Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1349 E. 2022/1465 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1349
KARAR NO : 2022/1465
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2018
NUMARASI : 2017/306 E. – 2018/51 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Dairemizce verilen 07/10/2020 tarih ve 2018/1400 Esas 2020/819 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2022 tarih ve 2021/190 Esas 2022/3946 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş olmakla, dava Dairemizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp incelendi, işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 26.04.2017 tarihinde gerçekleştirdiği 29, 30 ve 35. Sınıf ürün ve hizmetleri içeren, “…+şekil” ibareli, … sayılı marka tescil başvurusunun, Markalar Dairesi tarafından, dava dışı bir firmaya ait “…+şekil” ibareli markalar mesnet alınarak 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca resen reddedildiğini, başvurunun reddi kararının kaldırılması istemiyle yapılan itirazın da YİDK’nın 2017-M-6007 sayılı kararıyla reddedildiğini, oysa redde mesnet alınan markalar ile başvuru konusu işaretin ve kapsamlarındaki ürünler farklı olduğu gibi aralarında aynı tür olma ve ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunma şartlarının bulunmadığını, başvurunun SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca reddinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek başvurularının reddine dair YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6769 sayılı SMK’nın 5/1/-ç maddesi uyarınca aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği, mutlak ret nedeni olan bu hususun Kurum tarafından re’sen nazara alınacağı, redde mesnet alınan dava dışı şirkete ait markaların “…+şekil” ibareli ve biçimli olduğu, “…” ibaresinin markanın esas ve ayırt edici unsuru olduğu, şeklin ayırt edicilikte ikinci planda kaldığı, anılan ibarenin doğrudan vasıf bildirici veya jenerik niteliğinin bulunmadığı, marka olarak somut ve soyut olarak ayırt ediciliğinin yüksek seviyede olduğu, başvuru konusu işaretin de “…+şekil” ibare ve biçimli olduğu, işarette de … sözcüğünün markanın esas ve ayırt edici unsuru olduğu, başvuruda bulunan şeklin de ayırt edicilikte ikinci planda kaldığı, ortalama tüketici ve yararlanıcıların markalarda bulunan sözcük unsurlarını ilk bakışta algılayıp hafızalarında tutacakları, şekilleri hatırlama veya ifade edebilmelerinin herzaman mümkün olmadığı, bu sebeple kısmen farlı bir şekil içeren başvuru konusu işaretin ilk bakışta ve derhâl redde mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde izlenim doğduğu, zira her birinde aynı biçimde okunan ve görünen “…” ibarelerinin göze çarptığı, “…” ibaresinin ortaklığı sebebiyle görsel, sescil ve anlamsal olarak iki işaretin ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları yönünde intiba doğmasının kaçınılmaz olduğu, başvurunun kapsamında bulunan ve reddedilen 29, 30 ve 35. Sınıf ürün ve hizmetlerin tamamının, redde mesnet markaların kapsamında bazen aynı, bazen de farklı ifade biçimiyle aynen yer aldığı, YİDK ret kararının hukuka uygun olduğu, başvuru konusu işaretin 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesinde yazılı mutlak ret nedenini aşmasının olanaksız olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmamış olmasının doğru olmadığını, her iki markada ortak olarak yer aldığı kabul edilen “…” ibareleri arasında, gerek tertip tarzı, renklendirme tekniği, yazım boyutu gerekse de markadaki konumları bakımından bariz farklılıklar bulunduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında aynılıktan/ayniyetten söz edilebilmesi için, markaları oluşturan unsurların tamamen aynı olması gerektiğini, iki marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında aranan birebir/özdeş aynılık ve/veya ayniyet bulunması şartının somut uyuşmazlık bakımından gerçekleşmediğinin kabulü gerektiğini, redde mesnet olarak gösterilen markaların 29. 30. ve 35. sınıftaki mal/hizmetler için tescil edilmiş olmasının, itiraz sahibi şirket ile müvekkili şirketin aynı sektörde faaliyet gösterdiği veya aynı tüketici kitlesine hitap ettiği anlamına kesinlikle gelmeyeceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 07/10/2020 tarih ve 2018/1400 Esas 2020/819 Karar sayılı kararı ile; redde mesnet alınan dava dışı şirkete ait markaların “…+şekil” ibareli ve biçimli olduğu, “…” ibaresinin markanın esas ve ayırt edici unsuru olduğu, şeklin ayırt edicilikte ikinci planda kaldığı, başvuru konusu işaretin de “…+şekil” ibare ve biçimli olduğu, işarette de “…” sözcüğünün markanın esas ve ayırt edici unsuru olduğu, başvuruda bulunan şeklin de ayırt edicilikte ikinci planda kaldığı, ortalama tüketici ve yararlanıcıların markalarda bulunan sözcük unsurlarını ilk bakışta algılayıp hafızalarında tutacakları, şekilleri hatırlama veya ifade edebilmelerinin her zaman mümkün olmadığı, “…” ibaresinin ortaklığı sebebiyle görsel, sescil ve anlamsal olarak iki işaretin ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları, ancak, SMK’nın 5/1-ç maddesinde de belirlendiği üzere ibareler arasındaki ayırt edilemeyecek benzerliğin yanında markaların kapsamlarının aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olması gerektiği, 35/06 grup yönünden davacının başvurusu 29 ve 30. sınıftaki ürünlerin perakendeciliği ile sınırlandırılmışken, redde mesnet markanın 35/06 grupta genel olarak tescil edildiği, aynı/aynıtür benzer olduğundan bahsedilemeyeceği, bu nedenle 35/06 grupta spesifik olarak başvuru yapılmış hizmet sınıfı ile genel nitelikte tescil edilmiş marka aynı/aynı tür benzer kabul edilemeyeceği, bu durumda başvurunun ilanı ve redde mesnet marka sahibinin itiraz etmesi sonucunda, itiraz edenin başvuru kapsamındaki malların satışı hizmeti verip vermediğinin araştırılması suretiyle benzerlik araştırması yapılması gerekeceği, bunun SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında değerlendirilemeyeceği, bilirkişi raporunda, davacının başvurusu kapsamında bulunan, 35/5 sınıftaki; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri…” hizmetlerinin davalının mesnet aldığı markanın kapsamında bulunmadığının belirlendiği, bilirkişi raporunda belirlenen sınıflarda davacının başvurusu ile davalının mesnet aldığı markanın SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile YİDK’nın 2017 M 6007 sayılı kararının 35/5. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağ dahil). Yenilenebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuruyemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” bakımından iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. .

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 24/05/2022 TARİH VE 2021/190 ESAS 2022/3946 KARAR SAYILI İLAMININ ÖZETİ: Yargıtay 11. Hukuk Dairesince; kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, davalı vekilinin tüm temyiz istemlerinin reddine, davacı vekilinin markalar arasındaki benzerlik ile ilgili temyizine gelince; davacının marka başvurusunun “… + üç yapraklı şekil”, redde gerekçe gösterilen markaların ise “… + % (yüzde işareti şekli)” görünümünde olup, her iki markada “…” ibaresi ortak ise de markaların farklı şekil unsurlarını barındırdığı, marka başvurusunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-ç maddesi uyarınca mutlak sebeple reddi için markalara konu işaretlerin ya tamamen aynı ya da ilk bakışta farkedilemeyecek ölçüde yüksek benzerliğe sahip olması gerektiği, somut olayda şekil unsurları bakımından markalar arasında farklılık bulunduğundan, davacı … başvurusunun, davalı … tarafından mutlak nedenle reddi kararının yerinde olmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru bulunmadığı gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 24/05/2022 Tarihli, 2021/190 Esas ve 2022/3946 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Somut olaya uygulanması gereken SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan işaretler marka olarak tescil edilemeyecektir. Ancak bu maddenin uygulanabilmesi için başvuru konusu işaret ile redde mesnet markanın ya aynı yahut da ayırt edilemeyecek kadar benzer olması gerekli olup, ayırt edilemeyecek derecede benzerlikten kastedilen de biçim, renk, sözcük ve düzenleme tarzı itibariyle iki işaret arasında çok dikkatli bakılmadıkça farkedilemeyecek derecede bir benzerliktir.
Bu kapsamda somut uyuşmazlık irdelendiğinde, iddia, savunma ve uyulan bozma ilamı ile tüm dosya kapsamına göre, davacının marka başvurusunun “… + üç yapraklı şekil”, redde gerekçe gösterilen markaların ise “… + % (yüzde işareti şekli)” görünümünde olduğu, her iki markada da “…” ibaresi ortak unsur olarak bulunmakta ise de, markaların farklı şekil unsurlarını barındırması nedeniyle davacının marka başvurusunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-ç maddesi uyarınca mutlak sebebi ile karşılaşmayacağı, zira marka başvurusunun SMK’nın 5/1-ç maddesi kapsamında reddedilebilmesi için markalara konu işaretlerin ya tamamen aynı ya da ilk bakışta farkedilemeyecek ölçüde yüksek benzerliğe sahip olması gerektiği, somut olayda şekil unsurları bakımından markalar arasında farklılık bulunduğundan, davacı … başvurusunun, davalı … tarafından mutlak nedenle reddi kararının yerinde olmadığı anlaşılmış olup, davanın kabulüne dair aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile …nun 2017-M-6007 sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 49,30-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde 63,25-TL posta gideri ile istinaf aşamasında yapılan 201,83-TL tebligat ve posta gideri, 4.500,00-TL bilirkişi ücreti, 31,40-TL başvuru harcı, 31,40-TL peşin harç, 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 267,80 TL temyiz yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 5.193,78-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı Kurum tarafından temyiz aşamasında yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.353),
7-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
8-Davalı … Kurumundan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80-TL’nin anılan davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamı gereğince yapılan istinaf duruşması nedeniyle taraflar lehine vekalet ücreti takdir ve tayinine yer olmadığına,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, davalı … vekilinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 23/11/2022 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip