Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1345 E. 2023/208 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1345
KARAR NO : 2023/208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2018
NUMARASI : 2017/233 E. – 2018/226 K.

DAVACI : … – (T.C. No: …)
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Endüstriyel Tasarıma Tecavüzün Tespiti, Ref’i, Maddi ve
Manevi Tazminat

Dairemizce verilen 07/02/2020 tarih, 2018/1985 E. – 2020/149 K. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/05/2022 tarih 2020/1455 E. – 2022/4194 K. sayılı kararı ile bozulmuş olmakla, dosya okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin Ankara’da 1970 yılından beri mobilya tasarım, üretim ve satışı alanında faaliyet gösterdiğini ve kendine has çizgilerle tasarladığı ve ürettiği mobilyaların … no’lu tasarım tescili belgesi ile korunduğunu, müvekkili ile davalı şirketin mağazalarının çok yakın olduğunu ve çevredeki iş yeri sahiplerinin ihbarı ile davalı tarafından müvekkilinin ürünlerinin aynısının üretim ve satışının yapıldığını öğrendiklerini, bu durumun Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/21 D. iş dosyası ile tespit edildiğini ileri sürerek, davalının eylemlerinin müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitini, durdurulmasını, önlenmesini ve şimdilik 1.000,00-TL maddi, 50.000,00-TL manevi tazminatın, zararın tespit tarihi olan 30.05.2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikten davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 31.05.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 10.000,00 TL’ne yükseltmiş ve alacağa tespit tarihi olan 30.05.2017 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin sadece satış mağazası şeklinde faaliyet gösterdiğini, davacı ürününün müvekkili tarafından üretilmediğini, söz konusu ürünün benzerlerinin bir çok mağazada satılmakta olduğunu, tasarımın davacıya ait bulunduğunu bilebilecek durumda olmadığını, ayrıca dava konusu ürünler arasında farklılıklar bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalıya ait iş yerinde tespit edilen ürünlerin, davacıya ait … sayılı tescile konu ürünlerle ayniyete yakın derecede benzer gösterdiği, ancak tespit konusu ürünlerin dava dışı … Ltd. Şti. tarafından üretilmiş olduğu ve anılan şirket adına 09.12.2016 tarihinden itibaren 2016/08163 sayı ile tescilli bulunduğu, davacıya ait … sayılı tescile konu tasarımların ise başvuru tarihinin 02.09.2016 olduğu, yani dava dışı … Ltd. Şti.’nin tasarımının, başvuru tarihine göre 3 ay öncesine ait bulunduğu, 6769 sayılı SMK’nın 155. maddesi uyarınca marka, patent veya tasarım hakkı sahibinin, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı adına tescilli … sayılı tasarım hakkına davalının tecavüzünün önlenmesine, davalının işyerinde teslim alınıp yed-i emin bürosuna konulan ürünlere el konulmasına ve imhasına, 625,00 TL maddi tazminatın 30.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 10.000,00 TL manevi tazminatın 30.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporunda belirtilen, hayatın olağan akışı çerçevesinde “bir 3’lünün fiyatı 1 berjerin fiyatının 3 katıdır” şeklindeki görüşün kabulünün mümkün olmamakla birlikte Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/21 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda “… isimli iş yerinde “…” isimli kanepelerin satışa sunulduğu, satış fiyatının (2 adet 3’lü kanepenin) 7.500-TL (peşin) olduğu” şeklinde görüş bildirildiğini, Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2017/11396 sayılı dosyası ile de davalı adresine gidildiğinde, 2 adet tasarım tesciline tecavüz eden ürünün yed-i emin deposuna kaldırıldığını, 7.500 TL.’nin kanepenin takım halinde satış fiyatı olmayıp, yalnızca 2 adet 3’lü kanepe fiyatını belirttiğini, hal böyle iken 18.04.2018 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi heyeti raporunda 2 adet kanepenin fiyatının 5.625,00 TL olarak gösterilmesinin yapılan hesaplama hatasını açıkça ortaya koyduğunu, yine bilirkişilerin 2.500 TL.’ye alındığını iddia ettikleri ürünle ilgili de bir faturanın ibraz edilemediğini, yalnızca her zaman düzenlenebilecek nitelikte adi yazılı bir evrakın dosyaya sunulduğunu, kaldı ki bu koltukların konsinye olarak alındığının açıkça davalı yanca beyan edildiğini, bilirkişi raporunda resmi evrak olmayan alelade bir belgenin tazminat hesabına konu edilerek miktarın düşürülmesinin hatalı ve kabul edilemez olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin mağazasında teşhire koyduğu mobilyanın, dava dışı …. Şti. tarafından üretilmiş ve anılan şirket adına 09.12.2016 tarihinden itibaren 08163 sayı ile tescilli bir ürün olduğunu, bu halde davacı ile dava dışı …’nın benzer ürünler için tescillenmiş tasarımları arasındaki benzerlik nedeniyle müvekkilinin cezalandırılmasının anlaşılamadığını, tasarımı tescilli olan ürünü satışa sunan müvekkilinin, üreticiden önce rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahibi olduğunu bilme durumunun olmadığı gibi bu nedenle bir sorumluluğunun da bulunmadığını, SMK.’nın 153. maddesi uyarınca müvekkiline karşı dava açılamayacağını, davacının herhangi bir maddi zararının bulunmadığı gibi hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, maddi ve manevi tazminat için 30.05.2017 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, aynı şekilde maddi tazminat yönünden kabul edilen miktarın 625,00-TL olmasına karşın, davacı lehine maddi talepler yönünden 3.145,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ıslahla birlikte toplam tazminat talebinin 60.000,00-TL olması karşısında, kabul edilen miktarın 10.625,00-TL olup, yargılama giderinin 1/6 oranında paylaştırılması gerekirken 1/2 oranında paylaştırılmasının da hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 07/02/2020 tarih ve 2018/1985 Esas, 2020/149 Karar sayılı kararıyla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/06/2018 gün ve 2017/233 E. – 2018/226 K. sayılı kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulü ile davalı tarafın, davacının adına tescilli … sayılı endüstriyel tasarımdan doğan haklarına gerçekleştirdiği tecavüzünün tespitine, önlenmesine, davalının işyerinde teslim alınıp yed-i emin bürosuna konulan ürünlere el konulmasına ve imhasına, 2.500,00 TL maddi tazminatın 30.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın 30.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 30/05/2022 TARİH VE 2020/1455 ESAS, 2022/4194 KARAR SAYILI KARARININ ÖZETİ: Dairemiz kararının taraf vekillerince temyizi üzerine, anılan Yargıtay ilamı ile özetle, davacı vekilinin bütün, davalı vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, ancak somut olayda davalının fiili kullanımına dayanak yaptığı tescilli tasarımının başvuru tarihinin, davacının tescilli tasarımının başvuru tarihinden sonraki bir tarih olmakla, davalının kullanımını dayandırdığı tescilli tasarımın 6769 sayılı SMK’nın 155. maddesindeki düzenleme uyarınca, eylemlerin tecavüz teşkil ettiğini ortadan kaldırmaz ise de; tescilli tasarımların birbirine olan benzerliği, taraflar arasındaki ilişkiler ve yakınlık, tasarıma konu ürünün tanınmışlığı ve piyasadaki satışının yaygın olup olmadığı gibi hususlar göz önüne alınarak davalının, davacıya ait önceki tasarımdan haberdar olup olmadığı veya önceki tasarımı bilebilecek durumda olup olmadığı hususunun tespit edilerek, maddi ve manevi tazminat istemleri bakımından değendirilme yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle Dairemiz kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, ref’i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Davacı adına tescilli endüstriyel tasarıma tecavüz teşkil eden ürünlerin davalı tarafından piyasaya sunulduğu, bu eylemin davacının tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğu, her ne kadar istinaf dilekçesinde davalı tarafça piyasaya sunulan ürünün, satın alındığı şirket adına tescilli tasarım kapsamında olduğu belirtilmiş ise de dilekçe ekinde sunulan tasarım siciline göre bu tasarımın başvuru tarihinin 09.12.2016 olduğu, davaya dayanak davacı tasarımının ise 02.09.2016 başvuru tarihli bulunduğu, dolayısıyla davalı tarafça piyasaya sunulan ürünün, tescilli tasarım kapsamında kaldığına ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı, davacının talep edebileceği toplam maddi tazminat miktarının, 7.500,00 TL- 5.000,00 TL= 2.500,00 TL olduğu, tespit edilen bu meblağın, BK’nın 50. maddesine de uygun bulunduğu, davalının iş yerinde bulunan ürün sayısı, ürünlerin niteliği ve değerleri ile tecavüzün süresi dikkate alındığında, 5.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu, yine dava dilekçesinde hem maddi hem de manevi tazminat istemleri yönünden ticari faiz talep edilmesine rağmen, ilk derece mahkemesince hükmedilen maddi tazminat tutarına avans, manevi tazminat tutarına ise yasal faiz yürütülmesi hususunun davacı tarafça istinaf itirazına konu edilmediğinden, davalı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu konuları, Yargıtay bozma ilamının dışında kalmakla kesinleşmiştir.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında da açıklandığı üzere, davalının fiili kullanımına dayanak yaptığı tescilli tasarımının başvuru tarihinin, davacının tescilli tasarımının başvuru tarihinden sonraki bir tarih olsa da tescilli tasarımların birbirine olan benzerliği, taraflar arasındaki ilişkiler ve yakınlık, tasarıma konu ürünün tanınmışlığı ve piyasadaki satışının yaygın olup olmadığı gibi hususlar göz önüne alınarak davalının, davacıya ait önceki tasarımdan haberdar olup olmadığı veya önceki tasarımı bilebilecek durumda olup olmadığı hususlarının tespit edilerek, maddi ve manevi tazminat istemleri bakımından değendirilme yapılması gereklidir.
Dairemizce de bu amaçla üretici olmayıp sadece satıcı olan davalı şirketin fiili kullanımına dayanak yaptığı tescilli tasarım ile davacının tescilli tasarımının başvuru tarihleri, tescilli tasarımların birbirine olan benzerliği, taraflar arasındaki ilişkiler ve yakınlık, tasarıma konu ürünün tanınmışlığı ve piyasadaki satışının yaygın olup olmadığı gibi hususlar göz önüne alınarak davalının, davacıya ait önceki tasarımdan haberdar olup olmadığı veya davacının önceki tasarımını bilebilecek durumda bulunup bulunmadığı hususlarında inceleme yapılması amacıyla, önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Dairemizce alınan ve aralarında endüstri mühendisinin de bulunduğu heyetçe düzenlenen 05.01.2023 tarihli ek bilirkişi raporunda, kıyaslanan tasarımların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, her iki tarafın da Türkiye’nin ve Dünya’nın bir çok yerine satış yapan büyük firmalar oldukları, dolayısıyla TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca basiretli tacir gibi davranmalarının gerektiği, … tarafından oluşturulan tasarım sicilinin de aleni olduğu, somut uyuşmazlıkta da taraflar arasındaki ilişkiler ve yakınlığın, davalı tarafın dava konusu tasarımı kullanımına izin verecek mahiyette olmadığı, tasarıma konu ürünün tanınmışlığının ve piyasadaki satışının yaygın olup olmadığının da sonuca bir etkisinin bulunmadığı bildirilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça müvekkili şirketin kuruluş tarihinin 2017 yılı olduğu, bu husus da nazara alınırsa müvekkili şirketin dava konusu ihlali bilebilecek durumda bulunmadığı, bilirkişi raporunda Yargıtay bozma ilamında istenen hiçbir hususun araştırılmadığı belirtilmiş ise de, davacıya ait tasarım tescil belgesine göre davacının adresi “…” olarak belirtilmiştir. Aynı adres dava konusu uyuşmazlık hakkında verilen Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/24 D.iş sayılı ihtiyati tedbir kararında da yer almaktadır. Davalının adresi ise “…”‘dır. Davacı vekilince de yargılama boyunca davalının, müvekkilinin adresinin hemen yanında veya çok yakınında ihlal konusu ürünü sattığı ileri sürülmüş, davalı tarafça da bu konuda herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Dolayısıyla Dairemizce de aynı semtte, birbirine yakın adreslerde ve aynı sektörde faaliyet gösteren ve her ikisi de yurt içi ve yurt dışı ölçekte satışlar yapan tarafların, birbirlerinin tasarımlarından haberdar olmadıklarının söylenemeyeceği kabul edilmiş, bilirkişi raporundaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde davalının, davacıya ait önceki tasarımdan haberdar olduğu veya önceki tasarımı bilebilecek durumda bulunduğu sonucuna varılmış ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı tarafın davacının adına tescilli … sayılı endüstriyel tasarımdan doğan haklarına gerçekleştirdiği tecavüzünün TESPİTİNE, ÖNLENMESİNE, davalının işyerinde teslim alınıp yeddiemin bürosuna konulan ürünlere EL KONULMASINA VE İMHASINA,
2-2.500,00-TL maddi tazminatın 30/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-5.000,00-TL manevi tazminatın 30/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Fazlaya dair istemin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 512,32-TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı toplamı olan 185,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 326,92-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNE’YE İRAD KAYDINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen tecavüzün tespiti ve önlenmesi talepleri için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 2.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisi vekille temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/3. maddesi uyarınca maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceğinden, 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davalı kendisi vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacının tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 230,5‬0-TL posta ve tebligat gideri ile istinaf aşamasında yapılan 175,97-TL posta tebligat gideri, 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 2.304,57‬-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 288,07-TL’ye 31,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvurma harcı, 154,00-TL ıslah harcı, 267,80-TL temyiz yoluna başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 772,67‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafından istinaf aşamalarında yapılan 2.250,00-TL bilirkişi ücreti, 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 267,80-TL temyiz yoluna başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 2.615,9‬0-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.288,91-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
13-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
14-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 182,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
15-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 181,45-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine,
16-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamı gereğince yapılan istinaf duruşması nedeniyle taraflar lehine vekalet ücreti takdir ve tayinine yer olmadığına,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, davalı vekilinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 22/02/2023 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip