıldığını, davalının taraflar arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesinin 22, Özel Teknik Şartnamenin 42. maddesi uyarınca davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 24.219,27-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesine göre, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabuluculuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davacı vekilince arabuluculuk tutanağının sunulmadığı, davacı tarafça 14/05/2020 dava tarihinden önce zorunlu arabulucuya baş vurulmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle HMK 114 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, Dairemizin 11.11.2021 tarih ve 2021/1365 E.- 1433 K. sayılı kararı ile davanın yeniden görülmek üzere Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verildikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görev konusunda bir karar verilmediğini, Yargıtay ve Uyuşmazlık Mahkemeleri tarafından Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli görüldüğü bir konuda, görev itirazlarının dikkate alınarak Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görev konusunda bir karar verilmemesinin hatalı olduğunu, bununla birlikte görevli olmayan Asliye Ticaret Mahkemesinin önüne gelen davanın “dava şartı olan arabuluculuk” dava şartı aranmadan çözümlenmesinin gerektiğini, taraflar arasında taşıma sözleşmesinin değil, Kamu İhale Kanunu uyarınca yürütülen bir hizmet sözleşmesinin söz konusu olduğunu, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta Adli Yargı Yerinin görevli olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
06/12/2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde, “Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü bulunmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 3. maddesi uyarınca, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari iş olduğu, aynı Yasanın 4/1-a maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı, taşıma işleri hakkındaki maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemelerin de TTK’nın 4. Kitabında yer aldığı, taşıma sözleşmelerden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkların, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılacağı, davanın ticari dava olması ve bir miktar paranın ödenmesini içermesi nedeniyle, 6102 sayılı TTK’nın 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi uyarınca dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu anlaşılmaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinde de, “İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü bulunmaktadır.
Ancak, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/2610 Esas, 2022/2541 Karar ve 09/05/2022 Tarihli ilamında aynen; “5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” başlıklı 67. maddesinde “Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu kapsamda Belediyenin asli işleminden olan temizlik işi ile ilgili taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve uygulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edim Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımıdır. Bu halde dava konusu uyuşmazlık arabuluculuğa tabi olmadığından işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır….” şeklinde karar verilmiştir.
Bu itibarla, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/2610 Esas, 2022/2541 Karar ve 09/05/2022 Tarihli ilamına göre, somut uyuşmazlık açısından da, mahkemece her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edimin Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı olduğu, bu halde dava konusu uyuşmazlığın arabuluculuğa tabi olmadığı, bu durumda da mahkemece işin esasına girilerek inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/06/2022 tarih ve 2021/752E. – 2022/444 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/11/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.