Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1360 E. 2022/1623 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/1360 – 2022/1623
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1360
KARAR NO : 2022/1623
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2018
NUMARASI : 2017/364 E. – 2018/179 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Dairemizce verilen 13/11/2020 Tarih, 2019/501 Esas ve 2020/980 Karar sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/06/2022 Tarih, 2021/1217 Esas ve 2022/5180 Karar sayılı kararı ile bozulmuş olmakla, dosya okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin …, … sayılı “…” ve “… …” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin … ve … sayılı … ve … … ibareli markalarına dayanılarak benzerlik ve karıştırılma ihtimali ile kötüniyet gerekçelerinin ileri sürdüğünü, ancak müvekkilinin markalarının hükümden düşmesi ve kötüniyet iddiasının ispatlanamaması gerekçeleri ile itirazın haklı bulunmadığını, oysa müvekkilinin … ve … sayılı … ve … … ibareli markalarının hukuksal olarak devam ettiğini, müvekkilinin markalarının hükümsüz olarak değerlendirilerek itirazın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu markaların aynı olduğunu, davacı markalarının kapsamı 05. sınıf ve davalı markası kapsamı 03. sınıf olmakla birlikte günümüzde medikal, sağlık ve kozmetik ürünlerinin aynı yerlerde satışa sunulduğunu, eczanelerde artık sadece ilaç değil sağlık, medikal, kozmetik sektörüne yönelik çeşitli ürünlerin bir arada satıldığını, eczaneler ve online satış sitelerinde dermo kozmetik, kozmetik, medikal ürünler, dişçilik ürünleri, ev bakım ürünleri gibi kategorilerdeki ürünlerin bir arada satıldığı satış yerleri bulunduğunu, malların bağlantılı olması sebebiyle markaların karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu, davalı firma ile aralarında “…” markası nedeniyle önceye husumet bulunduğunu, davalının “…” ibareli marka başvurusunda bulunmasının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2017-M-6437 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacı markalarının 05. sınıf malları davalı markasının 03. sınıf malları kapsadığını, davacının her iki markasının da müddet durumda olduğunu, ayrıca davacının … sayılı … markasının başvuru ücreti ödenmediğinden markanın tescil edilmediğini, davalının bu markayı kullanmadığını ve bu belgeyi almayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı…vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, davacının itirazına mesnet markalarının davalının marka başvurusu yaptığı tarihte keza YİDK kararı tarihinde müddet durumda olduğu, uyuşmazlığın, YİDK kararının verildiği tarihteki mevcut bilgi ve belgelere göre karara bağlanacağı, davacının dava konusu markalarının YİDK karar tarihinde dikkate alınmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı, diğer yandan davacının, davalı marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini de talep etmiş olduğu, fakat söz konusu davaların halen derdest olduğu anlaşılmakla bu yönüyle de davacının bir talepte bulunamayacağı, zira davacı davasının esasını teşkil eden “…” ve “… …” işaretleri üzerindeki hak sahipliği iddialarının kesinleşmiş bir ilama dayalı olarak henüz ispat edilememiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkemenin, “kötüniyet” iddiasını değerlendirmediğini, davalı firma ile müvekkili arasındaki husumet itibariyle davalının, müvekkilinin … markasından haberdar olmuş olmasına rağmen markasının aynısını başvuruya konu ettiğini, müvekkilinin mesnet markalarının hukuken müddet marka olmadığını, hukuksal olarak ayakta olduğunu, kararın 556 sayılı KHK hükümlerine aykırı olarak tesis edildiğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NİN 13/11/2020 TARİH VE 2019/501 E., 2020/980 K. SAYILI KARARININ ÖZETİ: Dairemizce, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde, tescil için başvurusu yapılan markanın, tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise tescil edilemeyeceği düzenlenmiş olup, bu düzenlemeden önceki marka tescil başvurusunun sonraki marka tescil başvurusuna engel olabileceği, dolayısıyla bir markanın mesnet alınabilmesi için başvuru aşamasında bulunmasının da yeterli olduğu, önceki marka başvurusuna itiraz edilmesi sonucu bu marka başvurusunun reddedilmesi durumunda da, başvuru hukuken ayakta bulunduğundan, kendisinden sonra yapılan başvurular için redde mesnet alınmasında bir engel olmadığı, zira önceki başvurunun, başvurulduğu tarih itibariyle hukuk dünyasında varlığını sürdürmekte olduğu, bu durumda davacının mesnet markalarının başvurularının reddine dair kararın iptali istemi ile dava açıldığı ve halen Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/455 Esas ve Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/560 Esas sayılı dosyalarının devam ettiği, dolayısıyla davacının itirazına mesnet başvurularının ayakta bulunduğu kabul edilerek inceleme yapılması gerekirken, davacının itirazına mesnet markalarının, davalının marka başvurusu yaptığı tarihte müddet durumda olduğu ve davacının dava konusu markalarının YİDK karar tarihinde dikkate alınmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru bulunmadığı, ayrıca davalının başvurusuna konu ibarenin kapsamında bulunan 3. sınıf emtia ile davacının mesnet markalarının kapsamında bulunan 5. sınıf emtia arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, birbirleri yerine ikame edilebilme, rekabet etme gibi aynı tür sayılma kriterlerini taşımadığı, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinin koşullarının oluşmadığı, bunun yanısıra sırf marka başvurusunun davalının kötüniyetli sayılmasını göstermeyeceği, bunun yanında davalının kötüniyetli olduğuna dair somut bir delilin de dosya kapsamında bulunmadığı gerekçeleri ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 22/06/2022 TARİH VE 2021/1217 ESAS, 2022/5180 KARAR SAYILI KARARININ ÖZETİ: Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince; davacının itiraza mesnet markaları ile davalının başvuru markasının “…” ibaresini taşımakla, aralarında yüksek görsel ve işitsel benzerlik bulunduğunun tartışmasız olduğu, davacının itiraza mesnet markası kapsamında yer alan “….Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç)…” ile davalı başvurusundaki “Diş bakım ürünleri:…..”nin aynı tür ya da birbiri ile ilişkilendirilebilecek emtia olduğu, diğer yandan YİDK kararlarının iptali davalarında YİDK’nın kararın alındığı tarihindeki maddi koşullara göre inceleme yapılmasına karar verilmesi gerekmekte olup, kural olarak YİDK’nın çalışma düzeni ve koşulları itibariyle, kararın sonucunu etkileyebileceği gerekçesiyle mahkemelerde sürmekte olan davaların sonuçlarını uzun bir süre beklemeleri gerektiğinin kabul edilemeyeceği, buna karşın Bölge Adliye Mahkemesince, YİDK kararı sırasında itiraza mesnet markalar müddet olduğu halde, Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/455 Esas ve Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/560 Esas sayılı dosyalarının devam ettiği, bu nedenle YİDK kararının alınması sırasında bu markaların ayakta olduğu durumun gözetilerek karar verilmesi yönündeki gerekçe ile reddinin de doğru görülmediği, öte yandan hükümsüzlük davası yönünden ise; olaya uygulanacak mülga 556 sayılı Marka KHK’nın 8. maddesi uyarınca marka koruması, marka tescil başvurusu tarihinden itibaren başlayacak olup, davacı tarafın hükümsüzlüğe gerekçe olarak gösterdiği … ve … sayılı marka başvuruları reddedilmiş ise de, bu kararların iptali için yukarıda zikredilen davaların açılmış olduğu anlaşıldığından hükümsüzlük davasının o davaların sonucuna göre neticelendirilmesi gerektiğinden, davacı tarafça itiraza gerekçe marka başvurularının reddine dair YİDK kararlarının iptali davalarının sonucu beklenmeksizin hükümsüzlük davasında işin esasına girilmesi doğru olmamış ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22/06/2022 Tarih, 2021/1217 Esas ve 2022/5180 Karar sayılı bozma ilamına Dairemizce uyulmasına karar verilmiş, usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyarınca Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/455 Esas ve Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/560 Esas sayılı dosyalarının akıbetlerinin sorulması amacıyla müzekkere yazılmasına; Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/455 Esas ve Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/560 Esas sayılı dosyalarının sonuçlarının bekletici mesele yapılmasına dair ara karar verilmiştir.
Ankara 1. FSHHM’nin 2014/455 esas ve Ankara 4 FSHHM’nin 2014/560 Esas sayılı dosyalarının akıbetlerinin sorulması amacıyla yazılan müzekkerelere verilen yanıttan, davacının itiraza mesnet gösterdiği markalarının reddine dair YİDK kararlarının iptaline yönelik açılan davaların kabul edildiği ve ilgili kararların kesinleştiği, yani davacının itirazına mesnet gösterdiği başvurularının ayakta olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar Dairemizce, Hukukumuzda markaların korunmasında, tescilde “öncelik” ve “teklik” ilkelerinin egemen olduğu, tescilde önceliğin başvuru tarihi esas alınarak belirlendiği, bir markanın mesnet alınabilmesi için başvuru aşamasında bulunmasının da yeterli bulunduğu, önceki marka başvurusuna itiraz edilmesi sonucu bu marka başvurusunun reddedilmesi durumunda da, başvuru hukuken ayakta bulunduğundan, kendisinden sonra yapılan başvurular için redde mesnet alınmasında bir engel olmayacağı, çünkü önceki başvuru, başvurulduğu tarih itibariyle hukuk dünyasında varlığını sürdürdüğü, davacının itirazına mesnet başvurularının ayakta bulunduğu kabul edilerek inceleme yapılması gerektiği gerekçesi ile değerlendirme yapılması gerektiği yönünde hüküm kurulmuş ise de, Yargıtay bozma ilamında, YİDK kararlarının iptali davalarında YİDK’nın kararın alındığı tarihindeki maddi koşullara göre inceleme yapılmasına karar verilmesi gerekmekte olup, kural olarak YİDK’nın çalışma düzeni ve koşulları itibariyle, kararın sonucunu etkileyebileceği gerekçesiyle mahkemelerde sürmekte olan davaların sonuçlarını uzun bir süre beklemeleri gerektiğinin kabul edilemeyeceği, buna karşın Bölge Adliye Mahkemesince, YİDK kararı sırasında itiraza mesnet markalar müddet olduğu halde, Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/455 Esas ve Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/560 Esas sayılı dosyalarının devam ettiği, bu nedenle YİDK kararının alınması sırasında bu markaların ayakta olduğu durumun gözetilerek karar verilmesi yönündeki gerekçe ile reddi doğru görülmemiş, Dairemizce de uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmıştır.
Yapılan bu inceleme sonucunda da, Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK kararlarının iptali davalarında, YİDK’nın kararının alındığı tarihindeki maddi koşullara göre inceleme yapılması ve karar verilmesi gerekmektedir. YİDK’nın çalışma düzeni ve koşulları itibariyle, kararın sonucunu etkileyebileceği gerekçesiyle mahkemelerde sürmekte olan davaların sonuçlarını uzun bir süre beklemeleri gerektiğinin kabul edilemeyecektir. YİDK kararı sırasında itiraza mesnet markaların müddet olduğu dosya kapsamından anlaşıldığından davacının dava konusu markalarının YİDK karar tarihinde dikkate alınmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı, uyulan bozma ilamı doğrultusunda dava konusu YİDK kararının ibabetli bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük istemine gelince, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemeyecek olup, davalının başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markalarının aynı ibareleri içermeleri nedeniyle madde metninde düzenlenen ilk şartın somut uyuşmazlık açısından gerçekleştiği görülmekte olup, markaların kapsamlarının irdelenmesi gerekmektedir.
Uyulmasına karar verilen bozma ilamında da belirlendiği üzere, davacının itiraza mesnet markası kapsamında yer alan “….Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç)…” ile davalı başvurusundaki “Diş bakım ürünleri:…..”nin aynı tür ya da birbiri ile ilişkilendirilebilecek emtia olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Sonuç itibariyle, davacının itiraza mesnet markası kapsamında yer alan “….Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç)…” ile davalı başvurusundaki “Diş bakım ürünleri:…..” arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, birbirleri yerine ikame edilebilme, rekabet etme gibi aynı tür sayılma kriterlerini taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer yandan, somut uyuşmazlıkta başvuru aşamasında bulunan davacının mesnet markalarının tanınmışlığının da ispat edilemediği ve 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinin koşullarının bulunmadığı anlaşılmış, davalının kötüniyetli olduğuna dair somut bir delilin de dosya kapsamında bulunmadığı görülmüştür.
Ancak, davanın YİDK iptali ve tescil halinde hükümsüzlük davası olduğu, dava konusu markanın ise yargılama sırasında tescil edilmediği, hükümsüzlük davası yönünden somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki koşulların gerçekleştiği belirlenmiş olmasına rağmen hükümsüzlük davası yönünden bir başvurunun tescil edilmemiş olması nedeniyle bir karar verilemeyeceği anlaşıldığından, YİDK iptaline ilişkin davanın reddine hükümsüzlük davası yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK kararının iptaline ilişkin dava yönünden davanın REDDİNE,
2-Dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında bir karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdiren 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinini davacı uhdesinde bırakılmasına,
6-Davalılar … tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
8-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamı gereğince yapılan istinaf duruşması nedeniyle taraflar lehine vekalet ücreti takdir ve tayinine yer olmadığına,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, davalı…vekilinin yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda, yapılan açık yargılama sonucunda 21/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.