Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1364 E. 2022/1158 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1364 – 2022/1158
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1364
KARAR NO : 2022/1158
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2022
NUMARASI : 2022/206 E. – 2022/511 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/06/2022 tarih ve 2022/206 E. – 2022/511 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, dava dışı sigortalı şirket tarafından alt taşıyıcı olarak davalı vasıtasıyla Kocaeli’den Ankara’ya taşınan eşyaların, tek taraflı trafik kazası sonucu zarara uğradığını, müvekkili tarafından meydana gelen zararın 30.12.2020 tarihinde sigortalıya ödendiğini, meydana gelen zarardan davalının sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 14.464,71 TL’nin, ödeme tarihi olan 30.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep dava etmiştir.
Davalı vekili, aynı dosyanın mükerrer olarak … Sigorta AŞ vekillerince müvekkil firmadan talep edildiğini ve ilk talepte bulunan vekil ile ödeme konusunda mutabık kalındığını, bu mutabakat sonucunda müvekkiline, tahsilat işlemlerine başlanılmayacağı bildirildiği halde davacının diğer vekili tarafından bu mutabakat dikkate alınmaksızın işlemlere devam edildiğini, davacının aynı dosyadan 2 ayrı vekil ile mükerrer talepte bulunmasının haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu, kaldı ki yaşanan süreç ikinci talepte bulunan vekile izah edilip ilk vekil ile mutabık kalındığı bilgisi verilmesine rağmen ikinci vekil tarafından bedelin tüm ferileri ve müvekkiline ait olmayan masraflar ile müvekkilinden talep edilmesinin haksız ve hukuka aykırı bulunduğunu, davacının ilk vekili ile anlaşıldığı şekilde müvekkilinin 14.02.2022 tarihinde, davacıya 14.464,71 TL’nin ödendiğini, buna rağmen eldeki davanın açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı tarafça, davacıya ödeme yapıldığı ve tarafların sulh oldukları, bu nedenle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulduğu, son arabuluculuk görüşmesinin 14/02/2022 tarihinde yapıldığı, arabulucunun tutanağı sisteme saat 18:11’de taradığı, davalı tarafından ödemenin de 14/02/2022 11:38 ‘de yapıldığı, ancak yapılan ödemenin farklı bir hasar dosyası adı altında yapıldığı, bu nedenle davacının bu hususu fark etmemesinin makul karşılanması gerektiği, dava açıldıktan sonra davacının cevap dilekçesi sunulmadan önce bu hususu mahkemeye bildirdiği, davalının arabuluculuk görüşmeleri yapılırken ödenmiş olan dava konusu alacağın ödendiğini görüşmeler sırasında ve sonrasında davacı tarafa bildirmediği gözetildiğinde; davacının kendi kusurundan veya hatasından kaynaklanan bir nedenle dava açılmasına sebebiyet vermediği, HMK 331. maddesi gereğince dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, HMK’nın 329. maddesinde kötü niyetle haksız dava açılmasının sonuçlarının düzenlendiğini, davacı yanın 2 ayrı vekil ile mükerrer olarak müvekkili hakkında işlem yapması, müvekkiline ilk ihbarı yapan davacı vekili ile sağlanan mutabakata aykırı olarak işlem başlatılması ve durumun davacıya ve ikinci vekile bildirilmesine rağmen haksız işlemlere devam edilmesi hallerinin kötü niyetli olup yerel mahkeme tarafından davacının haksız ve kötü niyetli hareketlerinin dikkate alınmadığını, mutabakat sağlanan bir uyuşmazlıkta, dava ve tüm işlemler öncesinde ödeme konusunda uzlaşı sağlanmış iken mutabakata aykırı şekilde arabuluculuk başvurusu yapılmasının ve dava açılmasının haksız, kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tarafından ilk talep ile ödeme yapılacağı beyan edilmiş iken 2 ayrı hukuk ofisi tarafından mükerrer işlemler ile müvekkilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemeye zorlanmasının kötü niyetli olduğunu ve hukuk önünde korunmayacağını, usul ekonomisi ilkesi gereğince hakimin gereksiz gider yapılmasını önlemek yükümlülüğünün olduğunu, davacının kötü niyeti dikkate alınmaksızın müvekkili firmanın haksız bedeller ödemeye mahkum edilmesinin usul ekonomisi ilkesine aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararında müvekkil aleyhine hükmedilen yargılama gideri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı taraf, sigortalısına ödediği bedelin rücuen tahsili için eldeki davayı açmış, ilk derece mahkemesince de, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinden ise dava açılmasına sebebiyet veren davalının sorumlu bulunduğuna karar verilmiştir. Ancak, işbu davanın açılış tarihi 22.02.2022 olup, dava konusu edilen alacağın tamamı, bu tarihten önce 14.02.2022 tarihine davacıya ödenmiştir. Bu durumda, dava konusu edilen alacağın tamamının dava açılmadan önce ödenmesi karşısında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir. Zira, dava konusu edilen alacak dava tarihinden sonra değil, yukarıda açıklandığı gibi dava tarihinden önce ödenmiştir.
Öte yandan, HMK’nın 326/1 maddesi uyarınca kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilmesi gerekli olup, somut uyuşmazlıkta davacı aleyhine karar verilmesi gerektiğinden, yargılama giderlerinden de davacı sorumludur. Her ne kadar ilk derece mahkemesince, arabuluculuk görüşmesinde davalı tarafça, borcun ödendiğinin bildirilmediği, ayrıca ödemenin de farklı bir hasar dosyası adı altında yapıldığı gerekçeleri ile HMK’nın 331. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden davalı sorumlu tutulmuş ise de yukarıda açıklanan nedenlerle somut olayda HMK’nın 331. maddesinin uygulanma yeri olmadığı gibi davacı sigorta şirketinin, kendisine yapılan ödemeyi basiretli bir tacir olarak bilmesi gerektiğinden ve hasar dosyası numarasının yanlış yazılması, davacının bu sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından, diğer bir deyişle davacının, kendisine yapılan ödemenin hangi hasar dosyası kapsamında yapıldığını tespit edebileceğinden, ilk derece mahkemesinin gerekçesine iştirak edilmemiş, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/06/2022 gün ve 2022/206 E. – 2022/511 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 247,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 166,33 TL’nin, talebi halinde kararın kesinleşmesini müteakip davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 9.200,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından istinaf yargılamasında yapılan 69,60.TL posta masrafı, 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 290,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip resen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70.TL istinaf karar ve ilam harcının, kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde davalıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.