Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1228 E. 2022/1302 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1228
KARAR NO : 2022/1302
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2017
NUMARASI : 2015/216 E. – 2017/89 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Dairemizce verilen 23/09/2020 tarih 2020/415 E., 2020/746 K. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/05/2022 tarih ve 2021/1259 E., 2022/3945 K. sayılı kararıyla bozulmuş olmakla, okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … ibareli 5. sınıftaki “Tıbbi Müstahzar” ürünlerini içeren 02.04.1996/169040 sayılı markanın sahibi olduğunu, kötüniyetli davalının 21.10.2013 tarihinde “… …” ibareli, 5. sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, … kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteninde ilân olunduğunu, bunun üzerine tanınmışlık, iltibas, önceye dayalı hak sahipliği ve kötüniyet vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2015/M-2795 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin … esas ve ayırt edici unsurlu markası ile iltibasa sebebiyet vereceğini ileri sürerek YİDK kararının iptali ve davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, başvuru ile redde mesnet davacı markaları arasında kapsamlarında bulunan ürünler ve alıcılarının niteliği itibariyle iltibas doğmasının mümkün bulunmadığını, markaların ve kapsamlarının farklı olduğunu, ayrıca müvekkilinin markasının fare zehiri için, davacının markasının ise hipertansiyon tedavisi için kullanıldığını, ödül, prim, ikramiye, getiri gibi anlamları olan premium ibaresinin ürünlerin daha iyi, daha özel olduğunu belirtmek için kullanılan tanımlayıcı bir ibare olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin 21.10.2013 tarihinde “… …” ibareli, 5. Sınıftaki ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğu, davacının markasının asıl ve ayırt edici unsurunun … ibaresinden oluştuğu, yazıldığı biçimde okunduğu, etken madde isminden türetilmiş olmadığı, ayırt ediciliği bulunan bir işaret olduğu, 5. Sınıf ürünler bakımından derhâl ve doğrudan doğruya ürünlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin de “… …” ibaresinden oluştuğu, yazıldığı biçimde okunduğu, bu işaretin ilaç etken maddesinden türetilmiş olmadığı, işarette … ibaresinin de asıl ve ayırt edici unsurlardan biri olduğu, anlam, görünüş ve okunuş olarak başvuru konusu işaretin davacı markasıyla iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olduğu, başvuru kapsamında yer alan 5. Sınıftaki “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tibbi amaçlı kimsayal ürünler, kimyasal elementler, Tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içeçekler, Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç)” emtialarının davacının markasının kapsamında yer alan 5. Sınıftaki tıbbi müstahzar ürünleriyle aynı türden olduğu, diğer ürünlerin ise farklı türden olduğu, normal düzeyde bilgilendirilmiş, makûl ölçüde dikkatli, işaret ve markayı aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan ve daha önce yararlandığı ürünlerle ilgili markanın göz ve kulağında kalan izine dayanarak sonraki ürün alımlarında aynı markayı taşıyan mallardan yararlanmak isteyen ortalama düzeydeki alıcıların davalı başvurusunun konusu olan işaret ile redde mesnet davacı markasınının farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, YİDK’nın 2015/M-2795 sayılı kararının, 5. Sınıftaki, “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tibbi amaçlı kimsayal ürünler, kimyasal elementler, Tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içeçekler, diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç)” emtiası bakımından iptaline, fazlaya ilişkin iptal isteminin reddine, davalı başvurusu marka olarak tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin markasını birebir ihtiva eden dava konusu “… …” ibaresinin müvekkili markası “…” ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu, KHK 8/1-b anlamında markaların benzerliği şartının gerçekleştiğini, davanın kısmen reddine ilişkin kararın usule, yasaya ve kamu düzenine aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin, reddettiği kısım bakımından kararını gerekçelendirmediğini, bu durumun 6100 Sayılı HMK’nın 27. maddesi ile kurala bağlanan hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, müvekkiline ait markayı içinde birebir ihtiva eden dava konusu markanın 5. Sınıfın geri kalan “bebek mamaları; hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri), zararlı bitkileri, havyaları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar” alt gruplarında da kullanılmaması, 2015-M-2795 sayılı YİDK kararının bu emtialar bakımından da