Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1453 E. 2022/1377 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1453
KARAR NO : 2022/1377
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2021
NUMARASI : 2019/310 E. – 2021/173 K.

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Markanın haksız rekabet ve marka ihlali oluşturmadığnın
tespiti

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/05/2021 tarih ve 2019/310 E. – 2021/173 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkillerinden ….’nın… sayılı parfüm ve kozmetik ürünleri için “…” marka başvurularının, davalıya ait “…” markası nedeniyle tescil edilemediğini, verilen bu karar neticesinde müvekkili tarafından davalı aleyhine dava konusu “…” markasını kullanmadığı gerekçesi ile hükümsüzlük davası açıldığını ve mahkemece karar verildiğini, ancak kararı temyiz ettiklerini, halen Yargıtay incelemesinde olduğunu, davalı şirket tarafından da 24.06.2016 tarihinde ….’nın Türkiye iştiraki olan … Tic. ve San. A.Ş.’ye karşı marka haklarına tecavüz suçu işlediği gerekçesiyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına 2016/90865 Sor. sayılı dosyası ile şikayette bulunduğunu, soruşturmanın halen devam ettiğini, söz konusu derdest soruşturma dosyasının varlığına rağmen davalı tarafından bu kez 05.10.2016 tarihinde yine marka haklarına tecavüz suçu isnat edilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/115439 sor. sayılı dosyası nezdinde aynı konu ve sebeplerle ikinci kez şikâyette bulunduğunu, söz konusu dosyaya derdestlik itirazında bulunduklarını, davalı tarafından devam eden soruşturma dosyalarına rağmen bu kez de Beyoğlu 24. Noterliği kanalı ile 07.10.2010 tarih ve … yevmiye numarası ile müvekkilinin müşterisi ve Türkiye’nin en köklü parfümeri zincirlerinden … Tic. ve San. A.Ş.’ye ihtarname göndererek marka tecavüzü suçu işlediklerini iddia ettiğini, davalı yanın başlatmış olduğu haksız soruşturma ve yönelttiği ihtarname ile hak arama özgürlüğünü aşarak haksız bir sataşma ve muaraza oluşturduğunu, davalı şirketin markalarına tecavüz ve/veya haksız rekabetinin söz konusu olmadığını ileri sürerek müvekkili şirketlerin parfümler üzerindeki marka kullanımlarının ve fiillerinin davalının markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediğinin hükmen tespitine, davalı yanın, davacı müvekkili şirketin “…” markalı parfüm ürünleri ve bunlarla ilintili olarak her türlü kullanımlarına ve fiillerine yönelik müdahalelerinin ve muarazanın önlenmesine, davalının davacı müvekkili şirketin ve iştirakleri ve müşterileri nezdinde itibarını ve ticari ilişkilerini zedeleyen fiilleri nedeniyle, maddi tazminat talepleri saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirketlerin uğradığı manevi zararın tazmini için, 10.000 TL manevi tazminatın, dava tarihi itibariyle bankaların uyguladığı en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme hükmünün gideri davalılardan alınmak üzere ülke çapında yayın yapan, tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilânına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin markasının hükümsüzlüğü ve markanın sicilinden terkini talepleri ile Ankara 1. FSHHM’de dava açıldığını, söz konusu davanın mahkemece reddedildiğini, davacı tarafın haksız saldırı ve sataşma olarak nitelendirdiği eylemlerin Ankara 1. FSHHM tarafından verilen karara da dayanılarak başvurulan kanun yolları olduğunu, müvekkilinin … markasını ciddi olarak kullandığının mahkeme kararı ile sabit hale geldiğini, müvekkilinin kendine ait markanın kullanılmasının önüne geçmek için Cumhuriyet Savcılığına ilk önce asaleten şikayette bulunduğunu, suç birden fazla yerde işlendiğinden birden fazla savcılıkta suç duyurusunda bulunulduğunu, … markasının Türkiye’de müvekkiline ait olduğunu, müvekkili firmadan başka herhangi bir firmanın müvekkilin izni veya muvafakati olmadan … markası ile Türkiye’ye parfüm ithal edemeyeceğini, pazarlayamayacağını, dağıtamayacağını, satamayacağını ve üretemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “…” ibareli davalı markası ile “…” ibaresini içeren davacı kullanımı arasında iltibasa yol açacak kadar benzerlik olduğu, bu marka işaretlerinin aynı veya benzer mal veya hizmetler üzerinde kullanılmaları halinde ilgili tüketici kesimi nezdinde karıştırma ihtimalinin bulunduğu, davacının, davalının “…” markası ile benzer olan tescilsiz markayı, davalının malları ile aynı/aynı tür olan “parfümeri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler” üzerinde kullanmasının, markalar arasında ilgili tüketici kesimi bakımından iltibas riski yarattığı, davalının davacıya karşı men ve ref davası ikame etmesinin hukuki yarara dayandığı, davacının markasının kullanmama nedeni ile iptalinin veya hükümsüz kılınmasının da geçmiş şikayetlerinde hukuki yararı tümden ber taraf edici kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kararın eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayanarak verildiğini, rapora itirazların göz önünde bulundurulmadığını, davacıların parfüm ürünleri üzerindeki “…” markası kullanımı marka ihlali ve haksız rekabet teşkil etmediğini, markaların benzer olmadığını, tarafların … markasını farklı ürünler üzerinde kullandıklarını, diğer taraftan parfüm satın alacak olan kişiler ortalama tüketici olarak değerlendirilemeyeceğini, markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davalı tarafın fiillerinin müvekkili şirkete karşı muaraza oluşturduğunu, davalı şirketin tek amacının müvekkilinin markalarının tesciline engel olarak, parfümeri ve kozmetik sektöründe bir dünya devi olan müvekkillerinin itibarını zedelemek, zarara uğratmak olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markanın haksız rekabet ve marka ihlali oluşturmadığının tespiti ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının malları ile aynı/aynı tür olan “parfümeri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler” üzerinde davacı tarafça kullanılan “…” ibaresinin, davalı adına tescilli “…” ibareli marka ile, ilgili tüketici kesimi bakımından iltibas riski yarattığı, buna göre davalının şikayet haklarını kullanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, bu itibarla davacıların davasının esas bakımından yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70- TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, davacılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip