Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1487 E. 2022/1073 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1487
KARAR NO : 2022/1073
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2021
NUMARASI : 2021/328 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/10/2021 tarih ve 2021/328 E.sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekilleri, “…” markalarının müvekkilleri ve … adına müşterek marka olarak tescilli olduğunu, marka sahipleri arasında müşterek marka kullanımı sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile markanın 3. kişilere devrinin ve kullandırılmasının yasaklandığını, buna rağmen …’nün ” …” ibareli markaları kendi adına tescil ettirerek sonrasında karşı taraf şirkete devrettiğini, anılan markaların hükümsüzlüğü istemiyle karşı taraf aleyhine açılan dava sonucunda Şanlıurfa 3. ASHM’nin 2013/181 E-2015/889 K sayılı ilamıyla, yapılan bu devrin kötüniyetli olduğu kabul edilerek markaların hükümsüzlüğüne karar verildiğini ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, karşı tarafın bu karara rağmen müvekkillerine ait “…” markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer 2013/97688, 2012/88539, 2011/91522, 2003/23527 sayılı “ …”, “ …”, “ … ” “… …” markalarını haksız ve kötüniyetli şekilde tescil ettirdiğini, karşı tarafın müvekkilinin marklarının tanınmışlığından faydalanmak niyetinde olduğunu, karşı tarafın anılan markaları kullanmasının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, men’i ve marka hükümsüzlüğü istemli davada karşı tarafın müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin başta tabela olmak üzere, ambalaj, tanıtım amaçlı yayın, dergi, katalog, “…” web sitesi vs. gibi tüm mecralarda kullanımının durdurulması, ilgili tüm yayınların toplatılması, muhafazasını ve erişimin engellenmesi ve dava konusu markaların 3. kişiye devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tebdir kararı verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu markaların 3. kişiye devrinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tebdir isteminin kabulüne, diğer tebdir isteminin ise yaklaşık iptal koşulu sağlanmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyenler vekili, tarafları ve konusu aynı olan ve Yargıtay denetiminde geçerek kesinleşen Şanlıurfa 3. AHM’nin 2013/181 E.- 2015/889 K. sayılı kararı ile yaklaşık ispat koşulunun sağlandığının kabulünün gerektiğini, karşı tarafın dava konusu markalar altında ürün satışı yaptığını, ayrıca dava konusu markalarla ilgili olarak 3. kişilere franchise ve lisans yoluyla kullandırdığını, bu durumun müvekkili markasına tecavüz teşkil ettiğini, haksız kazanca neden olduğunu, dava konusu markaların karşı tarafça kötüniyetli olarak tescil ettirildiğini, bu durumun yukarıda bahsi geçen mahkeme kararı ile de sabit bulunduğunu, karşı taraf eylemlerinin markaya tecavüz teşkil ettiğini ve haksız rekabete neden olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kısmen red kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6100 sayılı HMK’nın 390/3. maddesine göre ihtiyati tedbir talep eden tarafın, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesinin gerektiği, somut olayda talep ve mahkeme karar tarihine göre ihtiyati tedbir isteyenin, karşı tarafın tecavüz oluşturduğunu ileri sürdüğü markasal kullanımlarına ilişkin iddialarını yaklaşık olarak ispat edemediği, diğer taraftan durum ve koşulların değişmesi halinde her zaman ihtiyati tedbir talep edilmesinin mümkün olduğu anlaşılmakla ihtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;

1-İhtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, ihtiyati tedbir isteyenler vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 474,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 393,70TL talep halinde ihtiyati tedbir isteyenler vekiline iadesine,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip