Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/155 E. 2022/340 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2020
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/10/2020 tarih ve 2017/182 E. – 2020/415 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkilleri şirketlerin ortak girişiminin 4735 sayılı … … Sözleşmeleri Kanunu kapsamında davalı tarafla imzalamış olduğu 07/09/2015 tarihli 15 ay süreli … … İşletme Müdürlüğünün ihtiyacı olan lojistik faaliyetleri hizmet alımına ilişkin … … sözleşmesinin ifasına müvekkillerince başlandığı tarihten yaklaşık 6 ay sonra, sözleşmenin bitimine 9 aylık bir süre varken, … ve sözleşmeye ilişkin dava dışı … ortak girişiminin şikayet ve itiraz başvurularının … … Kurulunun ret kararı üzerine, Ankara 10. İdare Mahkemesinin 2015/2480 esasına iptal davası açıldığını, mahkemenin 2015/1705 sayılı 13/10/2015 tarihli kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verdiğini, … … Kurumunun da bu karara dayanarak müvekkili ortak girişimin teklifinin değerlendirme dışı bırakılması yönünde 4734 sayılı yasa 54. maddesi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine karar verdiğini, davalı Kurumun da yönetim kurulu kararı ile sözleşmenin feshine karar verdiğini, müvekkili şirketlerin Ankara 10. İdare Mahkemesinde asli müdahil olarak yargılama sürecine dahil olduğunu, Danıştay 13. Dairesince kararın bozulduğunu, müvekkillerinin mağdur edildiğinin Danıştay kararı ile tespit edildiğini, ancak davalı idarenin Danıştay kararının gereğini yapmadığını, müvekkillerinin zararının tazmin etmesi gerektiğini ileri sürerek haksız feshi nedeniyle sözleşmenin 29. maddesi uyarınca hesaplanacak tazminat kapsamında şimdilik 50.000,00 TL; yine sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu menfi zararlara karşılık şimdilik 50.000,00 TL olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ortak girişimle müvekkili Kurum arasında 07/09/2015 tarihli 15 ay süreli … … İşletme Müdürlüğünün ihtiyacı olan lojistik faaliyetleri hizmet alımına ilişkin … … sözleşmesinin imzalandığını, ancak … ve sözleşme ile ilgili Ankara 10. İdare Mahkemesine dava dışı şirketlerce açılan davalar ve … … Kurulu kararları sonrasında fiili ve hukuki imkansızlıklar nedeni ile sözleşmenin fesh edildiğini, davacının aynı konuda hem İdari Yargıda hem Adli Yargıda davalar açtığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın … ve sonrasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin haksız fesih nedeni ile zarar oluştuğundan bahisle tazminat talebine ilişkin bulunduğu, bu talebin, davalı idarece 4734 sayılı … … Kanununa göre yapılan ihalenin iptali ve sonrasında yapılan sözleşmenin fesh edilmesi ve davalı idarenin Danıştay kararına rağmen sonradan davacı tarafça yapılması ve kendi üzerlerinde bırakılması istendiği yeni ihalenin hukuki veya fiili imkansızlık olduğundan bahisle idarece yapılmadığını ve davacı iş ortaklığının bu nedenle zarara uğradığı iddiasının idari yargının görev alanında olduğu gerekçesi ile davaya bakmaya İdari Yargı görevli olmakla yargı yolu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu uyuşmazlığın, … Girişimi ile Davalı arasında imzalanan 07/09/2015 tarihli “… …… davalı tarafından haksız feshi nedeniyle müvekkilin zararının tazmini noktasında toplandığını, … … sözleşmeleri nin niteliği itibariyle özel hukuk sözleşmeleri olduğunu, somut olayın da özel hukuk hükümlerine tabi … … sözleşmesi’nin feshi işlemine dayandığını, … … sözleşmeleri ile ilgili yaşanan uyuşmazlıkların adli yargının görev alanına girdiğini, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi dava konusu talep ile uyuşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve … düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece uyuşmazlığı inceleme görevinin, idari yargı yerlerine ait olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamında bulunan talepler irdelendiğinde, davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 3. maddesi uyarınca, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Aynı Yasa’nın 4/1-a maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. 6102 sayılı TTK.’nın 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5/3. maddesi uyarınca, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Göreve ilişkin kurallar ise dava şartıdır (HMK. m. 114) ve mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır (HMK. m.115).
Taşıma işleri hakkındaki maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemeler de TTK.’nın 4. Kitabında yer aldığından, taşıma sözleşmelerden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. Bu durum karşısında, içinde taşıma işinin de yer aldığı dava konusu sözleşmeden kaynaklanan somut uyuşmazlığı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesi görevlidir.
Zira, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/2210 Esas, 2018/8038 Karar ve 19/12/2018 Tarihli ile 2015/12249 Esas, 2016/2229 Karar ve 01/03/2016 Tarihli kararlarının da bu yönde bulunduğu görülmektedir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak, davaya konu uyuşmazlığın, 6102 sayılı TTK kapsamında, taraflar arasındaki arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında tazminat istemine ilişkin olduğunun ve sözleşmenin 4734 sayılı … Kanunu hükümlerine göre yapılmasının, tarafların statülerini ve aralarındaki uyuşmazlığın niteliğini değiştirmediğinin kabulü ile işin esasına girilip, taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilen 21/10/2020 gün ve 2017/182 E. – 2020/415 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacılar vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2022

……

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.