Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1503 E. 2022/1251 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1503 – 2022/1251
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1503
KARAR NO : 2022/1251
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/07/2022
NUMARASI : 2022/292 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF/ DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tedbir (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/07/2022 tarih ve 2022/292 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyatı tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ülkemizin köklü eğitim kurumlarından birisi olduğunu, “…” asıl unsurlu birçok tescilli markalarının bulunduğunu, müvekkilinin davalı Vakfın kurucuları arasında olup, önemli denetim ve temsil yetkilerinin bulunduğunu, davalının 2008 yılından itibaren akademik, sosyal ve ekonomik zorluk içine düştüğünü, bu konularda bir iyileştirme yapılabilmesi amacıyla taraflar arasında 30.12.2010 tarihinde bir eğitim ve işbirliği sözleşmesinin imzalandığını, ancak davalı Vakfın içinde bulunduğu zorluğun ve kötü yönetiminin sürdüğünü, davalının bünyesindeki … Kolejinin başarı yüzdesinin, müvekkilinin okullarının çok altında kaldığını, davalının uzlaşmaz tutumunun sürmesi üzerine 22.02.2022 tarihli ihtarla taraflar arasındaki sözleşmenin 30.06.2022 tarihi itibariyle geçerli olmak üzere feshedildiğini ve müvekkilinin markalarının kullanılmamasının istendiğini, davalının da 03.03.2022 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi kendilerinin de feshettiğini bildirdiğini, buna rağmen kötü niyetle 2022/066792, 2022/066798, 2022/066799 sayılı ve “…” ibareli marka tescil başvurularında bulunduklarını, davalının “…” ibareli internet sitesinde ve çeşitli sosyal medya hesapları ile iş ürünlerinde müvekkilinin markalarını izinsiz şekilde kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek, davalının fiillerinin SMK’nın 149. maddesi uyarınca müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitini, durdurulmasını, kaldırılmasını, hüküm özetinin ilanını, SMK’nın 159. maddesi uyarınca aynı konularda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davacı tarafça delil tespiti talebinde bulunulmadığı gibi ihtiyati tedbirin değerlendirilmesinin davanın konusuna göre delillerin toplanması ve cevap dilekçesinin alınması sonucu bilirkişi incelemesine muhtaç olması, deliller toplanmadan alınacak raporun davanın konusu gereği yaklaşık ispat koşulu sağlamaya yetmeyeceği gerekçesiyle bu aşamada tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı Vakfın fiziki ve sanalsal birçok ortamda müvekkiline ait “…” asıl unsurlu markaları yoğun bir şekilde kullanmasına rağmen, markalar üzerinde herhangi bir hakka sahip olmadığını, müvekkilinin davalı Vakıf lehine herhangi bir lisans, kullanma hakkı, devir sağlamadığını, müvekkilinin tüm toplum nezdinde yerleşmiş bir seri markaya, marka ailesine sahip olmasının ve markalarının tanınmışlığının, davalı Vakıf tarafından gerçekleştirilen marka hakkı tecavüzlerinin sebep olduğu zararları arttırdığını, davalının kullanımlarının noter nezdinde yapılan e-tespitlerden açıkça görüldüğünü, dosyada mevcut deliller ile yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, bu kapsamda dilekçeler aşamasının ve bilirkişi raporunun beklenmesinin, ihtiyati tedbir kararının verilmesinde en az 4-5 aylık bir gecikme olacağı anlamına geleceğini ve bu gecikmenin de “hükmün etkinliğini temin” etmede eksik kalacağını ve davalı Vakfın 2022-2023 eğitim yılının neredeyse yarısına kadar “…” markalarını kullanmaya devam edeceğini, davalı Vakfın şu anda dahi “…” markasının sağladığı ayrıcalıklardan yararlanarak yeni öğrencileri okula kabul ettiğini, hakkı olmadığı bir markayı kullanarak kamuyu yanıltmasının, özellikle öğrencilere ve velilere büyük zarar verdiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davalı Vakıf aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Talep ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve somut uyuşmazlık yönünden taraflar arasında 2008 yılında başladığı ileri sürülen hukuki ilişkide, davalının davacıya ait markayı kullanıp kullanmadığının veya kullanmaya hakkının olup olmadığının tespiti açısından, cevap dilekçesinin dahi alınmadığı ve bilirkişi incelemesinin yapılmadığı gözetildiğinde, davacının SMK.’nın 159 ve HMK.’nın 390. maddeleri uyarınca, haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunduğunu ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırıldığından başkaca bir harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan tarafın uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.