Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1347 E. 2022/1249 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1347
KARAR NO : 2022/1249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2022
NUMARASI : 2021/645 E. – 2022/337 K.

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Men’i ve Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/04/2022 tarih ve 2021/645 E. – 2022/337 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı, kendisinin 09/04/2007 tarihinde Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne müracaat ederek …Hastanesi ve… Hastanesinde beyin cerrahi bölümünde ameliyat edilen hastalara kullanılan malzemeler ile ilgili yolsuzluk yapıldığını, Devletten haksız kazanç sağlandığını, işin medikal firmalar ile doktorlar arasında anlaşmalı olarak gerçekleştirildiğini, bu medikal firmalarının… isimli firmalar olduğunu, SGK ve Vergi Müdürlüklerinin zarara uğratıldığını belirterek ihbarda bulunduğunu, bu ihbarların suçlardan zarar gören iki ortaklı … Ltd. Şti.’nin şirket ortağı olması sebebiyle kendisi ile babası … tarafından yapıldığını, … Ltd. Şti.’nin de ortağı olduğunu, her iki şirketin de sorumlu müdürü ve tüzel kişilik temsilcisi bulunduğunu, … … Ltd. Şti.’nin gayrifaal olması sebebiyle ticaret sicil müdürlüğü tarafından silindiğini, … Ltd. Şti.’nin de gayrifaal ve münfesih durumda olmasına rağmen devam eden davalar nedeniyle terkininin yapılmadığını, yolsuzlukları KOM’a bildirmeleri üzerine soruşturma başlatıldığını, hastalara doğrudan temin yolu ile verdikleri tıbbi malzemelerin ödemelerini alamadığı ve bayiliklerini kaybetmesi sebebiyle … … Ltd. Şti.’nin zararının büyük olduğunu, davalılara Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/168 esas sayılı dosyasında görevi kötüye kullanmaya azmettirmek suçlarından cezalar verildiğini, davalıların sahte yetki belgesi kullandıklarının, evrakta sahtecilik yaptıklarının, sahte fatura kullanarak fiyat düşürdüklerinin, ihaleye fesat karıştırma sebebiyle görevi kötüye kullandıklarının, rüşvet alıp vererek haksız rekabet yaptıklarının tespit edildiğini, haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar görenin haksız fiilden doğan tazminat isteminin zamanaşımına uğramış olsa bile her zaman bu borcu ifadan kaçınabileceğini, haksız rekabet nedeniyle uğradıkları zararların ve sıkıntıların halen sürmekte olduğunu, bu nedenle davalıların ve firmaların haksız rekabetten men’ini ve firmalarının da haksız rekabet dolayısıyla oluşan zararlarının da tazmin ettirilerek ref’ini talep ettiğini ileri sürerek, davalıların haksız rekabetinin tespitine, men’ine, ref’ine, şirketlerinin ve ortaklarının uğradığı 2.500.000,00-TL maddi ve 500.000,00-TL manevi zararın, davalılardan eylemleri oranında alınarak tazminine, zarar gören şirket ortağı babası …’ın davaya katılan olarak kabul edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davacının hem şahsı hem de ortağı ve mesul müdürü olduğu … Ltd. Şti. ile … … Ltd. Şti. adına haksız rekabetin men’i ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat talep etmiş ise de, davacının ortağı ve mesul müdürü olduğu … … … Ltd. Şti.’nin 25/09/2013 tarihinde Ticaret Sicilden re’sen terkin edildiği, terkin ile aktif husumet ehliyetinin sona erdiği, … … Ltd. Şti.’ni temsil yetkisinin ise 06/01/2016 tarihinde sona erdiği, bu nedenle dava tarihi itibariyle şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, bu haliyle her iki şirket yetkili temsilcisi olarak aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, ayrıca davacının duruşmada da belirttiği üzere davacının her iki Devlet Hastanesindeki doğrudan temin usulüne dair alımlara ortağı ve mesul müdürü olduğu her iki şirket adına başvuruda bulunması nedeniyle şahsının zarar gördüğünden bahisle tazminat talep edemeyeceği, bu haliyle davacının şahsı adına da iş bu davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf başvuru dilekçesinde, 6102 sayılı TTK madde 56/1’de açıkça haksız rekabetten ötürü müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri yahut başka ekonomik faaliyetleri zarar gören kişiler veya bu zarar tehlikesi ile karşı karşıya kalan kişiler haksız rekabetten doğan davaları açmaya yetkili olduğunun belirtildiğini, maddede tüzel kişilik, gerçek kişilik ayrımı yapılmadığını, haksız rekabet eylem ya da eylemlerinden tüm zarar gören, zararının da haksız rekabetle illiyet bağını ispat edecek bütün kişilere dava açma hakkının tanındığını, bundan başkaca sınırlama getirilmediğini, dava açma hakkı bizzat zarara uğrayan kişilere tanındığından, tüzel kişinin zarara uğraması halinde tüzel kişilik adına dava açma hakkının tüzel kişilik temsilcisinde olduğunu, limited şirketlerde de tüzel kişiliğin temsilcisi veya ortaklarının haksız rekabet dolayısıyla, 6102, 6183 ve 213 sayılı Kanunlarda ilgili diğer kanunlarda belirtilen sorumluluklarında olduğu gibi tüm yasal sorumlulukları dolayısıyla haksız rekabet sebebiyle bu sorumluluklarını yerine getirmemekten doğan zararları sebebiyle tüzel kişilikle birlikte doğrudan zarar gören olduğu için, şahsi zarar gördüğünü iddia edip kendi adlarına da dava açabileceğini, zira tüzel kişiliğin zarar etmesi demenin onların da zarar etmesi demek olduğunu, şahsi zararlarının kanıtlarını da dosyaya sunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve tazminat
istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı asılın adli yardım talebin de bulunduğu görülmekle HMK’nın 344 ve devamı maddelerinde yapılan düzenlemeler ve davacı için adli yardım şartlarının oluştuğu gözetilerek, davacının adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek istinaf incelemesine geçilmiştir.
Yargıtay 11. HD.’nin 31.10.2016 tarih ve 2016/9938 E.- 8528 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere “6762 sayılı TTK’nın 58. maddesi ile de haksız rekabet davalarında kimlerin davacı olabileceği düzenlenmiş, buna göre, haksız rekabet sebebiyle zarar gören veya zarar görme tehlikesi bulunan kişilere dava açma hakkı tanındığı gibi, ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşterilerin de dava açabileceği, ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumların da bir kısım davaları açabileceği kabul edilmiştir. Kanun ile dava açma hakkı, ekonomik çıkarları yönünden zarara uğrayan ya da zarar görme tehlikesine maruz kalan kimselere tanınmış olduğundan, tüzel kişilerde doğrudan zarara uğraması söz konusu olmayan ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin şahsen dava açmaya hakkı yoktur. (Arkan, Sabih; Ticari İşletme Hukuku, 22. Bası, s. 339 vd.)”.
Somut uyuşmazlıkta da davacı tarafça, davalıların haksız rekabeti nedeniyle uğradığını iddia ettiği tüm zararlar, davacının dava dışı … Ltd. Şti. ile … … Ltd. Şti.’nin ortağı olmasından kaynaklana zararlardır. Bu durum karşısında mahkemece, davacı ortağın anılan şirketlerin uğradığını ileri sürdüğü haksız rekabet iddiasına dayalı olarak açılan işbu davada, aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip