Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1293
KARAR NO : 2022/1133
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2022
NUMARASI : 2022/55 E. – 2022/118 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Tescili
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 31/03/2022 tarih ve 2022/55 E. – 2022/118 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli marka başvurusuna davalı şirketin “…” ibareli markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddine karar verildiği, ancak davalı şirketin bu karara karşı itiraz ettiğini ve itirazın YİDK tarafından kabul edilkerek başvurularının reddine karar verildiği, oysa taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, zira benzerlik değerlendirmesinde temel alınması gereken unsurların “…” ve “…” ibareleri olduğunu, “…” ibareli markayı davalı şirketin ihdas etmediğini, “…” ibaresinin tasviri bir işaret ibaret olup söz konusu ibarenin aynı sektörde faaliyet gösteren tüm tacirlerin kullanımına açık bulunduğunu, tasviri bir ibare olan “…” ibaresinin tekel altına alınamayacağını ileri sürerek YİDK’ın 2017-M-10683 sayılı kararının iptali ile 2016/11249 sayılı marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markalarının benzer olduğunu, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin “…” ve “… …” markalarının dünya çapında tescilli bulunduğunu, yüksek ayırt edicilik ve tanınmışlığı haiz, tüketici nezdinde görüldüğünde doğrudan müvekkili ile özdeşleştirilen markalar olduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin tanınmış “…” ve “…” … markaları ile tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacak derecede benzer bulunduğunu ve birebir müvekkilinin tescilleri ve kullanımı dahilindeki mal ve hizmetleri kapsadığını, markanın tertip tarzının müvekkilinin markaları ile aynı olduğunu ve bunun da benzerliği daha da arttırdığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “…” ibareli marka ile davalı şirkete ait “… …” ve “…” ibareli redde mesnet markalarda yer alan “…” ibarelerinin İngilizce’de sırasıyla “buhar, buharlaşma” ve “ovma, sürtme” anlamlarına geldiği, bir bütün olarak ise toplumda ve ticari hayatta “buharlaşan merhem” anlamında kullanıldığı, söz konusu ibarenin bu anlamıyla uyuşmazlık konusu “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.” malları bakımından tanımlayıcı olduğu ve ayırt edici niteliği haiz bulunmadığı, sayılan mallar bakımından dava konusu markadaki esas unsurun “…” ibaresi olduğu , anılan malların tüketici kitlesi de dikktae alındığında redde mesnet markalarla karıştırılma ihtimali bulunmadığı, diğer mallar yönünden ise iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu YİDK kararının 5.Sınıf“İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.” malları bakımından iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece de tespit edildiği üzere “…” ibaresinin buharlaşan merhem üreten pek çok firma tarafından marka içeriğinde tali unsur olarak kullanıldığını, anılan ibarenin ayırt ediciliği bulunmayan tanımlayıcı bir ibare olduğunu, bu nedenle iltibas değerlendirmesinde dikkate alınmayacağını, uyuşmazlık konusu olan 3. Sınıf mallar ilk derece mahkemesince … ibaresinin tanımlayıcı kabul edildiği 5. sınıf“İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.” mallarının bağlantılı olarak üretebilecek ürünler olduğunu, ayrıca başvuru kapsamında 5. Sınıfta yer alan “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular.” mallarının da yoğun olarak tıbbi, veterinerlik ve diş hekimliği ile ilgili ve kimyasal bileşenler içeren ürünlerin üretimine ilişkin bulunduğu, bu ürünlerin de diş hekimi, doktor ve veterinerlerin yönlendirmesi ve önermesiyle tüketici ile buluşturulabilecek ürünler olduğundan markaların tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında iltibas tehlikesi bulunduğunu, zira her iki markada da “…”…” ibaresinin ön planda olduğunu, davalı markasının yaygın bilinirliği dikkate alındığında bu durumun iltibasa neden olacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili, ilk derece mahkemesinin kabulünün aksine “…” ibaresinin tanımlayıcı olmadığını, bu yönde dosyada hiçbir delilin bulunmadığını, müvekkilinin yaklaşık bir asra yakın süredir “… …” ibareli markası ile satışa sunduğu merhemin tüm dünyda tüketicilerin öksürük ve soğuk algınlığı tedavilerinde güvendiği ve başvuruduğu bir ürün olduğunu, “…” markasının ilk olarak müvekkili tarafından yaratıldığını, ayırt ediciliğinin yüksek bulunduğunu, “…” ibaresinin İngilizcenin ana dil olduğu ülkelerde dahi tescilli bulunduğunu, müvekkilinin markasını oluşturna” …” ibaresinin sözlükte karşılığının bulunmadığını, ne müvekkili markasının ne de müvekkili markasnın taklidi olan dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin tanımlayıcı olduğunu, markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, uyuşmalık konuus 3. Ve 5. Sınıf malların müvekkili marklarının kapsamında da yer aldığını, davacı tarafça müvekkilinin “…” ibareli marklarının hükümszlüğü istemiyle İstanbul 2. FSHHM’nin 2018/188 esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda … ibraesnin tanımlayıcı olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verildiğini, yine müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul 1 FSHHM’nin 20185/149 esas sayılı dava dosyasında açıtkları davada alınan bilirkişi raporunda, davacı şirketin kullanımlarının müvekkili markalarına tecavzü oluşturudğunun belirtildiğini, davacının dava konusu markayı aynı zamanda müvekkilinin ürün ambalajının takliti olan bir ambajla kullandığını, davacı başvurusunun kötüniyeli olduğunu, müvekkili markasının çok yüksek tanınmışlığa sahip olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın tümden reddini istemiştir.
