Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1270 E. 2022/1123 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1270
KARAR NO : 2022/1123
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2021
NUMARASI : 2021/327 E. – 2021/684 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak

Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/09/2021 tarih ve 2021/327 E. – 2021/684 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında yapılan 27.01.2009 tarihli adi yazılı sözleşme ile davalının … Gıda Paz. İnş. San. ve Tic. A.Ş. nezdindeki % 100 hissesi olan … plaka sayılı aracının tüm hissesinin müvekkiline devredildiğini, sözleşmede devre konu aracın işletilmesinden doğan ve doğacak kar ve zararın müvekkili alıcıya ait bulunduğunun belirtildiğini, müvekkilinin anılan sözleşmeye göre davalı ile 364.500,00-TL bedel mukabilinde hisse devri için anlaştığını, müvekkilinin davalıya 10.000,00-TL elden para, bir de … plakalı ticari taksisinin satış bedeli 176.500,00-TL’yi verdiğini, geri kalan borcun müvekkilinin … plaka sayılı aracının işletmesinden elde edeceği kazançtan ödenmesi hususunda karşılıklı mutabakata vardıklarını, müvekkilinin aracın kredi borcunu kendi bakiye borcunu tamamlamak üzere üstlendiğini, aracın o anki kredi borcunun aylık 4.000,00-TL’den 36 ay olduğunu, müvekkiline … plaka sayılı aracın davalı tarafça sadece 1 sene kullandırıldığını ve bu süre zarfında elde edilen kazançtan müvekkiline mazot masrafı vd. araç giderlerine karşılık sadece 10.000,00-TL ödediğini, oysa aracın o anki aylık gelirinin en az ortalama 12.000,00-TL olduğunu, davalının müvekkiline verdiği aracı müvekkilinden geri aldığını ve tekrar kendi adına çalıştırmaya başladığını, müvekkilinin 27.01.2009 tarihli araç hisse satışı sözleşmesinden davalıya 32.000,00-TL bakiye borcunun kaldığını, davacının nakit borcunu ödeyemeyince davalının “öyleyse benim … plaka sayılı araçtaki hissemi düşür” dediğini, müvekkilinin 32.000,00-TL bakiye borç için tarafların karşılıklı anlaştıklarını ve şahit … nezaretinde 01.02.2011 tarihli yeni bir protokol imzaladıklarını, bu protokole göre davalı …’in … A.Ş.’de bulunan … plakalı araçtaki hissesinin % 75’ini müvekkili …’a devrettiğini, müvekkilinin 32.000,00-TL borcuna karşılık … plaka sayılı araçtaki hissesinin % 25 noksanla başka bir araca aktarıldığını, bu ikinci sözleşme yapılırken de müvekkilinin … plaka sayılı aracın işletilmesinden hak ettiği bedel ve satış bedelinin, geçmişe yönelik hiçbir mali hakkı davalı yanca müvekkiline ödenmediğini, … plaka sayılı aracın davalı yanca müvekkiline hiç teslim edilmediğini, müvekkilinin bu aracı hiç işletemediği gibi, kazanç da elde edemediğini, davalı … ve diğer bir kısım şahıslar hakkında “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma” suçundan Ankara Batı 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/ 430 E.- 2019/ 536 K. sayılı ve 30.05.2019 günlü kararı ile 2010 – 2011 yılları arasında anılan eylemi işlemeleri nedeniyle mahkumiyet hükmü verildiğini ileri sürerek, müvekkilinin 27.01.2009 ve 01.02.2011 tarihli araç hisse satış sözleşmeleri gereği davalıya ödediği hisse satış bedelinin şimdilik 186.500,00-TL’nin ve … ve … plakalı sayılı araçların işletilmesi, çalıştırılması nedeniyle elde edilen ancak müvekkiline ödenmeyen gelir, ticari kazanç, kar payının şimdilik 20.000,00-TL’nin, toplam 206.500,00-TL alacağın davalıdan araç hisse satış tarihleri olan 27.01.2009 ve 01.02.2011 tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, talebin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece somut olayda davalının ve davacının dava tarihinde tacir olmadığı, davanın TTK’nın 4. maddesinde belirtilen ticari davalardan da bulunmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp karara bağlanmasının gerektiği gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili ve davalı arasındaki işin ticari iş olduğunu, müvekkilinin dava konusu taleplerinin ticari kazanç, ticari gelir sağlamaya matuf bulunduğunu, dava konusu … ve … plakalı sayılı araçların seferlerini yaptıkları güzergahta günlük ticari gelir getiren, bu amaçla yolcu taşıyan araçlar olduğunu, davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ticari işletme devri sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK.’nın 3. maddesi uyarınca, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Aynı Yasa’nın 4/1-a maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri, ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. 6102 sayılı TTK.’nın 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5/3. maddesi uyarınca, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Göreve ilişkin kurallar ise dava şartıdır (HMK. m. 114) ve mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır (HMK. m.115).
Somut uyuşmazlıkta da ticari işletme niteliğindeki halk otobüsünün hat ve hisse devri sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istenmektedir. Ticari işletme hakkındaki maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemeler de TTK.’nın 1. Kitabında yer almaktadır. Bu durumda ticari işletme devri sözleşmesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. O halde ticari işletme devri sözleşmesi niteliğindeki dava konusu sözleşmeden kaynaklanan somut uyuşmazlığı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesi görevlidir.
Bu durum karşısında mahkemece işin esasının incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, Dairemizce 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2-İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/09/2021 gün ve 2021/327 E. – 2021/684 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-İstinaf kararının neden ve şekline göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
6-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/09/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip