Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1499 E. 2023/60 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1499 – 2023/60
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1499
KARAR NO : 2023/60
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2017
NUMARASI : 2016/465 E. – 2017/425 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/10/2017 tarih ve 2016/465 E. – 2017/425 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … sayılı ve “…+şekil” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli markasına dayalı olarak yaptığı itirazının dava konusu YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının benzer olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin markasının tanınmışlığından haksız yararlanacağı gibi ayırt edici karakterinin de zedeleneceğini, dava konusu başvurunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 02.11.2016 tarihli 2016-M-10846 sayılı kararının iptaline, dava konusu başvurunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tarafların marka kapsamlarının uyuşmazlık konusu 25. sınıfta yer alan mallar yönünden benzer olmasına rağmen, karşılaştırılan işaretlerin bir bütün olarak benzer bulunmaması nedeniyle taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas koşullarının oluşmadığı, davacının itirazına mesnet markasının tanınmış olduğunun ve başvurunun kötü niyetli bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markaları arasında iltibas bulunduğunu, müvekkilinin markasının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda aynen yer aldığını, dava konusu başvurunun müvekkilinin markasının serisi veya yeni bir versiyonu olarak algılanacağını, müvekkilinin markasının ayırt edici ve tanınmış olduğunu, davalının müvekkilinin markasından haberdar olmamasının mümkün bulunmadığını, benzer bir uyuşmazlıkta “…” ibareli başvurunun müvekkili markası ile benzer olduğunun kabul edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı Şirketin … sayılı “… …” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, marka kapsamında 09, 25, 28, 30 ve 32. sınıf malların yer aldığı, davacı tarafından … sayılı “…” ibareli markaya dayalı olarak başvuruya itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddine karar verildiği, bu karara yönelik davacı itirazının ise YİDK’in 02.11.2016 tarih ve 2016-M-10846 sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın 03.11.2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, işbu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 05.12.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince, taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olup, davacının istinaf itirazları gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı, aynı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca başvurunun tescili engeli bulunup bulunmadığı ve dava konusu başvurunun kötü niyetli olup olmadığı noktasındadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; dava konusu başvuru 9, 25, 28, 30 ve 32. sınıf malları kapsamaktadır. Davacının itirazına mesnet … sayılı markası da 10, 18 ve 25. sınıf mallarda tescilli olup mahkemece alınan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, dava konusu başvuru kapsamında 25. sınıfta yer alan malların tamamı davacının itirazına mesnet markası kapsamında yer alan mallarla aynı ve aynı tür olduğundan, Dairemizce bu mallar yönünden taraf markaları arasında emtia benzerliği şartının gerçekleştiği kabul edilmiş, buna karşın başvuruda yer alan 9, 28, 30 ve 32. sınıf mallar böyle bir benzerliğin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Marka işaretlerinin karşılaştırmasına gelince; dava konusu başvuru “… …”, davacının itirazına mesnet markası da “…” ibarelerinden oluşmaktadır. Dava konusu başvuruda yer alan balon ve kuş figürleri ile davacının itirazına mesnet markasında yer alan gülen yüz şekilleri ayırt edicilikte geri planda kalan tali unsur niteliğinde olduklarından, dava konusu başvurunun asli unsuru bir bütün olarak “… …”, davacının itirazına mesnet markasının asli unsuru da “…” ibaresinden oluşmaktadır. Bu hale göre, dava konusu başvurunun asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin, davacının itirazına mesnet markasını oluşturan “…” ibaresinde aynen yer alması, Türkçe’de “balon” anlamına gelen bu ibarenin yukarıda sayılan 25. sınıf mallar yönünden ayırt edici nitelik taşıması, diğer bir deyişle anılan mallar yönünden tanımlayıcı ve tasviri özelliği olmayan “…”” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olmaması, başvuruda farklı olarak yer verilen ve “kuş” anlamına gelen “…” ibaresinin başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamaması karşısında dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde işitsel, görsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılmaya yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunduğu kanaatine varılmış, aksi yöndeki ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Davacı tarafça markasının tanınmış olduğunu belirterek, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca da başvurunun tescil edilemeyeceği ileri sürülmüş ise de, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, davacı markasının tanınmış olduğı ispat edilemediğinden, bu iddia yerinde görülmemiştir.
Ayrıca dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu da ileri sürülmüş ise de; sırf benzer marka başvurusunda bulunmanın kötü niyet olarak kabul edilemeyeceği, bunun dışında davalı başvuru sahibinin marka başvurusunu gerçekleştirirken kötü niyetli olarak hareket ettiğine dair de bir delilin bulunmadığı anlaşıldığından, davacının bu iddiası da yerinde bulunmamıştır.
Sonuç olarak; dava konusu “… …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet … sayılı “…” ibareli markası arasında, başvuru kapsamında 25. sınıfta yer alan tüm mallar yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu, buna karşın 25. sınıf mallar dışında başvuru kapsamında bulunan mallar yönünden iltibas bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/10/2017 gün ve 2016/465 E. – 2017/425 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, TÜRKPATENT YİDK’ın 02.11.2016 tarih ve 2016-M-10846 sayılı kararının 25. sınıfta yer alan tüm mallar yönünden KISMEN İPTALİNE,
3-Davalı Şirket adına tescil edilen … sayılı, “… …” ibareli markanın 25. sınıf malların tamamı yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE
4-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 150,7‬0-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 9.873,00-TL çeviri ücreti, 72,00-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 73,00-TL tebligat ve posta gideri, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 11.680,10-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı 1/2′ kabul edilerek bu orana tekabül eden 5.840,05-TL’ye, 29,20-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 5.898,45‬-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.