GEREKÇE :1- Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ve başvurunun tescili istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, marka başvurusunun iltibas nedeniyle reddine karar verilen YİDK kararının iptali davasında dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu savunmasının dinlenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; işlem dosyasının incelenmesinden, davacı Şirketin “…” ibaresini , 3.(1-6 alt gruplar) ve 5.(1-7 alt gruplar) sınıf mallar yönünden tescili için 2016/11249 sayılı marka başvurusunda bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca tarafından başvuru kapsamında 5. Sınıfın 4. Alt grubunda yer alan malların çıkarıldığı, kalan mallar yönünden başvurunun ilanına karar verildiği, başvurunun ilanı üzerine davalı Şirketin itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddine karar verildiği, bu karara karşı davalı Şirketin yeniden inceleme talebinin YİDK’ın 2017-M-1063 sayılı kararıyla kabul edilerek, başvuru ile davacı Şirketin itirazına mesnet “…” ibareli ve “…” asıl unsurlu markaları arasında iltibas bulunduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar verildiği, anılan kararın başvuru sahibi davacıya 19/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve işbu davanın iki aylık yasal süre içerisinde 09/02/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince başvurunun reddedildiği 5.Sınıf“İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.” malları markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin tanımlayıcı olduğu, bu nedenle sayılan mallar bakımından taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluşmadığı buna karşın başvuru kapsamında yer alan diğer mallar yönünden anılan ibare tanımlayıcı bulunmadığından taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık başvuru kapsamında bırakılan 3. Sınıf mallar ile 5. Sınıfta yer alan “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular.” malları yönünden dava konusu başvuru ile davalı Şirketin “…” ibareli ve “…” asıl unsurlu redde mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 81-b maddesi anlamında iltibas koşullarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Somut olaya uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; yukarıda açıklandığı üzere dava konusu başvuru “…” ibaresinden, redde mesnet davalı markalarında “…” ve “… …” ibarelerinden oluşmaktadır. Görüldüğü üzere taraf markaları arasındaki benzerlik, “… ” ibaresinin kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Ancak taraf markalarında ortak olarak “…” ibarelerine yer verilmişse de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 31/03/2022 günlü 2020/7106 E-2022/2650K sayılı ilamında “…” ibaresinin “Buharlaşan Merhem “anlamına geldiği göz önünde bulundurulduğunda anılan ibarenin tescilli olduğu sağlık ve temizlik ile ilgili tüm sınıflar yönünden tanımlayıcı olduğu kabul edilerek edilerek “… …” ibareli başvuru ile davacının “…” ve “… …” ibareleri markalarının benzer olmadığı sonucuna varılmıştır. Buna göre somut olay bakımında da 3. ve 5. sınıfta yer alan sağlık ve temizlik ile ilgili mallar yönünden, tescil istenen dava konusu başvuruda “…” ibaresinin yer almasının, tek başına taraf markaları arasında iltibasa neden olmayacağının, marka işaretleri arasındaki farklılıkların dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağladığının Dairemizce kabulü gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporlarındaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Her ne kadar davacı tarafça, dava konusu başvurunun tescil edilmesi talep edilmiş ise de YHGK’nun 22.03.2017 tarih, 2017/78-521 E.K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere mahkemelere tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetki bulunmadığından ve tescil işleminin idari nitelikte bir işlem olup Kurul kararının kabulüne bağlı doğal bir sonuç olduğundan davacının bu talebi yerinde görülmemiş, anılan talep ayrı bir dava olarak nitelendirilemeyeceğinden bu talebin reddi nedeniyle davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında uyuşmazlık konusu tüm mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 31/03/2022 gün ve 2022/55 E. – 2022/118 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜ ile, TÜRKPATENT YİDK’in 2017-M-10683 sayılı kararının İPTALİNE,
4-Davacı vekilinin, marka başvurusunun tescili talebinin reddine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 4.800,00.TL bilirkişi ücreti, 265,00.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığı, 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 5.285,70.TL yargılama giderine, 35,90.TL peşin harç, 35,90.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 5.357,50.TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar … ile … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2022
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…