iptali gerektiğini, “bebek mamaları; hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri), zararlı bitkileri, havyaları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar” emtiasının müvekkili markası ile benzer emtiaları kapsadığını, her ne kadar kalan mal ve hizmetler tıbbi müstahzarlar ile birebir aynılık teşkil etmese de dava konusu marka ile aynı sınıfta yer almaları ve hitap ettikleri kitle ve satıldıkları işyeri ve işletmenin aynı olması sebebiyle karıştırılma ihtimalinin devam ettiğini, alt sınıflar bakımından da markalar arasında veya marka sahibi işletmeler arasında bir bağlantı kurulabileceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kısmen ret kararının kaldırılmasını, davanın tümünün kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, … kelimesi, Yüksek Kaliteli”, ”Seçkin”, ”Daha iyi”, ”Daha Özel”, ”Prim”, “İkramiye”, ”Ödül”, “Getiri”, “Kar Payı” gibi anlamlara gelmekte olup, müvekkilinin markasında esas unsur olmadığını, bu nedenle davacının markası ile iltibasa yol açmasının mümkün olmadığını, her iki marka da piyasada satılmakta olup, bu güne kadar da her hangi bir iltibas veya karıştırma olmadığı gibi her iki markanın satışlarında da bu yönde bir artma veya azalma olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet markalar arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlanamadığını, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NİN 24/01/2019 TARİH VE 2018/693 E., 2019/87 K. SAYILI KARARININ ÖZETİ: Dairemizce, “…” ibaresinin ödül, ikramiye ve seçkin gibi anlamlara geldiği, bu yönüyle taraf markaları kapsamındaki emtia yönünden de tanımlayıcı ve vasıf bildirici mahiyette olduğu, bu ibareye ek olarak tescili istenen “…” ibaresinin başvuruyu davacı markasından yeterli derecede farklılaştırdığı, davacının “…” ibareli markası ile davalının “… …” ibareli marka başvurusu arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı Şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08.03.2017 tarih ve 2015/216 Esas – 2017/89 Karar sayılı kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 06/01/2020 TARİH VE 2019/1893 E., 2020/72 K. SAYILI KARARININ ÖZETİ: Yargıtay 11. Hukuk Dairesince; “…” ibaresinin Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilenin aksine, sadece ürünün emsallerine göre daha nitelikli ve özellikli olduğuna işaret etme anlamı dışında anlamları da bulunduğundan, her ne kadar tescil kapsamı bilinçli tüketicilere yönelik olsa bile Türkçe anlamının önemli sayıda tüketiciler tarafından bilinebilecek sözcüklerden olmadığı gibi, ibarenin tescil kapsamı bakımından doğrudan tanımlayıcı bir ibare olduğunun da ileri sürelemeyeceği, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve telaffuz olarak hitap ettikleri tüketiciler nezdinde bırakacakları genel izlenime göre 556 sayılı KHK’nın 8/1.b maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimalini de içerecek derecede benzerlik bulunduğu halde Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NİN 23/09/2020 TARİH 2020/415 E., 2020/746 K. SAYILI KARARININ ÖZETİ: Dairemizce, Yargıtay bozma ilamına uyularak, davalının başvurusunun “… …” ibaresinden oluştuğu, itiraza mesnet davacı markasının ise “…” ibaresinden meydana geldiği, markalardaki esas unsurların “…” kelimesi olduğu, “…” ibaresinin, sadece ürünün emsallerine göre daha nitelikli ve özellikli olduğuna işaret etme anlamı dışında başka anlamlarının da bulunduğu, her ne kadar tescil kapsamı bilinçli tüketicilere yönelik olsa bile Türkçe anlamının önemli sayıda tüketiciler tarafından bilinebilecek sözcüklerden olmadığı, ibarenin tescil kapsamı bakımından doğrudan tanımlayıcı bir ibare olduğunun da ileri sürelemeyeceği, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve telaffuz olarak hitap ettikleri tüketiciler nezdinde bırakacakları genel izlenime göre 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimalini de içerecek derecede benzerlik bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/8980 esas, 2016/3973 karar ve 11/04/2016 tarihli kararında belirlendiği üzere, “tıbbi müstahzar” emtiası, 5/1. sınıfta yer alan ürünlere karşılık gelmekte olup, 5. Sınıfta bulunan diğer ürünlerin, kullanım amaçları, hedeflenen halk kesimleri ve dağıtım kanallarının farklı olması nedeniyle birbiri yerine ikame edilebilme veya kullanılabilme olanakları bulunmadığı, diğer taraftan 5/2-7.sınıf ürünlerin alıcıları da belli uzmanlık seviyesine sahip, bilinç düzeyi yüksek tüketiciler olduğu, davalının başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markası arasında sadece, 5.1 sınıftaki, “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler” yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimalini de içerecek derecede benzerlik bulunduğu gerekçesi ile bu emtia yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 24/05/2022 TARİH VE 2021/1259 E., 2022/3945 K. SAYILI KARARININ ÖZETİ: Yargıtal 11. Hukuk Dairesince; davacı markasının tıbbi müstehzar malları için tescilli olduğu, dosyada bulunan 09/01/2017 tarihli, aralarında eczacı ve doktorun da bulunduğu heyetten alınan bilirkişi raporunda “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimaysal elementler,” malları yanında, “Tıbbi veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler, (aletler/cihazlar hariç) emtiaları” mallarının da tıbbi müstehzar olduğu kabul edilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince bu mallar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken sadece 5.1. sınıf mallar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
İddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalının başvurusunun “… …” ibaresinden oluştuğu, itiraza mesnet davacı markasının ise “…” ibaresinden meydana geldiği, markalardaki esas unsurların “…” kelimesi olduğu, “…” ibaresinin, sadece ürünün emsallerine göre daha nitelikli ve özellikli olduğuna işaret etme anlamı dışında başka anlamlarının da bulunduğu, her ne kadar tescil kapsamı bilinçli tüketicilere yönelik olsa bile Türkçe anlamının önemli sayıda tüketiciler tarafından bilinebilecek sözcüklerden olmadığı, ibarenin tescil kapsamı bakımından doğrudan tanımlayıcı bir ibare olduğunun da ileri sürelemeyeceği, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve telaffuz olarak hitap ettikleri tüketiciler nezdinde bırakacakları genel izlenime göre 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimalini de içerecek derecede benzerlik bulunduğu, diğer yandan davacı markasının tıbbi müstehzar malları için tescilli olduğu, dosyada bulunan 09/01/2017 tarihli, aralarında eczacı ve doktorun da bulunduğu heyetten alınan bilirkişi raporunda “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimaysal elementler,” malları yanında, “Tıbbi veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler, (aletler/cihazlar hariç) emtiaları” mallarının da tıbbi müstehzar olduğunun kabul edildiği, tarafların markaları arasında bu emtia açısından benzerlik bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile Türk Patent ve Marka Kurumunun 2015-M-2795 sayılı YİDK kararının 5. sınıftaki “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler”, “Tıbbi veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler, (aletler/cihazlar hariç) emtiaları” yönünden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı adına tescilli … sayılı “… …” ibareli markanın 5. sınıftaki “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler”, “Tıbbi veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler, (aletler/cihazlar hariç) emtiaları” yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 27,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 53,00.TL’nin davalı şirket ve davalı …ndan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı şirket ve davalı … kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete ve davalı …na verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 301,00.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 134,10.TL tebligat ve posta masrafı, 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 2.033,2‬0.TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 1.016,60.TL.’ye 27,70 TL peşin harç ile 27,70 TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 1.072‬,00 TL.’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 99,68.TL tebligat ve posta masrafı ve 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan toplam 197,78‬ yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 98,89‬.TL’nin davacıdan alınarak davalı …na verilmesine, bakiyesinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı şirket tarafından istinaf aşamasında yapılan 120,00.TL tebligat ve posta masrafı ve 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan toplam 218,1‬0.TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 109,05‬.TL’nin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, bakiyesinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacı, davalı şirket ve davalı … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 35,90’ar TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya, davalıya ve davalı …na ayrı ayrı iadesine,
11-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/96-205 E.K. sayılı ilamı gereğince taraflar lehine istinaf duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 19/10/2022 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/10/2022

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip