Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1378 E. 2022/1068 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1378
KARAR NO : 2022/1068
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2020
NUMARASI : 2018/55 E. – 2020/9 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Tasarım Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/01/2020 tarih ve 2018/55 E. – 2020/9 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı şirket ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2016 07632- 2 ve 4 nolu tasarım başvurusuna davalı Şirket tarafından yapılan itirazın YİDK’ın 2017/T-899 sayılı kararıyla kabul edilerek anılan tasarımların iptaline karar verildiğini, oysa dava konusu tasarımlar ile davalı şirkete ait redde mesnet tasarımların farklı bulunduğunu, dava konusu tasarımların, … firması tarafından 11.08.2011 tarihinde kamuya sunulan… serisinin parçaları olduğunu, … tasarımlarının … … ile yapılan 12.12.2013 tarihli sözleşme ile müvekkil şirkete devredildiğini, devir edilen tasarımların tasarımcı şirketin malvarlığından çıkarak müvekkiline geçtiğini, müvekkilinin 2011 yılında, yani davalının itiraza gerekçe gösterdiği 2013/01147 sayılı 02 sıra no’lu tasarım tescilinden önce kamuya sunulan tasarımın sahibi bulunduğunu, yani 2011 senesinde kamuya arz edilen tasarımın müvekkili şirketin tescil başvurusunda bulunduğu tasarımlardan farklı bir tasarım olmadığını, sadece müvekkili tarafından tasarımların adı değiştirilerek … adını aldığını ve bu tasarımlar için dava konusu tescil başvurusunda bulunulduğunu ileri sürerek dava konusu YİDK kararının iptali ile tasarımların tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının dava dilekçesiyle dava konusu tasarımların aslen 11.08.2011 tarihinde … tarafından kamuya sunulan… serisinin bir parçası olduğunu, davacı yanın dava konusu tasarımların müracaat tarihinde yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını haiz bulunmadığını ikrar ettiğini, diğer yandan dava konusu tasarımların müvekkiline ait redde mesnet tasarımlar karşısında da yeni ve ayırt edici olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2016/07632- 02 ve 04 numaralı tasarımların davalı Şirkete ait redde mesnet tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici olduğu ancak dava konusu 2016/07632- 02 sayılı tasarımın … 2011 kataloğunda bulunan tabak tasarımı karşısında yenilik ve ayırt edici nitelik koşullarını sağlamadığı gerekçesiyle 2016/07632-2 nolu tasarım yönünden davacı vekilinin ikrarları da göz önünde bulundurularak davanın reddine, 2016/07632-4 sayılı tasarım yönünden davanın kabulü ile TPE YİDK’nın 2017/T-899 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, somut uyuşmazlıkta dava konusu YİDK karar tarihindeki şartlar gözetilerek karar verilmesi gerektiğini, davalı Kurumun kendisine yapılan itiraz gerekçeleri ile bağlı olduğunu, tasarımın yenilik ve ayırt edici olup olmadığı hususunda resen araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporuyla dava konusu tasarımların redde mesnet tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici bulunduğunun tespit edildiğini, mahkemece de bu husus kabul edilmesine rağmen 2 nolu tasarım yönünden yazılı şekilde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu tasarımların redde mesnet tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, mahkemece alınan bilirkişi kök ve ek bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğu gibi hüküm kurmaya ve denetime elverişsiz bulunduğunu, dava dilekçesinde dava konusu tasarımların yeni olmadığının ikrar edildiğini, ayrıca dava konusu tasarımların redde mesnet tasarımlar karşısında da yeni ve ayırt edici bulunmadığını ileri sürerek davanın kısmen kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK kararının iptali ve endüstriyel tasarım hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığa uygulanması gereken 554 sayılı KHK’nın 5. maddesinde, yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımların belge verilerek korunacağı düzenlenmiş, 6. maddesinde ise yenilik unsuru tanımlanmış ve bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarımın yeni kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere anılan hüküm ile tasarımlar yönünden mutlak yenilik kriteri kabul edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.04.2017 tarih, 2015/13749 Esas, 2017/2336 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere bir tasarımın mutlak yenilik kriterini haiz olup olmadığı resen gözetilmelidir.
554 sayılı KHK’nın 8. maddesinde de “Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden önceki oniki ay içerisinde veya rüçhan talebi varsa, rüçhan tarihinden önceki oniki ay içerisinde tasarımcı veya halefi veya bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından kamuya sunulur veya tasarımcı veya halefleri ile olan ilişkinin suistimali sonucu kamuya sunulursa, bu açıklama 6 ncı ve 7 nci maddeleri çerçevesinde tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez”. düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; davacı vekili hem dava dilekçesinde hem de davalı Şirketin cevabına cevap dilekçesinde, davaya konu tasarımların 11.08.2011 tarihinde dava dışı … firması tarafından kamuya sunulan… serisinin parçaları olduğunu, … serisinin 12/12/2013 tarihinde müvekkili şirketçe devralındığını ve hiçbir değişiklik yapılmadan dava konusu tasarım başvurusuna konu edildiğini beyan etmiş, diğer bir deyişle dava konusu tasarımların 11/08/2011 tarihimde kamuya sunulan tasarımlarla aynı olduğunu ikrar etmiştir. HMK’nın “İkrar” başlıklı 188. maddesinde tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıaların, çekişmeli olmaktan çıkacağı ve ispatının gerekmeyeceği düzenlenmiştir. Anılan madde de ikrarın tanımı yapılmamakla birlikte öğreti ve uygulamada kabul edilen tanıma göre ikrar, görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. II, Ankara, 2001, s. 2037 vd.; Postacıoğlu, İlhan E./Altay, Sümer: Medenî Usul Hukuku Dersleri, İstanbul, 2014, s. 595 vd.; Üstündağ, Saim: Medeni Yargılama Hukuku, C. 1- 2, İstanbul 2000, s. 628 vd.). O halde somut uyuşmazlıkta da başka hiçbir incelemeye gerek kalmaksızın 21.12.2016 tarihinde başvurusu yapılan ve başvuru tarihinden yaklaşık 5 yıl önce kamuya sunulduğu davacı vekilince ikrar edilen dava konusu tasarımların yenilik kriterini haiz bulunmadığının kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/6433 E- 2014/12532 K.,2021/238 E-20224013K sayılı ilamları da aynı yöndedir.
İlk derece mahkemesince de dava konusu 2016 07632-2 sayılı tasarımın davacının ikrarı doğrultusunda yeni ve ayırt olmadığı kabul edilmekle birlikte dava konusu 2016 07632-4 sayılı tasarım yönünden, davacı tarafça yargılama sırasında dosyaya ibraz edilen ve … serisine ilişkin olan katalogta 2016 07632-4 sayılı tasarıma konu ürüne görseli bulunmadığı gerekçesiyle davacının ikrarı dikkate alınmaksızın anılan tasarımın yeni ve ayırt edici olduğu kabulüyle yazılı şekilde karar verilmişse de HMK’nın 188/1 maddesi uyarınca tarafların veya vekillerinin mahkeme önündeki ikrar ettikleri vakıaların çekişmeli olmaktan çıkıp ispatının gerekmeyeceğinden ve esasen dava konusu tasarımların 11.08.2011 tarihinde bahsi geçen katalogla kamuya sunulduğu da iddia edilmediğinden ilk derece mahkemesinin bu kabulü Dairemizce doğru görülmediğinden davalılar vekillerinin bu yönde ilişen istinaf itirazları yerinde bulunmuştur.
Davalı Şirket ve davalı Kurum vekilleri dava konusu tasarımların redde mesnet davalı Şirket tasarımları karşısında da yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürmüşlerse de mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında tasarım uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek bilirkişi raporlarında açıklandığı üzere dava konusu tasarımlar redde mesnet tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici bulunduğundan davalılar vekillerinin bu husustaki istinaf itirazları Dairemizce yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin dava konusu tasarımların başvuru tarihinden yaklaşık 5 yıl önce kamuya sunulduğunu ikrar etmesi karşısında dava konusu tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden ve HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi hükmüne göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden, Dairemizce davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; her ne kadar davacı tarafça tasarım başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararının iptali için açılan işbu davda YİDK karar tarihindeki hukuki duruma göre inceleme yapılması gerektiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava konusu tasarımların redde mesnet tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici olduğunun açıklandığı ileri sürülmüşse de yukarıda ifade edildiği üzere 554 sayılı KHK’nın 6. maddesi ile tasarımlar yönünden mutlak yenilik kriteri kabul edilmiş olup Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.04.2017 tarih, 2015/13749 Esas, 2017/2336 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere bir tasarımın mutlak yenilik kriterini haiz bulunup bulunmadığının resen gözetilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 28/01/2020 gün ve 2018/55 E. – 2020/9 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90.TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80.TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
8-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 48,00.TL posta masrafı ve 148,60 TL istinaf başvuru harcından oluşan toplam 196,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
9-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan ve istinaf başvuru harcından oluşan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

12- Davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı …na iadesine,
13-Davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
14-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip